SİİRT
Başbakan Ecevit'in Siirt ve Şırnak gezisini izleyen gazetecilerin aklı Ankara'da bıraktıkları ikinci KHK krizinde.
Cumhurbaşkanı Sezer'in özelleştirme kararnamesini de geri çevirmesine karşılık, Başbakan Bülent Ecevit ve hükümet ne yapacak?
Sezer'in kararnameler konusundaki tutumu Başbakan Ecevit'in Çankaya'ya bakışını nasıl etkiliyor?
Gazeteciler bu sorulara yanıt almaya çalışıyorlar.
Ancak Başbakan Ecevit bu tür soruları yanıtsız bırakıyor. Kanun hükmünde kararname konusunda da, Sezer'in tutumu konusunda da bir yorum yapmıyor.
* * *
ANCAK Cumhurbaşkanı Sezer'in kararnameleri geri çevirmesi hükümetle Çankaya'nın çalışma uyumunu önemli ölçüde etkiliyor. Bu durum DSP kurmaylarınca bir "Çankaya analizi"ne konu edilmiş görünüyor.
Ecevit'in yakın çevresinde yapılan saptama ve değerlendirmeleri şöyle özetlemek mümkün:
"1- Sezer'in tutumu, Demirel'in görev süresinin uzatılması için Ecevit'in neden ısrar ettiğini ortaya daha açık koyuyor.
2- Tercih Sezer'den çok Anayasa Mahkemesi kurumu esas alınarak yapıldı ancak Cumhurbaşkanı'nın kişisel tavrı ve özellikleri etkili oluyor.
3- Sezer'in siyasal deneyimsizliği Çankaya'nın Anayasa Mahkemesi gibi işlev görmesine yol açıyor.
4- Çankaya için Demirel formülü tıkanınca yapılan tercih bir 'hata' olarak görülüyor.
5- Bu tercihte MHP'nin Çankaya'ya talip olması da etkili oldu.
6- Sezer'in Çankaya'daki çevresinin CHP'li olduğu anlaşılıyor. CHP Çankaya'da muhalefet yapma olanağına kavuşmuş görünüyor."
Çankaya'nın hükümetin çalışma suratini kararnameler konusunda aldığı tutumla yavaşlattığını düşünen Başbakan Ecevit ve kurmaylarının bu tıkanıklığı aşmak için yeni formül arayışları içinde oldukları da anlaşılıyor.
Eşeklerimiz boş kaldı
Başbakan Ecevit, Siirt'ten Şırnak'a karayolu ile gidiyor. PKK'nın 1984'te baskın yaptığı ilk yer olan Eruh'tan da otobüsle geçiyoruz. Ecevit'in bu ziyaretine kadar bölgede liderlerin büyük seyahatleri helikopterlerle sağlanırdı. Ecevit, ilk kez karayolu ile seyahat ediyor. Bunu halkın kullandığı yolları kullanmak amacıyla yaptığını söylüyor. Ayrıca bölgedeki güvenlik de artık karayolu ile seyahati mümkün kılıyor.
Siirt'ten Şırnak'a yolculuk sırasında otobüste gazetecilerin çeşitli sorularını yanıtlayan Ecevit, 1989'da bölgeye gazeteci olarak geldiğinde koşulların çok ağır olduğunu belirterek bir anısını anlatıyor:
"Şırnak'ta çocuklar beni, `eşeklerimiz boş kaldı, eşeklerimiz boş kaldı' sloganları ile karşıladılar. Öğrendim ki çocuklar Şırnak kömür madeninden eşekleriyle döküntüleri taşıyıp pazarda satarlarmış. Terör nedeniyle maden kapanınca işsiz kalmışlar. O zaman yazmıştım; bu çocuklar bugün `Eşeklerimiz boş diye bağırıyorlar, yarın başka şeyler için bağıracaklar.' Şimdi de işsizlik çok yaygın ama hiç olmazsa umutları var. Bu süreci çok iyi değerlendirmeliyiz."
Rahşan Ecevit ise, bir anımsatma yapıyor:
"O zaman adeta ölüme bir özlemleri vardı bu insanların. `İşi olmayan ölsün' diyorlardı. İşsizlik o derece canlarına tak etmişti. Ama şimdi durum öyle değil."
Hazreti Nuh'un köyü Başağaç
Üç saate yakın bir karayolculuğundan sonra dağlarla çevrili Başağaç köyüne varıyoruz. Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Selçuk Polat, Başağaç Merkez Köyü Projesi ile ilgili olarak brifing verirken şöyle diyor:
"Başağaç köyü mıntıkası bazı tarihçilere göre Hazreti Nuh'un başkent olarak kullandığı Cizre ilçemizin üçünçü kez oğulları tarafından inşası sırasında yerleşilmiş bir bölgedir. Şırnak adının da Şehr - i Nuh adından türetildiği ifade edilmektedir."
Başağaç Merkez Köyü bütün altyapı tesislerinin toprak altında geçtiği modern beton evlerden oluşuyor. İnşaatı 90 gün içinde tamamlanacak olan köyde elektrik, su, sağlık ocağı ve okul da bulunuyor. Köyden daha önce göç etmiş 106 aile köye dönmek için başvurmuş durumda.
Ecevitler aldıkları brifingden çok memnun kalıyorlar ve yıllar sonra ilk kez Güneydoğu'da karayoluyla seyahat ederken dağların arasından akıp giden suları izleyerek keyifleniyorlar.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr