Fikret Bila
REFAHYOL'un sürüklendiği çıkmaz, koalisyonun her iki kanadında da,
"hesaplaşma" eğilimi doğurmuş durumda.
Refah kanadı ulaşmayı amaçladığı bir erken seçimle başta ordu olmak üzere REFAHYOL'a karşı tüm muhalefet güçleriyle,
"hesaplaşma"yı planlıyor.
DYP kanadında ise Tansu Hanım, parti içi muhalifleriyle
"hesaplaşma" peşinde.
Tıkanıklığın en azından,
"iktidarda seçime" gidebilecek kadar aşılması için Çiller'in ortaya attığı
"başbakanlığın devri" formülü Refah kanadında
"garantili çözüm" olarak görülmüyor.
Refah garanti olarak görebilse, Çiller'in başbakanlığını da seçime kadar kabul edebilecek bir noktada. Ancak bu konuda da bir garanti görmüyor.
Başbakan Erbakan'ın en yakın kurmaylarından Devlet Bakanı Gül, Çiller'in başbakanlığının da sorunu çözemeyeceği kanaatinde.
Gül, bu formülü şöyle değerlendiriyor:
"Protokolümüzde dönüşümlü başbakanlık var. Bu nedenle Sayın Çiller'in başbakanlığı düşünülebilir. Ve öne alınabilir. Ama ben bunun çözüm olacağını sanmıyorum. Çünkü özellikle Meclis dışı güçler, REFAHYOL'u yıkmak istiyorlar. İster Sayın Erbakan, ister Sayın Çiller başbakan olsun, bu amaçları değişmeyecektir. Çiller de başbakan olsa, yine hükümetin yıkılması için her şey yapılacak. Bu nedenle başbakanlığın değiştirilmesi bir çözüm gibi gözükmüyor."
Gül'ün
"Meclis dışı güç"lerden kastı, özellikle Silahlı Kuvvetler. Ordunun
"RP'li hükümet"e karşı olduğunu esas alan Refah kurmayları, bu nedenle mümkün olan en kısa zamanda seçime gidilmesini savunuyorlar.
Gül,
"erken seçim"i bile uzun buluyor;
"hemen seçim" diyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Bugün yaratılan sıkıntı yapaydır. Laiklik ekseni etrafında çatışma yaratmalarının nedeni, REFAHYOL'u yıkmaktır. Bunun ne parlamentoda, ne de halkta siyasi bir temeli var. Bu nedenle hemen halka gidilmeli ve herkes hesabını orda vermelidir. Bana göre, RP ve DYP hemen seçim kararı alıp, siyasi ve demokratik gerekçelere dayanmadan hükümeti yıkmaya çalışan güçlere, bir ders vermelidirler. Eğer yeni bir sayfa açılması isteniyorsa, bu sayfa ancak seçimle açılabilir."
Çiller'in,
"başbakanlığı bana verin" yaklaşımına karşı, RP'nin,
"bu, sonucu değiştirmez, o halde mevcut hükümetle seçime gidelim" eğiliminde olduğu anlaşılıyor. Önümüzdeki günlerde Erbakan ile Çiller arasındaki pazarlığın sonucu netleşecek.
DYP kanadında ise Yalım Erez ve arkadaşları erken seçime karşı. Erez, kurulacak Refahsız bir hükümetin önemli yasal düzenlemeleri yaparak adil bir altyapı oluşturduktan sonra seçime yönelmesi gerektiğini düşünüyor. Necmettin Cevheri ise başbakanlığın DYP'ye verilerek seçime gidilmesinden yana. Erbakan'ın buna yanaşmaması halinde ise DYP'nin hükümetten çekilerek, seçime gitmesini savunuyor.
Muhalefet partilerinden ise sadece CHP erken seçime sıcak bakıyor.
REFAHYOL'un her iki kanadı da hükümetin artık yürümeyeceği noktasında birleşmiş durumda. Amaç, seçime iktidarda gidebilmek.
RP'li Gül,
"yeni bir hükümetle seçim" formülünü değerlendirirken,
"bu onların elinde değil. Eğer demokratik yoldan hükümeti düşürüp, yenisini kurabiliyorlarsa diyeceğimiz yok, ama, REFAHYOL'un seçim kararı alması halinde bu hükümet dışında da bir seçenek yok" diyor.
Siyasi kulislerde
"REFAHYOL hükümeti" geride kalmış görünüyor.
Gündemde,
"hesaplaşma" var. Hesaplaşmanın,
"seçimli mi, seçimsiz mi" olacağını önümüzdeki günler gösterecek.
Yazara Emailf.bila@milliyet.com.tr