Hikmet Bila
YÜCE Meclis, uğradığı çirkin saldırı nedeniyle yine gündeme geldi. Daha önce de,
"fezleke", "gensoru" gibi konularla zaman zaman gündeme gelmişti. Ancak, Refahlı Yılmaz, ağza alınmayacak hakaretler yağdırınca parlamentomuz tüm gazete ve televizyon köşelerini doldurmaya başladı.
Yavuz Donat'ın Cumartesi günkü yazısı şu satırlarla bitiyordu:
"Meclis'in itibarı aylardır `tabana vuruyor.'
Milletvekillerine duyulan güven yine `tabanda.'
Bu `sonucu' yadırgamıyoruz.
Siyaset ne ektiyse onu biçiyor.
Milletvekilinin biri, diğerlerine `pezevenkler' diyor:
- Ulan pezevenkler!..
Sonra da aynı Meclis'te `başı dik dolaşabiliyor...'
Ne diyelim?..
Böyle başa, böyle tarak..."
* * *
YILLARDIR yapılan kamuoyu yoklamalarında parlamentomuzun itibar sıralamasında hep sonlarda yer aldığını biliyor muydunuz? Bu nasıl parlamentodur ki, kendisini seçip Ankara'ya gönderen halkın gözünde kısa sürede güven ve itibar kaybeder? Bunun nedenlerini hiç düşündünüz mü?
Bir parlamento, ülke uçuruma giderken seyrederse... Dokunulmazlık zırhı arkasında yolsuzluk, hırsızlık, çete iddiaları gün ışığına çıkarılmazsa... Birbirlerini Yüce Divan'a göndermek için kolları sıvayanlar, kolkola girip iktidar olurlarsa... Milletvekilleri, kişisel hırslarını bayrak yapanların peşinden kuzu kuzu gitmekte ısrar ederlerse... İşsizlik, pahalılık, göç, eğitimsizlik, sağlıksızlık milletin belini bükerken parlamenterler Ankara'nın fildişi kulelerinde saltanat sürerlerse... O parlamento itibarını koruyamaz.
Sonra da birtakım adamlar, parlamentoyu kum torbası sanıp sağlı sollu vurmaya başlarlar. Şevki Yılmaz gibilerin, parlamentoya saldırırken ağır hakaretlerde bulunması, durumun vahametini artırır, o kadar...
77 yıl önce Kurtuluş Savaşı vermiş Türk parlamentosunun yeri bu değildir. 51 yıl önce demokrasinin kapısını açmış Türk parlamentosunun yeri bu değildir. Siyaset, Şevki Yılmaz gibileri bünyesinden söküp atacak güce sahiptir. Ama iş onunla bitmeyecektir. Sorun, parlamentonun itibarını yeniden kazanması sorunudur. Teker teker her milletvekili, şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Düşünürken, ettiği milletvekili yeminini hatırlaması yeter...
Milliyet'in karikatür ustası
Haslet Soyöz'ün çizgileri, son günlerde en çok konuşulan konulardan biri oldu.
Haslet'in bir karikatürünün Genelkurmay'da komutanların odalarını süslediği haberi gazetelerde yer aldı. Biz,
Haslet'in karikatürlerinin sadece Genelkurmay'ın değil, birçok evin duvarlarını süslediğini de biliyoruz.
Haslet'in çizgilerini izleyin, hislerinize, düşüncelerinize tercüman olduğunu göreceksiniz.
Milliyet'in genç ve deneyimli Yazı İşleri kadrosu,
Volkan Karsan'ın katılmasıyla daha da güçlendi. Yurtdışı Yayınlar Şefi ve editör olarak Milliyet'te başarılı çalışmalar yapan
Karsan, Yazı İşleri Müdürü olarak atandı. Genç arkadaşımıza yeni görevinde de başarılar diliyoruz.
Arkadaşımız
Ali H. Yurtsever, İran'da yeni döneme damgasını vuracak cumhurbaşkanlığı seçimini ve sonrasını adım adım izledi, görüntüledi. Kara çarşaftan bunalan kadınlarla, özgürlük için yanıp tutuşan gençlerle konuştu. Büyük tartışmalara yol açan, Cumhurbaşkanı Rafsancani'nin kızı Faize Haşimi ile görüştü. Ve ortaya nefes nefese okuyacağınız bir yazı dizisi çıktı. Bugün başladık.
İyi haftalar dileğiyle...
Yazara Emailh.bila@milliyet.com.tr