Anka kuşu yanarak ölür ve küllerinden yeniden doğar, ünlü efsaneye göre. Bir başka rivayette Simurg olarak anılır. Bu hikâyede, kuşların hükümdarı olan Simurg’u bulup ondan yardım istemek için dünyanın tüm kuşları toplanır. Kaf Dağı’nın tepesinde olduğu söylenen Simurg’u bulma yolculuğunda, kuşların büyük bir bölümü yolu tamamlayamaz yahut vazgeçer. Geriye kalan 30 kuş aradıkları yuvaya ulaştıklarında öğrenirler ki Simurg ’30 kuş’ demekmiş. Aradıkları meğerse kendileriymiş. Simurg, Kerkes, Anka Kuşu ya da İngilizcedeki karşılığıyla Phoenix... Adını bu çok özel kuştan alan bir film girdi vizyona geçen hafta. Almanya’nın son dönemlerdeki en parlak yönetmeni Christian Petzold’un yazıp yönettiği “Phoenix”.
Eksikliğini duyduğu filmi yaptı Petzold. ‘Almanların savaştan eve dönenlerle ilgili filmi’ oldu “Phoenix”. Film, 2. Dünya Savaşı sonunda Berlin’de geçiyor. Toplama kampından kurtulan Yahudi şarkıcı Nelly, kurşunla parçalanan yüzü için estetik bir operasyona hazırlanıyor. Doktordan tek isteği var: “Eskisi gibi olmak istiyorum”. Aslında sadece yüzünün değil, her şeyin eskisi gibi olmasını istiyor. Kampa tahammül etmesini sağlayan ‘kocası Johnny’yi bulup kaldıkları yerden devam etme’ düşüncesiyle onun izini sürüyor. Kendisine yardımcı olan Lene, Nelly’yi Nazilere ihbar edenin Johnny olduğunu söylüyor ama Nelly buna inanmak istemiyor. Kendi benzerine dönüşmüş yüzüyle gittiği bir gece kulübü olan Phoenix’te buluyor piyanist kocası Johnny’yi. Kocası Nelly’yi tanımıyor ama karısına çok benzediğini de teslim ediyor. Bu benzerliği paraya dönüştürmeye karar veriyor. Zira, bütün ailesi savaşta ölen Nelly’ye büyük bir miras kalmıştır ve eğer karısına çok benzeyen bu kadın, onu oynar, Nelly gibi davranırsa parayı alabilecektir. Anlaşmaya varıyorlar. Nelly’nin niyeti biraz çok özlediği kocasına yakın olmak biraz da bu oyunu sürdürürken onun hain olmadığını ispatlamak aslına bakarsanız.
Nelly, kocasının yardımlarıyla Nelly gibi giyinmeye, Nelly gibi davranmaya, Nelly gibi yazmaya çalışıyor. Nelly’yi Nelly gibi yapma sürecinin sonunda, arkadaşlara takdim ediliyor Nelly, bir tren istasyonunda, kamptan yeni kurtulmuş gibi...
Aslında tam da burada başlıyor film. Can alıcı noktalar art arda geliyor, sürprizlerle ilerliyor senaryo. Nefis bir finali var filmin. Ama daha da önemlisi, bir kadının küllerinden doğuşuna tanıklık ederken, asıl aradığının kendisi olduğunu görmemiz. Bayramın son günü şöyle güzel bir film çekiyorsa canınız, Anka olmak, Simurg’u bulmak istiyorsanız “Phoenix” biçilmiş kaftan.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025