Gözde Aycan Tarıer

Her caddesi mi güzel olur bir şehrin? Bir Mezopotamya manzarası var ki uçsuz bucaksız… Akşam karanlığı çöktüğünde şehrin ışıkları adeta bir gerdanlık gibi yanar güzel Mardin’in boynunda.

Tarih boyunca onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmış şehir aslında bir şekilde farklı kültürlerle harman olmuş ve bu farklılıklarını koruyarak binlerce yıl bir arada hoşgörü ve dayanışma içerisinde yaşamaya devam etmekte. Eski Mardin sokaklarında gezerken bu etkiyi hemen hissediyor ve benimsiyorsunuz.

Şehirde Müslüman, Süryani, Yakubi, Keldani, Nesturi, Yezidi, Yahudi, Kürt, Arap, Çeçen ve daha birçok farklı din ve etnik kökende yaşayan insan var. İçlerindeki bu uzlaşı, Mardin’i eşsiz kılmış. Tabii bu durum mimari yapılarına, yeme ve içme kültürlerine de yansımış.

Mardin'de Nereleri Gezelim?

Cycle Turkey Expedition Turkey’den hafta sonu için davet aldığımda hiç düşünmeden evet dedim. Ekipleri o kadar sağlam, Bodrum’a o kadar hakimler ki bana hiç unutamayacağım bir plan yaptıklarından emindim. Ancak bavulumu hazırlamaya başlayınca neye “evet” dediğimi tam olarak idrak ettim. Yıllardır bisiklet kullanmıyordum. Hangi malzemelere ihtiyacım olacaktı ve dağda bisiklet sürmeyi becerebilecek miydim?

Hafta sonu bisiklet turu için yanımıza neler almalıyız?

Spor ayakkabı

Şort veya tayt (Uzun taytlar önerilir, hatta bisiklet taytı olursa çok daha iyi)

Baf bandana

Su geçirmez küçük sırt çantası

Antalya şüphesiz ki, gerek doğal güzellikleri, gerekse otel yatırımları sayesinde Türkiye’nin turizm gözbebeğidir. Genellikle yaz aylarında deniz tatili yapmak için tercih edilen Antalya aslında yılın her mevsimi insanı şaşırtan bir doğaya sahip.

Hani ilkokul kitaplarında derlerdi ya kışın yukarıda kayak yapıp aynı anda aşağıda denize giren insanlar olur diye! Tam da bundan bahsediyorum. Böyle güzel bir doğaya sahip topraklar tabii ki de asırlardır birçok medeniyeti ağırlamış, her yaşantı da bu topraklarda izlerini bırakmış.

Görmeden Dönülmemesi Gereken Duraklar;

Kaleiçi

Kaleiçi semti Antalya’nın “Old Town” olarak da bilinen, günümüze kadar tarihi dokusu ustalıkla kurulmuş bir liman kentidir. Dar sokakları ve kendine özgü havasıyla, burada gezerken kendinizi oldukça iyi hissedeceksiniz.

 “Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus’un öfkesini söyle.

Acı üstüne acıyı Akhalara o kahreden öfke getirdi.”

Çanakkale’nin yüzyıllarca farklı hikayelere konu edilmesinin temeli 2750 yıl önce yazılan İlyada destanıyla böyle başlar.

Büyük İskender Troya’yı ziyaret ettiğinde Akhilleus’u anmış, Fatih Sultan Mehmet ise “Hektor” un öcünü aldığını söylemiş, Büyük Taarruz’da Yunan ordusunu mağlup eden Mustafa Kemal Paşa, “Truva’nın öcünü aldık” demişti. 

Efsane der ki Foça’da bir kara taş vardır, buna basan her kimse Foça’dan vazgeçemez buraya geri döner. İşte ben bu kara taşa basanlardanım. Tam 29 senedir içimdeki Foça aşkı hiç dinmedi.

Burası çam ormanlarının içinde birbirinden güzel koyları olan, merkezinde tarihi kale kalıntıları ve eski Rum evleri ile oldukça sempatik bir sahil kasabasıdır.

Eski adı Phokaia olan ve simgesi fok balıkları olan Foça, İyonya’dan beri yerleşim merkezidir aslında. Simgesinin fok balıkları olmasının sebebi ise buz gibi denizinde, Siren Kayalıklarında fok balıklarının bulunmasıdır. Fok balıkları düzensiz avlanma sonucunda Ege Denizi’nde neslinin tükenmesi tehlikesi ile karşılaştığı için avlanmaları yasaklanmıştır.

Merkezden kalkan günübirlik tekne turlarında her seferinde ‘Acaba fok balığı görür müyüz?’ Hevesi yaşasak da şimdiye kadar görmek bize nasip olmadı.

Foça’da nereleri gezmeli?

Seyirtepe

İzmir’in Bayraklı ilçesinde bulunan, Yamanlar Dağının eteklerine kurulmuş olan İzmir Seyirtepe Kampüsü İzmir’in en iyi panoramik manzaralarından birine sahiptir. Bu işletmede günün her saati şahane İzmir Körfezi manzarasının tadını çıkartabilirsiniz.

Seyirtepe’de aynı zamanda lezzetli yemekler, muhteşem tatlılar yiyebilir, özel günlerinizi kutlayabilir hatta Paint Ball bile yapabilirsiniz. Bu kampüste en beğendiğimiz özelliklerden birisi de çocukları unutmamış olmalarıdır. Çocuklar için açık ve kapalı oyun alanları bulunan bu işletmede, siz manzaranın ve yemeklerin tadını çıkartırken çocuklar da sıkılmıyor.

Tarihi Asansör

İzmir’in en sevdiğim yanı nedir diye sorsalar, tüm turistik yerlere bir saat mesafede olması derim. Ödemiş Birgi Köyü de bu duraklardan biri. Her mevsim şahane olan bu tarihi köyün havası hep bir başka olmuştur benim için. Arnavut kaldırımı, daracık sokakları, ahşap pencereli taş evleri, yöresel ürünler satan halkı ile adeta bizi bugünden geçmişe taşır.

Ne kadar zaman ayırmalıyım?

 Bu köyü gezmek için ne kadar zaman ayırmamız gerek diye sorarsanız, bir günde bile gezilir elbette. Ancak bizim gibi hissederek, yaşayarak gezmeyi sevenlerdenseniz en az iki gün ayırmanızı, hatta imkânınız varsa tarihi konaklarında konaklamanızı tavsiye ederim.

 Görülecek yerler nereler?

 Çakırağa Konağı

 Her ne kadar biz gittiğimizde bu konak kapalı olsa da 19. yy mimarisinin en iyi örneklerinden biri olduğu söyleniyor. Buraya müzekart ile girebilirsiniz, eğer müzekartınız yoksa giriş ücreti 10 TL.

Datça yarımadasında hep aynı yerlere gitmekten sıkıldıysanız, keşfedilecek yeni yerler arıyorsanız sizi asla pişman etmeyecek bir seçimdir Bördübet.

Marmaris - Datça yolunda giderken Amazon tabelasını takip ederseniz, yoldan yarım saat uzaklıktadır burası. Aman dikkat, yolda benzin istasyonu yok ve yol oldukça engebeli. Bu yüzden yol ayrımından önce yakıt ikmalinizi yapmanızı öneririm.

Ormanın içerisinde ilerlerken yol üzerinde göreceğiniz su kaplumbağalarının olduğu bir dere, bu derenin sonunda sonsuz mavi bir deniz ve kumlu, çakıllı plajı ile mest olacağınızı garanti ederim.

Üstelik burada sıkılmak pek de olası değil. Aktivite olarak oldukça zengin seçeneklere sahip; kano, bisiklet, yüzme ve orman içerisinde hiking imkanı ile hem ruhu arındıran hem de dinlendiren bir kaçamak yapabilirsiniz.

Bördübet çevresinde konaklama açısından fazla bir seçenek bulunmamakta. Bizim tercihimiz ismini Amazon ormanlarından esinlenmiş, tamamen doğada konaklama deneyimi sunan şirin mi şirin bir butik otel olmuştu.