Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Avrupa Birliği (AB), Türkiye’nin ülke raporunu resmen açıkladı. Avrupa Komisyonu’nca her yıl yayınlanan AB’ye aday ülkelerin raporları oldukça önemli. Zira Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporunun aksine, bu rapor, aday ülkelerin AB’ye yakınlaşmak ve tam üyelik yolunda attığı veya atmadığı adımlara yer veriyor. 

Yetmedi, aday ülkenin AB müktesebatını yerine getirmesi için neleri yapması gerektiğini de hatırlatıyor. AP raporu ise ağırlıklı olarak siyasilerce yapıldığından, aday ülkeye yönelik olarak beklentiler, hem AP’de grubu bulunan siyasi partilerin hem de ülkelerin bakış açısıyla kaleme alınıyor. Bu yüzden de genelde yanıltıcı oluyor. 

Haberin Devamı

Oysa Avrupa Komisyonu, AB anlaşmaları ile AB müktesebatını oluşturan 35 başlık ile Birlik’e aday ülkenin kanunları, siyasaları ve uygulamalarını karşılaştırarak, nispi ölçülerde yansız ve nesnel bir resim çiziyor. 

Bu çerçevede değerlendirme yapmak gerekirse, Avrupa Komisyonu, 2023 Türkiye ülke raporunda Türkiye’deki eksikliklere işaret ederken, bazı alanlarda kaydedilen ilerlemelere, AB-Türkiye ilişkilerindeki beklentilere ve perspektiflere de yer veriyor. Olumsuz gelişmeler arasında, temel hak ve özgürlükler ile Kopenhag kriterlerinde süre gelen eksikliklere, hatta bazı alanlarda yaşanan gerileme sürecine işaret ediyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Türkiye arasında yaşanan gerilimler, Ek Protokol’ün hala onaylanmamış olması, ayrıca yasadışı göç alanında yaşanan sıkıntılara da yer veriliyor. 

Öneriler sıralandı 

Türk kamuoyunca da tartışılan eksikliklere değinen Avrupa Komisyonu, eksikliklerin giderilmesi konusunda beklentilerini ve önerilerini de sıralıyor. Aynı şekilde ilişkilerde yaşanan olumlu gelişmelere de işaret eden Komisyon, Türkiye’nin Balkan ülkelerinin AB’ye katılımı ve NATO’ya yakınlaşma süreçlerine desteğini olumlu bir şekilde değerlendiriyor. 

Ankara’nın tahıl anlaşmasının tesisi ve canlandırılması amacıyla attığı adımları, göç ve sığınma yasasında yapmıştığı olumlu değişikliklere de değinen rapor, ekonomi konusunda Türkiye’nin evrensel makro ekonomik politikalara uyum sağlama yönünde attığı adımların da altını çiziyor. AB bunun yanında, Rusya’ya yakınlık, Ege sorunu, Patrikhane’nin ekümenik statüsü, bölücü terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD ve YPG’ye yönelik olarak Türkiye’nin politikalarını paylaşmadığını ifade ediyor. Keza Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını uygulamada sergilediği çekincelere ve vurgu yapmıyor değil. Ancak bu rapor ve ay sonunda yayınlanacak ikinci Türkiye raporunun ruhu, felsefesi çok önemli. AB, Türkiye’yi aday ülke olarak kabul ediyor ve bir gün Birlik’e üye olacakmış gibi değerlendiriyor. 

Haberin Devamı

Olumlu hava 

Bazı üye ülkeler ve AB içerisindeki bazı siyasiler Ankara-Brüksel ilişkilerinin fişini çekmek istediklerini dile getirseler de, Avrupa Komisyonu’nun tüm üyeleri ve birkaçı dışında AB Konseyi’nin mensuplarının ağırlıklı olarak Türkiye-AB ilişkilerine ve Ankara’nın adaylık statüsüne önem verdiği dile getiriliyor. Nitekim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen “AB’nin genişlemesi ve reformlar” adlı konferansa davet edilmesi de sürpriz değil. Hatta Almanya’dan gelen çok güçlü bir siyasi mesaj olarak değerlendirmek gerekiyor. 

Haberin Devamı

28 Mayıs seçimleri sonrasında Ankara’nın, AB’ye tam üyelik hedefinin stratejik bir amaç olduğunu açıklaması sonrası AB de, Türkiye’deki eksikliklere rağmen, süreci yeniden canlandırmaya hazır olduğunun mesajını verdi. Ay sonunda AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Ankara-Brüksel ilişkilerinin ne şekilde ve hangi alanlarda canlandırabileceğine ilişkin raporunu AB liderlerine sunacak. 14-15 Aralık’ta Brüksel’de toplanacak AB liderleri de, bu rapor doğrultusunda karar alacak. 

Türkiye’nin AB hedefinden sapmadığını somut adımlar ve reform sürecini canlandırarak göstermesi önemli olacak. 

Bu alanda, Kıbrıs sorununun çözümünde BM sürecinin yeniden başlatılmasına yönelik koşullarının oluşturmasına yardımcı olmaktan, temel hak ve özgürlükler alanında adımlara kadar bir dizi imkan mevcut. Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde ciddi, AB’nin de samimi olduğunu göstermesi önemli. Bunun için de bir fırsat penceresi bulunuyor. AB, dudak ucundan da olsa bu fırsatı değerlendirmeye hazır olduğunu ifade ediyor.