HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dün partisinin grup toplantısında kürsüye “En kısa konuşmamı yapacağım” diyerek çıktı.
Adresi Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan olan söylemi şöyle:
“HDP bu topraklarda var oldukça, başkan olamayacaksın...”
Demirtaş “Tek cümle söyleyeceğim” dedi ama tavrına bir de açıklama getirdi.
“AK Parti’yle hiçbir anlaşmamız, işbirliğimiz yok ve olmayacak” mesajını da verdi.
....................
İLETİŞİMDE “altın kural” tek hedefe atış yapmaktır.
SON yılların söylemiyle “beyaz Türkler” bu seçimde gene CHP’ye oy verecekler.
Ancak...
“Bu defalık HDP’ye verelim, barajı geçsin” diyenler de var.
Gerekçeleri şöyle:
“HDP barajı geçemezse AK Parti en az 30 milletvekili daha fazla çıkaracak. Hakkı olmayan, aslında HDP’ye verilmiş fakat baraj nedeniyle oylar AK Parti’ye yarayacak.
Bunu önlemek için bir defaya mahsus oyum HDP’ye.”
Böyle düşünenler, CHP’li seçmen arkadaşlarını da etkilemeye çalışıyor.
ENBE Orkestrası kurucusu ve şefi Behzat Gerçeker “ses” safarileri yapar, “en iyileri” bulur...
ENBE’nin “son albümünde” de büyük sanatçıların yanı sıra “yeni yetenekler” de var.
Şeffaf Oda’da Behzat Gerçeker, onlardan Tuvana Türkay ve İlyas Yalçıntaş konuklarım. Ve ENBE Orkestrası’nın bir bölümü...
Behzat’a “Yatağa yatıp kendinle baş başa kaldığında sanata yeni yetenekler kazandırmanın sana yaşattığı duygular ne?” diye soruyorum?
“Öyle huzurlu yatıyorum ki... Bu gençlerin başarısı
beni çok mutlu ediyor”
yanıtını veriyor. Onun elinden tuttuğu isimler
CHP’de eski Genel Başkan Deniz Baykal Antalya’da ön seçime girecek.
Diğer binlerce aday adayı gibi yarışacak.
Hem de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun “Sizi Genel Merkez kontenjanından Antalya birinci sıradan aday yapmak istiyoruz” önerisine rağmen...
Kılıçdaroğlu “siyasi nezaketin” gereğini yapmıştır.
Peki...
Baykal buna “ret” tavrı mı koymuş oluyor?
Öyle düşünenler olabilir.
İLK tepkim “Olamaz, doğru değildir” isyanı...
Biraz daha okuyorum.
“5N1K” dediğimiz ve daha mesleğe ilk girdiğimiz günlerde öğrendiğimiz haberde gerekli olan bütün unsurlar var.
“Ne, Neden, Ne zaman, Nerede, Nasıl ve Kim?”
Resmi makamlara da doğrulatılmış.
Gene de inanmakta zorlanıyorum.
Cumhuriyetimize ne oldu?
BEDRETTİN Dalan “Ergenekon sanığıydı...”
7 yıl yurtdışında “kendine sürgün” yaşadı.
Yakın bulduğu birilerine şöyle dediğini duymuştum:
“Sonunda suçsuzluğum nasıl olsa ortaya çıkacak ama boşuna, pisi pisine yıllarca hapiste çürümeye yokum. Hapiste ölürüm belki de. Oysa yaşamak ve bu yalanların ortaya çıkmasını görebilmeyi isterim...”
Dalan için kendi toprakları kutsaldır.
Laik bir Atatürk milliyetçisiydi.
Hizmete odaklıydı.
ŞÖYLE bir söz vardır: “Kendi tecrübelerinden faydalanmayı bilenler akıllıdır. Başkalarının tecrübelerinden faydalananlar ise daha akıllıdır.”
Komşu Yunanistan’ın düştüğü durumdan ders alarak, olası bir ekonomik krize karşı antikorlarını güçlendirmek, kendini güvenli konuma getirebilmek “aklın yoludur.”
Başta sanayi olmak üzere üretim düşüşte.
Tarım arzında yetersizlik nedeniyle enflasyon yükselişte.
İşsizlik de tırmanıyor.
Yabancı sermayede “çıkış” var.
Dolarda “önlenemez yükseliş” yaşanmakta.
TAHA Akyol’un “Gül aday olmayacak, hem kanaat hem bilgi olarak söylüyorum” söylemiyle konu yeniden gündemde.
Akyol deneyimli ve iyi gazetecidir.
Boşa konuşmaz.
Ancak...
“Siyasete dair hiçbir şey şaşırtıcı değildir” gerçeği ışığında gene de.
Analiz yapmayı deniyorum:
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir olaya olumsuz baktığında bunu ifade etmekten sakınmayan üslupla siyaset yapar.