TÜRKİYE‘de zemberekler boşaldı.
- Polis amiri, “hak yürüyüşü” yapan esnaf üzerine “gaz” emri veriyor.
Emrini yerine getirmeyen polisi ensesinden kavrayarak esnafın üzerine itiyor ve bağırıyor:
“Sık ulan sık...”
Polis çaresiz sıkıyor.
Amiri bu kez yani ensesinden iterek diğer esnaf grubunun üzerine yönlendiriyor.
Onlara da sıktırıyor.
AB Bakanı Volkan Bozkır şöyle dedi:
Özgecan kızımızın menfur bir cinayete kurban gitmesi, bir insan ve baba olarak beni de derinden yaralamıştır.
Şayet benim kızımın başına gelmiş olsaydı ben elime silah alır cezasını verirdim ve cezasına da katlanırdım.
Ama devlete insan öldürmek yakışmaz.
Devletin görevi suçluyu yakalamaktır. Hak ettiği en ağır cezayı vermektir.
Çalışma masamda istatistik veriler yığıldı.
Türkiye’de her 4 saatte 1 kadın tecavüze uğruyor veya erkek şiddetine maruz kalıyor.
Tüyler ürpertici bir rakam.
2014 “Kadına Yönelik Hak İhlalleri” raporuna göre geçtiğimiz yıl 575 kadına erkek şiddeti kullanılmış.
282 kadın ise hem taciz hem tecavüze uğramış, 257 kadın öldürülmüş.
....................
Daha da dehşet verici rakamlar sunayım.
HİLTON, Türkiye’yi ama özellikle İstanbul’u çok sevdi.
Art arda Hilton’lar açıldı, açılmakta.
Bomonti Hilton bunlardan en büyüğü, hatta kongre salonu olarak Avrupa’daki Hiltonlardan en büyüğü.
Şef Yannis’in “gerçek bir lezzet ustası olduğunu” söyleyebilirim.
SPA’sı ve yüzme havuzu otel içinde ayrı bir keyif gezegeni.
.......................
Milli Takım’ın ve Galatasaray’ın ilk kalecilerinden, Türkiye’de THY, Denizcilik Bankası, Emekli Sandığı genel müdürlüklerini yaptı.
BUGÜN 14 Şubat... “Sevgililer Günü...”
Esma Sultan Yalısı’nda yaptığım bir TV programında, benim için hâlâ “dinlediğim /okuduğum” en güzel sözcükler melodisini sunuyorum.
Kalplerin sesi olan satırlar bunlar...
......................
Eğer...
Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... Ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
DÜN TV ekran-larında “amirinin emrindeki polis memurunu ensesinden silkeleyerek, gösteri yapan esnafa zorla gaz sıktırışını” dehşetle izledim.
Meslektaşımız Yılmaz Koçyılmaz’ın önceki gün yaşamını yitirmesini de...
Demokrasi ve hukuk devleti için “ibretlik” sahnelerdir.
.....................
HUKUKLA devam...
Yargının zirvelerinde nöbet değişimi oldu.
Bunlardan öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin yeni başkanı Zühtü Arslan soru işaretlerinin odağı.
ÖZELLİKLE Başbakan Ahmet Davutoğlu Sultan Abdülhamid’e göndermeler yapıyor.
Örneğin...
“Büyük Sultan Abdülhamid’in Ortadoğu’su” gibi söylemler.
Abdülhamid’in yıldönümü bağlamında “tahttan indirilişiyle” analım. (*)
....................
MABEYN Başkâtibi (Genel Sekreteri) Ali Cevat Bey’in hatıralarından yansıtıyorum:
HAKAN Fidan’ın AK Parti’den milletvekili seçilmek için MİT Müsteşarlığı’ndan istifa etmesi bağlamında “anahtar” bir bilgi...
Meğer Hakan Fidan’ı, Başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’a o sıralarda “başdanışman” olan Ahmet Davutoğlu tavsiye etmiş.
Bu bilgiyi Taha Akyol’un dünkü köşesindeki satırlar arasından çıkardım.
Böylece bazı “gri” bölgeler -bir bakıma- izaha kavuşuyor.
Dünkü yazımda “Fidan’ın Erdoğan’a rağmen, onun itirazını dikkate almaksızın MİT’in başından ayrılmak ve AK Parti’den aday olmak kararına, kuşkuyla bakılması gerektiğini” yazmıştım.
Erdoğan’a parmağı kadar yakın bu çok özel üst düzey bürokratın “Beştepe” faktörünü aşmak tavrı inandırıcı görünmüyordu.
Hele Başbakan Davutoğlu’nun da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “olumsuz baktığı” söylemine karşın Fidan’ı AK Parti’den seçilebilir sırada listeye koyacağı fikri olacak şey gibi görünmüyordu.