Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Adamım “Örümcek Adam...”

Örümcek Adam, şeytanın tepesine binmiş insanlığın kurtarıcısı pozisyonunda.


NEW York’ta “Örümcek Adam (Spider -Man)” müzikalini izledik.
Süpermen, kurt adam, örümcek adam, vampir adam...
Bu tür tüm adamlarla hiç işim olmaz...
Ancak...
Prodüksiyonuna 75 milyon dolar harcanmış.
“Brodway’in en yüksek maliyetli müzikallerinden biri” olduğunu okuyunca -meraktan- gitmeye el mahkum!
Teknolojisini görmek istedim.
Son anda ancak balkonda yer bulunabildi.
Adam başı -otelin komisyonu dahil- 165 dolar... (297 lira)
“Kalan sağlar bizimdir” kuralının geçerli olduğu bu kapitalist sistem kalesinde elbette öğrenciye, emekliye, 60 yaş üstüne indirim falan yok.
1437 kişilik salonda tek boş koltuk yoktu.
Böyle “kapalı gişe” oynarsa maliyetin karşılanması bir yıl bile sürmeyecek.
Normalde bu gibi iddialı müzikaller en az 10 yıl gösterimde kalıyor.
Ayrıca ikinci, üçüncü kadrolarıyla Londra’da da perde açıyor, yıllarca oynuyor.
Dünya turları yapan alt kadroları var.
Las Vegas “ekstraları”nı da ekleyin.

ÖRÜMCEK ADAM YANIMDA
İyi ki balkonda yer bulmuşuz.
Bir baktık ki “Örümcek Adam” 30-40 metre yükseklikteki ağından 100 metre kayarak tam önümüzde.
“Kerata” sempatik de...
Biz balkondaki izleyicilere gülerek laf attı.
Biz de ona...
Oyuna gelince...
Tam bir Amerikan balonu.
İyice şişirilmiş.
Müziğinden, kulaklarımda tek nota kalmadı.
“Operadaki Hayalet, Sefiller, Mamma Mia, Cats” ve diğerlerinden melodiler yıllar geçti ama hala mırıldanmakta.
Anlaşılan birileri karar veriyor.
“Bu yıl Aslan Kral parlayan yıldız yapılacak” deniyor.
Düğmeye basılıyor.
Hem Brodway’de müzikali, hem sinemada filmi yapılıyor...
İkisi de kapalı gişe.
Yüz milyonlar kasaya.
Şimdi de “Örümcek Adam yılı” demişler.
Dağcı tertibatı gibi bel kemerindeki halkadan geçirilen örümcek ağı varsaydığımız ince beyaz ipte uzaktan kumandayla oradan oraya kayan/kaydırılan bir Örümcek Adam...
Oyunun başında halim selim bir delikanlıydı.
Dev bir örümcek onu soktu, zehirini akıttı oğlana, “Örümcek Adam” oldu.
Yazılan yorumları okuyorum.
En fazla alkış alan sahneler örümcek delikanlının iplerde 50-100 metre kayarak birinci balkona, sonra ikinci balkona konması.
Resimli roman karelerindeki gibi bir bacağına 45 derecelik açı verip geldiği yere kayması.
Konuya gelince...
Örümcek Adam “şeytanı” temsil eden bir yaratıkla mücadele ediyor.
İnsanlığı ve sevgilisini kurtarıyor.
Evet...
Tabii Örümcek Adam’ın da sevgilisi var.
Süpermen’in sevgilisi gibi o da sevdiği adamın “örümcek olduğunu” bilmiyordu.
Yaşamın gerçekleri öylesine katı ki insanlar böyle hayallerin dünyasında rahatlama buluyor olmalı.
Yoksa Harry Potter filmi ve kitapları gişe ve satış rekorları kırar mıydı?
Sonuçta gene de güzel bir geceydi.
Sonrasında da “Nobu’da” yemek keyifliydi.

Haberin Devamı

Adamım “Örümcek Adam...”

Tiyatro girişinde Örümcek Adam’ın dublörüyle...

Haberin Devamı

Adamım “Örümcek Adam...”

Bu fotoğrafın mesajı “Konuşan Poster...”

PARİS-MANHATTAN
Stepne birinciler de vardır ama dünyanın 2 merkezi Paris ve New York’tur.
Elbette Londra, Rio, Roma hatta Madrid ve Berlin de ıskalanmaz ama Paris ve New York “eşitler arasında 2 eşbirincidir.”
Vizyondaki “Paris-Manhattan” filminin adı bile bu nedenle çekici...
Şişeden kadehe kayan şampanya gibi küçük neşe köpükleriyle akıyor.
Baştan sona baloncukların pozitif enerjisini yudumluyor izleyenler.
.......................
Filmde bir genç kızın ilk ergen yıllarından başlayarak Woody Allen ile sırdaşlığı nasıl da güzel işlenmiş.
Genç kızı oynayan Alice Taglioni “her yürek probleminde” duvardaki Woody Allen posterine içini açıyor.
Woody Allen de duvardaki posterinden sadece genç kızın duyacağı özel görüşlerini dile getiriyor.
Hoş bir fantezi.
Yıllar geçiyor...
Bu genç kız, uzun sarı/kumral saçlı bir genç kadın olarak babasından devraldığı eczanesinin yönetimini üstleniyor.
Ne yazık ki adeta “evlenmek özürlüdür.” (Türkiye’de olsa evinin önünde bir -özel talipli- ordusu uzanırdı.)
Ailesi ona sürekli damat adayları bulmak için seferberlik halindedir.
Genç kadının bu adaylar için duvardaki Woody Allen posteriyle diyalogu sürmektedir.
Woody Allen’in söylemlerinden birinde “hayat dersi” var.
Gereksiz yere uzatılan bir dargınlığa, soğukluğa getirdiği yorum şöyle:
“Zaten barışacaksınız, koklaşacaksınız...
Dargınlığı uzatmaya, birbirinizi ve kendinizi yıpratmaya ne gerek var?”
Bu söylemi genç/yaşlı bütün çiftlere “aklın ve yüreğin formülü” olarak iletiyorum.
Film, “insanlık” ve özellikle “kadınlık” hallerini perdeye iyi yansıtıyor.
Kadının göz merceğinden “erkeğin” röntgeni de çekilmekte.
Sophie Lelouche’un ilk yönetmenliği umut verdi.
Sonraki filmlerinde de keyif alacağız.
Filmin sonunda Woody Allen’in Paris’e gelişi ve genç kadınla damat adayına seslenişi hoş bir sürpriz.

Haberin Devamı

9 EYLÜL’DE “SARI ZEYBEK” KADEHİ
İZMİR’de üretilen “EFE Sarı Zeybek Rakısı” San Francisco Word Spirits Competition’da Altın Madalya kazandı.
Meşe fıçılarda dinlendirildiği için rengi açık sarıya çalıyor. Can Dündar’ın Atatürk için “Sarı Zeybek” çalışmasını da hatırlattı.
Gene açık sarıya çalan rengiyle “altın seri” rakıyı da severek içerim.
İkisi de su konunca diğer rakıların beyazına dönüşüyor.
Bendeki Sarı Zeybek şişesini İzmir’in Kurtuluş günü olan bugün açacağım.
Gün batımında Sarı Zeybek Atatürk’ümüzün şerefine kadeh kaldıracağım.