Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bir albüm, bir dizi...

AraBest ve Baba Can’dır

Berkay’ın “arabesk” albümü ve Melis Tüzüngüç’ün başrolünü oynadığı “Baba Can”dır
dizisi.
Bu haftaki Şeffaf Oda konuklarım Berkay ve Melis Tüzüngüç.
İkisi de kendi alanlarında zirvede... Programa Berkay’ın şarkısıyla başlıyoruz.
Berkay’ı “İzmirli” şarkısıyla büyük çıkış yapmıştı. İlk albümüyle
9 ödül aldı. Haftada en az iki
konser veriyor.
Berkay şimdi de arabesk şarkılardan oluşan bir albüm çıkardı. Adı: AraBest.
En iyi arabeskler... Berkay’ın hedefi her kesime sesini dinletebilmek. Arabesk sevenler de Berkay’ın sesini bilecek, pop dinleyicileri de...
........................
Baba Can’dır dizisinin Ceylan’ı Melis Tüzüngüç Ürgüp’te balon uçuruyor. Balon pilotu. Şeffaf Oda’da da hem neşesiyle, hem güzel sesiyle bizi uçuruyor. Melis Sezen’in “Sayım” şarkısını söylüyor. Berkay’dan tam not alıyor.
Melis’in duruluğu yalnızca güzelliğinde değil, aynı zamanda sesinde de...
Melis oyunculuğa 16 yaşında başlamış. “Baba Can”dır dizisiyle birlikte tiyatroyu da yürütüyor.
“Sıcak Çikolata” adlı oyunda bir eskort kızı canlandırıyor.
Tiyatrodaki performansı da izlemeye değer... Yolu açık olsun.

GODOT’YU BEKLEMEK...

SAMUEL Beckett’in müthiş oyunu “Godot’yu Beklerken”le açtı İKSV bu yılki Tiyatro Festivali’ni...
Maslak’ta orman içindeki Sultanların av köşkü ile aynı alanda kurulan sanat merkezindeydik. “Godot” hep beklenen ama hiç gelmeyendir.
Sadece bir umut.
Yoksulun, ezilmişin, itilmiş kakılmışın, yalnızların, belki de beyinlerinde, yüreklerinde ürettikleri hiç olmayan
ve olmayacak “ŞEY.”

AraBest ve Baba Can’dır

.....................
Bu oyunu ilk kez Ankara’da kurulan “Ankara Sanat Tiyatrosu”nda izlemiştim. Sanıyorum Güner Sümer yönetmendi. Tuncay Yönder o kocaman sesi ve cüssesiyle ne de güzel oynuyordu. Ayberk Çölok çok iyiydi.
Tiyatronun fuayesinde akşamları bazen oyun öncesi, bazen sonrası “kanyak” yudumlar, “sol soslu” tartışmalar yapardık. Kadın oyuncular, sanat dostu kızlar da katılırdı o -kendi çapında- “entel” takılmalara.
......................
Çoookk yıllar sonra bu kez salı
akşamı Şahika Tekand’ın yönetimiyle “Godot’yu Beklerken”i bir kez daha izledim. “Modern yorumla” sahnelemiş. Müziği de öyle. Gene etkilendik.
Gene milyarlarca dünyalının “boş umutlarını” kendini aldatan bekleyişlerindeki
hüznü, yalnızlıklarını
iliklerimize kadar
hissettik.

AraBest ve Baba Can’dır
Savunma sanayiine de önemli katkıları olan Oğuz Çarmıklı nihayet bir “derin nefes” aldı. Körfez Köprüsü’nün müteahhidi de olan Çarmıklı son “tabliyesini” öngörülen tarihte gerçekleştirmek için çalışmadaydı. Artık tekrar dost meclisinde...

SADRİ ALIŞIK SELAMI

SAHNEDEKİ büyük perdede merhum Sadri Alışık olanca sevecenliğiyle anlatıyor:
Arayış içindeydim. Kafama şapkayı koydum. Fena olmadı ama tam içime
sinmedi. Sonra... Alnıma doğru
yıktım. “Hah şimdi oldu” dedim.
Sadri Alışık’ın kafasına küçük gelen limon kabuğu gibi alnına yıkılmış şapkası ünlüdür. Bir de... Elinin 4 parmağını şapkanın önünde aşağı sarkıtarak verdiği “özgün selamı...”

AraBest ve Baba Can’dır

......................
Sadri usta Türk sinemasının efsane isimlerindendir. Halkın kendinden hissettiği “içli, fakir ama gururlu, arkadaş tutkunu, kara sevdalı” genç adamıdır. Komedide de, dramda da sanatının nabzı, izleyici milyonların yüreğinde atardı.
Eşi Çolpan İlhan (Alışık) büyük aşkıydı. O da artık görünmezler arasında. Çolpan ve Kerem Alışık, Sadri ustanın ölümünden sonra her yıl Sinema ve Tiyatro oyuncularına onun büstü heykelcikler veriyor.
En başarılı kadın ve erkek oyunculara... Oğul Kerem Alışık bu geleneği sürdürüyor artık. Haftanın başında 21’inci Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri gecesindeydim. Kimimiz eliyle, kimimiz gönlüyle Sadri Alışık’a onun özgün selamını gönderdik.

BİZİM DENİZ

AKDENİZ’den “Mare Nostrum (Bizim Deniz)” diye söz eder bu büyük
mavinin etrafını saran coğrafyanın insanları.
İnsanları, müziği, sanatı, lezzetleri her ülkede farklı da olsa bir geçirgenlik vardır. Birbirinden aldıklarıyla, verdikleriyle harman oluştururlar.

AraBest ve Baba Can’dır


“Mutfak” ise bunun tartışmasız örneğidir. Çarşamba akşamı bir grup “tadımcı” dost uzun bir masa etrafındaydık. Barcelonalı şef Omar Mosquera Mallen’in Akdeniz mutfaklarından kendi yorumuyla sunduğu lezzetlerde safari yaptık.
İspanyol, Fransız, İtalyan, Lübnan, Yunan mutfaklarından Türkiye damak tadına uyarlanmış bir menü. Şaraplar da İzmir, Ankara, Yunanistan ve İspanya bağlarındandı. Porsiyonlar “doyumluk” değil “tadımlık” olduğu için hepsini kırıntı bırakmadan bitirdik. Nefisti... Sadece birinin fotoğrafını koyuyorum. Fikir verebilir.