İtalya’nın Sardunya Adası
Kuzey Suriye’de sınıra paralel bir “Kürt yönetim şeridi” oluşmasına karşı, “bölgede en fazla Kürt nüfusun olduğu” Güneydoğu için tedirginlik var.
Türkiye Kürt sorununa Arap değil, Avrupa kafasıyla çözüm üretebilir.
AB ülkelerinde durum nasıl?
İspanya örneği Türkiye’ye nispeten- benziyor.
Sınır çizgisinin iki yanında yoğunlaşmış “Bask” nüfusu var.
Tıpkı, Türkiye-Kuzey Irak ve Türkiye-Suriye sınırlarının iki yanında Kürt yoğunluklu nüfusun varlığı gibi bir demografik durum.
Fransa tarafındaki “Basklar” kopmak ya da İspanya Basklarıyla birleşmek istemiyor.
Hatta İspanya Basklarına tavırlı.
İspanya Baskları ise artık eskisi gibi “bağımsızlık” hedefine kilitlenmiş değil.
AB’nin sağladığı tüm demokratik haklar nedeniyle “kopmak”, yeni bir durum yaratmayacak.
“Biz Avrupa vatandaşıyız” diyorlar.
Kuzey İrlanda’da IRA düğümü çözüldü.
....................................
Dünyanın en pahalı ve lüks turistik yerlerinden biri olan Sardunya Adası’nda halk “bağımsızlık” istiyor.
Sebebi “ulusalcılık” değil.
Sardunya halkı nehir gibi akan turist geliriyle zenginleşmiş.
Tüm taksilerin son model beyaz renkli Mercedes’ler olduğunu belirteyim... Bir fikir verir.
Sardunyalı şöyle diyor:
“Bizim fert başına milli gelirimiz İtalyan ortalamasının çok üstünde.
Neden yüksek vergi ödeyerek İtalya’daki bozuk ekonomiyi finanse edelim. Bağımsızlık daha iyi.”
Yani...
“Bağımsızlık” isteğinin nedeni “para.”
Ya “terör örgütü?”
Sardunyalılar şöyle diyorlar:
“Kesinlikle yok.
Tek kurşun atılsa turizm yara alır, gelirlerimiz düşer, bizde terör de olmaz eylem de olmaz...”
........................
Aydın Engin T24 internet gazetesinde yazmış.
Almanya’nın bir köşesinde “Dan” olan bir bölge varmış.
Ancak...
Almanya’dan koparak, sınır çizgisinin ötesindeki Danimarka’yla birleşmeyi akıllarından bile geçirmiyorlarmış.
“Ne fark edecek ki” diyorlarmış.
“AB kapsamında Almanların bütün haklarından biz de eşit olarak yararlanıyoruz” görüşündelermiş.
............................
İşte bir “ufuk turu...”
Türkiye AB’nin eşiğinde bir ülke.
Demokratik yapısı diğer Ortadoğu ülkelerine göre çok daha köklü.
O ülkeler henüz demokrasiyle tanışmadılar bile.
Suriye’de yakın zamana kadar Kürtlerin nüfus kâğıtları, nüfus kütüğünde kayıtları bile yoktu.
“Varlıklarının inkârıydı” bu...
Irak’ta demokrasi, “Barzani” ve “Talabani” ailelerinin seçimleri, bir daha seçilmeleri, gene seçilmeleri, hep seçilmeleri demek.
Türkiye vatandaşlığı kavramı bütün demokratik derinliği ve zenginliğiyle hayata geçirilirse, Suriye ya da Kuzey Irak Kürtleri sendromu geçecek bir baş ağrısı olur.
MİZAN
Mizan, hesapların “ara dönem fotoğrafıdır.”
Bunu yapmaya çalışalım.
Akdeniz ve Ege’de oteller inanılmaz “indirimler” yapmakta.
5 yıldızlı otellerde “mütevazı” fiyatlarla tatil yapmak mümkün.
Neden böyle?..
Sebeplerden biri Avrupa’daki ekonomik kriz.
Bir diğer sebep ise “Suriye’deki iç savaş...” Suriye’nin düşürdüğü Türk jeti olayıyla gerilimin yükselişi ve Türklere Suriye sınırında uçuşan kıvılcımlar... Filistinli mülteci kamplarını çağrışım yaptıran 100 bin kişilik Suriyeli mültecilerin kampları... Esad’ın kimyasal silah başlıklı füzeleri, İran’ın Malatya’daki nükleer kalkanı, füzelerle vurma tehdidi... Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye sınırı boyunca yığınak yapması ve askeri “teyakkuz” durumuna geçirmesi...
Bütün bunların hepsi aleni...
Kafa dinlemeye, neşe içinde deniz, kum ve güneşi yaşamaya gelecek turistin kafasında soru işaretleri oluşması doğal değil mi?
Temmuz ayı turizm döviz girdileri nasıl olacak, göreceğiz.
YAĞMALANAN TIRLAR
Suriye’de Türk TIR’ları kurşunlandı, yağmalandı.
Türkiye - Suriye sınırında “ticari taşımacılık” durdu.
Sadece Suriye’ye değil, yöredeki diğer bazı ülkelere Suriye yolu üzerinden karayolu ile ihracat da durdu.
Bunun faturasının ne olacağını bilemiyoruz.
Avrupa’da ekonomik kriz mengenesi sıkışırken, AB dışı ülkelerle dış ticaret önem katsayısı daha da artıyor.
Ortadoğu ülkeleri bu seçenek kapsamındadır.
Suriye’yle sınır ticareti ve özellikle Kilis, Gaziantep ekonomisinin daralmasını da buna ekleyiniz.
Savaş olasılığına karşı teyakkuz hali sınır yığınakları savunma bütçesini de zorlar.
100 bini aşkın Suriyeli mültecilerin kamplarına akan 100 milyonlarca lira böyle bir büyük resimde “ayrıntı” kalır.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de “Suriye mülteci kamplarına harcanan paranın büyük olmadığına ama dolaylı faturaların sıkıntı verebileceğini” işaret etti.
............................
2. Körfez Savaşı sırasında Türkiye “uğrayabileceği zararlar nedeniyle” Amerika’dan bir bedel istemişti.
Türkiye’nin Esad Suriye’sine tavrında “U” dönüşünün arkasında ABD etkisi varsa, Türkiye’nin uğradığı zararların karşılanması da konuşulabilir.
......................
Başbakan Erdoğan 10 yıldır ülkeyi yönetiyor...
Dış politika alanında da deneyimleri zenginleşti.
Bu manzarayı öngörmemiş olamaz.
Fotoğrafı iyi okuduğunu düşünüyorum.
Bütün bunları da görmesine ve bilmesine rağmen Suriye politikasını farklı bir çizgiye taşımasının motivasyonunu öğrenmek isterdim.
Suriye için bir yatırım yapıldı.
Her yatırımın “riskleri” de vardır.
Bunları sıraladık.
Getirisinin ne olacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz.