BM’nin “Suriye’ye tek taraflı ateşkes çağrısını Esad’ın ret cevabı” güneyimizde çatışmaların devam edeceğini gösteriyor.
Suriye’deki oyunun arkasındaki senaryo ile dünden devam...
Oyunun metin başlığı “Balkanlaştırmak.”
Tıpkı Osmanlı’nın son döneminde Rumeli’deki topraklarından devletler üretilmesi gibi Ortadoğu coğrafyasında da yeni devletler haritasının kara kalem taslağı ve bugünkü sınırlar üzerindeki silgi izleri görünür hale gelmekte.
Irak fiilen (de facto) ikiye bölünmüş durumda.
Kuzeydeki Kürt bölgesi ve Arap Irak’ı...
“Orta Irak’ta Sünni, Güney Irak’ta Şii nüfus çoğunluğu nedeniyle Arap Irak’ının da ikiye bölünmek şafağında olduğu” söylenebilir.
Suriye’de pek uzak olmayan gelecekte mitos çoğalmayla üçleyebilir.
Türkiye sınırına paralel Kuzey Irak’ta, Akdeniz’e Hatay’dan ulaşmak hedefinde (hayalinde) bir Suriye Kürdistan’ı...
Akdeniz kuşağında dikey bir coğrafyada Nusayri (Alevi) eksenli ülkedeki Hıristiyanların da büyük bölümünü barındıracak bir devlet ki bu İsrail ile de iyi ilişkiler içinde olabilir.
Ve...
Orta Suriye’de en geniş alana hükmedecek Sünni çoğunluğa ait Müslüman Kardeşler omurgalı bir devlet.
Suriye Kürdistan’ı Doğu ucunda Kuzey Irak Kürdistan’ına dokunacak, Türkiye’den de bir parça koparılması ve Kürdistan Federasyonu/ Konfederasyonu kurularak çizilen hilalin Ermenistan’a ulaşması son aşamayı oluşturacak.
“Bu böyle olacak” demiyorum.
Ama...
Karakalem yeni sınırlar, yeni devletler taslağı böyle.
Bu durumda İran -Suriye arasındaki “Şia-Alevi” yönetimi ekseni kırılmış olacak.
İsrail elbette Suriye üzerinden Kuzey’inde tepesine binebilecek İran tehdidini coğrafya olarak uzaklaştırmış olur.
Fakat...
Suudi Arabistan’ın da İran, Suriye ekseninin kırılmasında fayda gördüğü açıktır.
Kendi içindeki ve Arap Emirlikleri’ndeki, Güney Irak’taki Şiilerin İran koruyuculuğuna en azından psikolojik olarak dayandıkları bir gerçek.
Suudi Arabistan, İran’ın başka dertlerle uğraşmasını ve sıranın kendisine gelmemesini amaçlayan bir rolü almış bulunmakta.
Ortadoğu’da az sayıda büyük devletler yerine çok sayıda küçük devletler daha az tehlikelidir.
Üstelik mitos çoğalarak birbirinden kopan bu küçük devletler birbirlerine pek de dost olmayacakları için özellikle İsrail onlardan bir kısmıyla iyi ilişkiler/ittifaklar kurmak şansına sahip olabilir.
Bölgedeki “yalnız” konumundan kurtulabilir.
Bir Kürdistan Federasyonu/Konfederasyonu oluşumu ABD’ye yakınlığı nedeniyle İsrail ile frekans uyumu sağlayabilir.
Ancak...
Bu arada iki önemli “potansiyel” gelişme var.
1- İsrail özellikle Türkiye ile ilişkilerini dar çıkmazlara sürükleyen koalisyon hükümetindeki ortaklarını bertaraf edecek bir erken seçime gidiyor.
2- Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’ye bir “sürpriz yapacağı” fısıltıları yoğunlaşmakta.
Türkiye aleyhine ağır basmaya başlayan oyun dengelerini Putin değiştirebilecek bir taş sürebilir satranç tahtasına.
Rusya da oyunu okuyor elbette.
...............................
Bu arada hep devrede görünen ve “Kudüs’ün eş başkenti Washington” merceğiyle bakılan ABD, bu belalı coğrafya Ortadoğu’dan çekilmek istiyor.
Çin, Hindistan gibi devlerin olduğu Uzakdoğu’yu çok daha iyi bir pazar olarak görmekte.
Çekilirken “eş başkent Kudüs’te” devleti yönetenlerin kendilerini daha güvende hissedecekleri yeni bir Ortadoğu haritasını bu nedenle de dizayn çabalarında.
Petrol güvencesini sağlayacak kadar bir ayağını ucundan gene de Ortadoğu’ya basacaktır.
...............................
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “tarih yapay çizgilerinden kopuyor, doğal tarih oluşuyor” söylemi bütün bu oyun okuyuşuyla örtüşüyor mu bilemem.