11 Eylü zaten Müslümanlara karşı “önyargıların” daha da altının çizildiği olayın yıldönümüdür.
“İslamofobi” diye de anılan “Müslümanlık fobisi” küllerinden kıvılcımlar çıkartmak için bu yıldönümünde gene karşıt rüzgarlar esti.
İşte böyle bir duyarlı günün ertesinde İslam adına hareket etmek iddiasında olanlar bu kez de Libya’daki ABD Büyükelçisi ve 3 Amerikalı görevliyi öldürdüler.
ABD’nin Kahire Büyükelçiliği de basıldı ama sadece bayrak indirmekle yetinildi.
Uluslararası hukukun temel kuralıdır.
Her büyükelçilik bulunduğu ülkede olsa da kendi ülkesinin toprağı sayılır.
Fakat...
Başka ülkenin toprağına tecavüzün çok ötesinde devletinin temsilcisi olan büyükelçisini ve çalışma arkadaşlarını öldürmek Müslüman dünya için gerçek bir talihsizliktir.
BİR DELİNİN HEZEYANI
OLAYIN nedeni gazetelerin birinci sayfalarında ve ekranlarda...
Bana göre kısaca “bir delinin hezeyanı...”
Bir Amerikalı belki ün ve para kazanmak için de olsa rezillik etmiş.
İslam’ın Peygamberi Hz. Muhammed’i küçük düşüren komedi aktörü haline getirmeye kalkışmış.
Çölün ortasında bir çadır 3-5 (oyuncu) birkaç da kadın.
Ayrıntıya gerek yok.
Her inançlı Müslüman’ın hatta Hıristiyan’ın, Yahudi’nin, Budist’in, Ateist’in bile “tepki” göstereceği saçmalıklar.
Kimsenin diğer bir dini kabul etmiş, peygamberine inanmış milyarlarca insanın manevi değerlerini aşağılamak hakkı yoktur.
Olmamalıdır.
Tükürüp geçilmesi gereken bu film bozuntusu için daha fazlası sadece gene Müslüman kitlelerin çizdiği imajı zedeler, yıpratır.
Daha önce Danimarka’da bir karikatür krizi yaşanmıştı.
Gene -İslam adına olduğu iddiasıyla- cinayet işlenmişti.
Bu herzeyi yani karikatürü yapanı geri plana iten cinayet nedeniyle fatura Müslümanlığa çıkarılmıştı Batı’da.
Amerikalı Büyükelçi ve 3 Amerikalının öldürülmesi olayını elbette tasvip etmememizin yanı sıra bir delinin saçma sapan, hiçbir yaratıcılığı ve sanat değeri olmayan film kalkışımına merak uyandırmıştır.
Bunu yapanın da isteği skandal yaratarak, küresel sansasyon üreterek ün ve para kazanmak değil miydi?
Ne yazık ki isteği olmakta.
Bir de o delinin “Yahudi” kökeni vurgulanmakta.
Önemli değil...
Hıristiyan da olabilirdi, ateist de...
Danimarka’da Hz. Muhammed’in karikatürleri krizini üreten de bir Hıristiyan değil miydi?
.......................
Olay her boyutuyla üzücüdür.
Libya ve Mısır yöneticilerinin “suçluların cezalandırılacağını” belirterek bunları yapanları kınamaları iyi olmuştur.
ABD Başkanı Obama ve diğer Batılı liderlerin “yangını büyütmemek” amaçlı açıklamaları sağduyuludur.
İslam ülkelerine ve İslam Konferansı’na gelince...
Onların durumları gerçekten zor.
Böylesine duyarlı bir konuda züccaciye dükkanında dolaşırken gösterilen üslup özeninde ince ayar yapmalılar.
Türkiye adına ABD’ye “üzüntü mesajları” için de bu hassasiyet geçerlidir.
SÜPER STAR İSA
AMERİKA’daki zırva film kolay kolay içe sindirilir gibi değil.
Ama...
Belki de ister teselli ister Batı’daki geniş açı olarak görülebilecek bir başka peygamber için görüntüler sunayım.
Hıristiyanların peygamberi/onlara göre Tanrı’nın oğlu Hz. İsa’nın müzikalini yaptılar.
Adı ...
“Jesus Chirst Superstar...”
Çıplaklık, kadın, kız her şey vardı.
Üstelik Tanrı’nın oğlu dedikleri peygamberlerine “Superstar” lakabını da yapıştırmışlardı.
“Artist” demeye getirmişlerdi.
Epey gürültü kopmuştu ama kimse öldürülmedi.
Uzun süre kapalı gişe oynayarak sahnede kaldı.