Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Suriye tarafından atılan top mermisi... 5 can kaybı ve yaralılar...
Bunun Suriye tarafından kasıtlı yapılmadığı genel kanıdır.
Esad’ın başı zaten büyük dertte, bir de dışarıdan Türkiye gibi dünyanın sayılı askeri gücüne davetiye çıkarması akla zarar.
Şam da zaten “olayın irade dışı oluştuğunu” bildirdi.
Özür diledi.
Yani...
Suriye’nin meydan okuması “gövde gösterisi” gibi bir ihtimal “yok” hükmünde...
Buna karşılık...
Türkiye’nin devletlerarası hukukta “mukabele-i bilmisil” denen “aynen karşılıkta bulunması” doğaldır.
Sessiz kalınamazdı.
Suriye önce Türk F-4 jetini düşürmüştü. İki pilotumuz şehit olmuştu.
Olayın Suriye karasularını ve hava sahasını ihlal gerekçesine dayandırılması tartışmalıydı.
Net değildi.
Türkiye “bunun tekrarı halinde” diye başlayan ve “ihlal koşullarının yeniden düzenlendiğini” belirten bir açıklama yaptı.
Ardından, kısa süre sonra Suriye top mermisi bu kez Urfa/Akçakale’ye düştü.
Türkiye gene uyardı.
Nihayet son top mermilerinin gene Akçakale’yi vurması, can kayıpları ve yaralılardan sonra Ankara bunu karşılıksız bırakamazdı.
Anında Türkiye’nin top ateşi Suriye’deki hedefleri dövdü.
...........................
Bunu “savaş hali” ya da “yaklaşan savaşın ayak sesleri” olarak yorumlamak abartı olur.
Devletler arasında bu tür “tavan yapan gerilimler” yaşanır ama bir ülkenin diğerine savaş başlatması anlamına gelmez.
Anlanacak dilde cevaptır.
.........................
TBMM’de kabul edilen ve “hükümete gereğinde Suriye’ye asker gönderme yetkisi veren tezkere” de bugünden yarına güney komşumuza asker gönderileceği anlamına gelmez.
Tezkere “Ankara’nın daha önceki uyarı, açıklama ve bildirimlerini” daha da ciddi bir kararlılığı gösteren net tavırdır.
Suriye’nin mesajı aldığı, gerilimi tırmandırmakta kaçınan söylemleriyle apaçık ortada.
Suriye işi büyütmek istemiyor.
Türkiye’nin, NATO desteğini de arkasına alarak sınırın ötesinde bir “tampon bölge” kurması için “hukuki gerekçeye çanak tutmakta” hiçbir yararı yok.
Kendi ayağına kurşun sıkmış olur.

Haberin Devamı

TÜRKİYE PENCERESİ
ÖTE yandan Türkiye’nin de gaza daha fazla basmakla bir fayda elde etmeyeceği bir diğer gerçek.
“Burunlara barut kokusu gelen savaşın eşiğindeki bir Türkiye ekonomisi” yaralar alır.
Turizm, tıkanacak ilk kaynaktır.
Bunu ihracat bağlantıları izler.
Hiçbir ülke, istikrarsız, savaş riski altındaki bir ülkeden ithalat bağlantısı yapmayı kolay kolay göze alamaz.
Yabancı sermaye girişi ve yatırımlar musluğu kısılır.
Dışarıya para çıkışları hızlanır.
Dolar ve euro fiyatları kanatlanır.
Rezervler erimeye başlar.
Faiz ve enflasyon yükselişe geçer.
İktisadi büyüme topallar.
........................
Bunlar sadece iktidar sorunu değil ulusun tümünün dar boğazıdır.
Amacını aşan orantısız tepkiler hem haklılık zemininde patinaj yaptırır hem de yeni sorunları beraberinde üretir.
Bunlardan biri İran faktörüdür.
Zaten ilk işaretleri alınmakta.
Diğeri Akdeniz’deki tek deniz üssü Suriye sahilinde olan Rusya’dır. Bu stratejik avantajını kesinlikle kaybetmek istemez.
Gerek NATO, gerek Türkiye Suriye’de Esad sonrası bir ortak çözüm için Rusya’nın bu kaygısına güvence vermelidir.
Rusya’nın Suriye’ye “olayın kaza olduğunu açıkla” çağrısı önemlidir.
İran’ın sakinleştirilmesi ise çok zor.
En iyisi İran’ı daha fazla kuşkulandıracak, tahrik edebilecek tavırlara girmemeye özen göstermektir.
Sonuç...
İçerde kamuoyuna ve tribünlere oynamak, ayranları kabartmak yerine başarılı ve sağduyulu “kriz yönetimini” ustaca sürdürmektir.
Şu ana kadar hükümetin bu duyarlı çizgide sapma yapmadığı söylenebilir.
Önemli olan bundan sonra da kendi tabanından veya radikal ulusalcı kesimlerden gelecek baskıları göğüslemektir.

CHP’NİN RET OYU
TEZKEREYE CHP’nin ret oyu bir açıdan bakılırsa, iktidarın elini zayıflatmıştır.
Suriye’ye asker göndermek konusunda ulusal irade olmadığı görüntüsünü vermiştir.
Ancak...
Bir başka açıdan CHP’nin tavrı AK Parti üzerindeki kamuoyu baskısını azaltmış oluyor.
Kazanın fazla buharını dışarı veriyor.
Eğer varsa “ABD veya Batılı ülkelerden dayatmalara” karşı AK Parti çok da atılgan olmamanın gerekçesine sahip olacak.
“Bakın görüyorsunuz ana muhalefet partisi karşı... Kürtleri temsil iddiasındaki BDP de öyle” diyebilecek.
Kamuoyu araştırmaları da TBMM’ye yansıyan “Suriye politikası için” toplumdaki farklı görüşün kanıtı.
Demokratik bir tavır.
Türkiye’nin geleneklerinde dış sorunlar söz konusu olduğunda iktidar ve muhalefetin ortak paydada yer almaları vardır.
Ama...
Bu görev aşındı.
CHP’nin BM anlaşması hükümlerine dayanarak öne sürdüğü “ret” gerekçeleri, zamanı geldiğinde, AK Parti’nin dış dayatmalara ve içeride duygu sellerine karşı korunma mevzisi olabilir.
İttihatçıların lideri Enver Paşa’nın, Osmanlı’yı Rusya’yla savaşa sokan yanlışından bugünlere uzanan dersler vardır.
O zaman tuzağı kuran Almanya’ydı...
Şimdi de birileri var.
PKK’yı azdıran, besleyen güçler acaba Ankara’ya “Suriye’nin üzerine git yoksa PKK ile başın çok daha fazla derde girer” mesajını mı veriyorlar.