İstikbaline titreyerek bakıyor

SURİYE’de oluk oluk akan kan, çocukların ve kadınların bile hedef olmaları iç acıtıcı...
Kuşkusuz bu caniler de zaman gelecek, hesap verecek.
Saddam, Kaddafi gibilerin sonlarını gördük.
....................
95 yaşında ele geçirilerek cezalandırılan Auschwitz Toplama Kampı’nın kasaplarından bir eski Nazi’nin filmini izlerken bunu düşündüm.
Anlatayım:
Nazilerin toplama kampı Auschwitz’in “kasap” subaylarından biri...
Milyonlarca Yahudi’nin fırınlarda yakıldığı bu “insanlık suçu” kamptan kurtulabilmiş bir baba...
Onun eski bir rock yıldızı olan oğlu...
Karizma notu 100 üzerinden 100 olan Sean Penn bu eski rock yıldızı rolünü omuzlamış.
Sokakta görseniz tanıyamazsınız.

Saçlar, kuaför mahallesinde “krepe” dedikleri, İngilizlerin “puffy” tabir ettikleri kocaman kabarmış çikolata suflesi gibi saçlar...
Yeşil/mavi gözlerin etrafına simsiyah sürme çekilmiş.
Yanakları pudralı, allıklı...
Dudaklara kıpkırmızı ve abartılı sürülmüş ruj...
Üstünde rockçıların pek sevdikleri daracık siyah deri mont...
Sımsıkı siyah deri pantolon...
Topukları ve tabanları yükseltilmiş siyah botlar...
Sanki az sonra on binlerce dinleyicinin karşısına çıkacakmış gibi...
Oysa yıllar önce müziği bırakmış...

YILDIZIN KARARDIĞI AN
Müziğe küsüşünün nedenini şöyle anlatıyor:
Ben, umutları tüketen şarkı-lar üretiyor, söylüyordum.
Böyle şarkılar tutuyordu da ondan.
Ama...
İki gencin bu şarkılarım nedeniyle psikolojileri bozuldu.
İntihar ettiler.
Kendimi affedemedim.
Bunun üzerine müziği bıraktım.

AŞAĞILANMA CEZASI
Filmde bu eski rockçıyı intihar eden gençlerin mezarını ziyaret ederken de görüyoruz.
Adam zengin ve üzgün.
30 yıl önce terk ettiği babasının öldüğü haberini alınca New York’a uçuyor.
Babasının bıraktığı anılardan, intikam almak için Auschwitz Kampı’ndaki bir eski Nazi subayının peşinde olduğunu öğrenir.
Adam farklı bir isimle Amerika’da yaşamaktadır.
Bir dizi maceradan sonra onu karlarla kaplı ıssız bir dağ kulübesinde bulur.
Cebinde “intikam silahı” diye tanımlanan uzun namlulu, girdiği bedeni parçalayan bir tabanca vardır.
Silahı çıkarır, doğrultur.
Öldürür mü?
Tıpkı Auschwitz Kampı’nda babasını bir zamanlar çırılçıplak ve çıplak ayakla karda yürüterek aşağıladığı gibi, eski rockçı da 95 yaşındaki bir deri bir kemik, her tarafı sarkmış eski Nazi kasabına aynı şeyi yapar.
Perdede çırılçıplak Nazi’yi utanç içinde titrek adımlarla karda bata çıka yürürken görürüz.
“Aşağılanmayı” o da yaşamaktadır.
Oscar’a aday bir film...

.............................
Esad’ın da filmi yapılacaktır.
İleride, mutlaka...
Bakalım, hangi “acı son” bekliyor onu?
.............................
“Titriyor mücrim gibi
Baktıkça istikbaline...”