BODRUM’da iki Kocadon’un benim için ayrı yerleri vardır.
İlki, merhum Ahmet Ertegün’ün evinin yanında -neredeyse- 150-200 yıllık konak ve bahçesindeki restorandır.
Sahibi Kocadon’lardan Ahmet...
Belçikalı eşiyle birlikte mekânları bir gizli vaha gibidir.
Avrupa’dan gelen kültür bakanlarının, yazarların, modacıların (örneğin Valentino) tercihleridir.
Ahmet, Bodrumlu Gulet yelken yarışlarını da başlatmıştır.
Ayıptır söylemesi eski Gulet kaptanları yelken açmayı pek bilmezler ama aralarında yelkenle seyir hikâyeleri anlatmaya bayılırlardı.
Müşteri “yelken açılmasını” istediğinde bin bir dereden su getirirlerdi.
Kocadon’lardan Mehmet Kocadon ise Bodrum’un Belediye Başkanı’dır.
Bodrum’a onun sihirli değneği değdi.
Müthiş bir değişim geçiriyor.
Daha önce Ortakent (Müskebi) Belediye Başkanı’ydı.
Orayı cennete çevirmişti.
Portakal bahçeleri içindeki villalarıyla başka bir Bodrum orası.
Betonlaşma tsunamisini engellemişti.
Annesi Ortakent’in zengini “hanımağa”sıdır.
Oğlu Mehmet, Ortakent’e başkan seçildiğinde “sakın devlete yük olup altına makam aracı çekme” demişti.
Mehmet’e makam arabası olarak yepyeni “Mercedes” araç hediye etmişti.
“Benzin parasını bile belediyeden almayacaksın ailemizin bütçesinden ödenecek” demişti.
Ortakent Belediye Başkanlığı süresince Mehmet Kocadon’un adı üzerine tek bir gölge bile düşmedi.
Olumsuz hiçbir söylenti işitilmedi.
Sadece başarıları dile getirildi.
Bu pırıltılı kariyerden sonra Mehmet Kocadon Bodrum Belediye Başkanı seçildi.
Hem de bir başka aday olsa şansı sıfır olacak bir partiden seçilerek...
Ve...
Kısa sürede Bodrum görüntülerinde farkı fark ettirdi.
TUTUKLAMA HABERİ
GERİDE kalan cuma akşamı TV’ler “Bodrum Belediyesi’ne baskın yapıldığı, polisin Mehmet Kocadon ve bazı belediye yöneticilerini savcılığa götürdüğü” haberini verdi.
İnanılır şey değildi.
Savcının sevk ettiği mahkeme de tutuklama kararı vermiş.
Biraz araştırıp soruşturdum.
“Bazı otellerden belediyeye yardım parası toplandığını” söylediler.
Ağzımdan “hangi belediye inşaat sahiplerinden, otellerden yardım almıyor ki” sözleri döküldü.
Türkiye’nin bir gerçeğidir bu.
Belediye gelirleri yetersiz kaldığı için belediyeler böyle bağışlar kabul ediyor.
Ancak...
Bağış mutlaka “makbuz” karşılığı olmalıdır.
Elden değil, banka üzerinden gönderilmelidir.
Makbuzdaki rakamla, banka dekontundaki rakam aynı olmalıdır.
Bir hukukçu olarak elbette yargıya saygılıyım.
Ellerindeki dosyanın içeriğinde neler var bilmiyorum.
Adalete güvenmek gerek.
Ancak yukarıda anlattıklarım dikkate alınırsa Mehmet Kocadon’un belki de haberi olmadan makbuzlu bağışlar dışında makbuzsuz para alanlar varsa onların yüzünden bu duruma düşürülmüş olması mümkün.
Bu benim hissiyatım.
Hiçbir etki altında kalmadan en doğru ve adil kararı yargı verecektir.
..................
Not:
Belki birilerinin aklına “şeytan avukatlığı” gelebilir.
Önceden açıklayayım.
Mehmet Kocadon’un başkan olduğu belediyelerle ne bundan önce ne şimdi hiçbir işim olmamıştır. Bodrum’daki yazlığım onun hep yetki alanı dışında kalmıştır.
HAVA MÜJDE
ÖZEL bir havayolu şirketinin uçağıyla Bodrum’dan İstanbul’a geldim. Madem THY’yi yazıyoruz bu şirketin adını da vereyim; Atlasjet...
İstanbul’a yaklaşırken kaptan pilot bir anons yaptı.
“Sizlere söylediğimden 10 dakika önce piste ineceğiz.”
Kulaklarımız “gecikmeden dolayı özür dileriz” anonslarına alışıktır.
Bu “sürpriz” oldu.
Önemli not...
Rötarlı kalkmamıştık.
“Marifet iltifata tabidir.”
