Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

AK Parti büyük kongresi... Görkemli bir gövde gösterisiydi.
Hem içeriye, hem dışarıya...
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasına şiirle başlayışı...
Aşık Veysel’den “uzun ince bir yoldayız” dinletisi...
Necip Fazıl, Arif Nihat Asya, Nazım Hikmet mısraları...
Alparslan’dan -Kürt kökenli- Selahattin Eyyubi’ye, Yavuz’a, Kanuni’ye göndermeler.
10 dakikaya yakın süre Osmanlı coğrafyasından ülke ve kent isimlerini tek tek anarak gönderdiği selam mesajlarıyla bir “etki alanı” haritası çizmesi...
Selçuklu ve Osmanlı “ulu çınarlar” metaforu...
Tribünlerde bu iddianın kanıtları olarak o ülkelerden cumhurbaşkanı, parti lideri, bölge lideri konukları...
Onların kürsüye geldiklerinde ayrı ayrı Türkiye’ye, AK Parti’ye ve Erdoğan’a övgüleri... Türkiye sınırlarının ötesindeki AK Parti iddia “aurasına” sesli tanıklıkları.
Mısır’ın yeni Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin “övgüyü” de aşan söylemleri.

Haberin Devamı

REFERANS MISIR
Mısır, hâlâ İslam aleminin referans ülkesidir.
Mursi’nin sözleri bu bakımdan özel önemde.
Ortadoğu haritası yeniden çizilirken Mısır Cumhurbaşkanı’yla Başbakan Erdoğan arasındaki yakın ilişki, Türkiye’nin “oyun kurucular” arasında daha etkin olmasına katkı yapabilir.
Mursi, sadece Mısır Cumhurbaşkanı olarak değil, Kuzey Afrika’da yönetimlere geçen ve Suriye’de muhalefet güçleri arasında ağırlıklı olan “Müslüman Kardeşler” yapılanmasının içinde de güçlü isim.
Esad sonrası Suriye yeniden oluşurken güneyden Mısır, kuzeyden Türkiye dayanışması gözardı edilmeyecek bir artıdır.

İKİNCİ BÜYÜK ALKIŞ
Büyük kongrede Başbakan Erdoğan’ın yabancı konukları arasında en fazla alkışı Filistin/Hamas lideri Halid Meşal aldı.
Hem tezahüratın desibel yüksekliği, hem de süre uzunluğu Erdoğan’dan sonra Meşal’i sevgi ve destekte ikinci sıraya koydu.
AK Parti tabanından böylece “Erdoğan’ın İsrail’e karşı Filistin politikasına” tam destek işareti verildi.
Buna karşılık Suriye politikası konusunda aynı kararlılık mesajı -yeterince- hissedilmedi.
Toplumda Suriye politikasında fazla gaz tedirginlik yaratıyor. Başbakan Erdoğan da bunu algılamış olmalı ki Mehmet Ali Birand’ın söylemiyle “vites küçülttü.”
Türkiye’de tereddütler ve “Fazla mı ileri gidiyoruz” soruları yaygın.
Kongrede Başbakan Erdoğan -sanırım bu nedenlerle- Suriye konusunda fazla derinleşmedi.

Haberin Devamı

‘HAİN’ LAFI ÇİRKİN

Beklenti, Başbakan Erdoğan’ın Kürt sorununda çözüm için çok önemli ve yeni bir bölüm başlığını açıklayacağıydı. Bir tür “manifestodan” söz ediliyordu.
Ancak...
Erdoğan çok da yeni şeyler söylemedi.
Ama konuşma düşük profilli görünse bile özellikle dağıtılan kitapçıkta yazılı olanlarla gerçekçilik katsayısı yüksekti.
CHP’yle omuz omuza vererek PKK sorununu çözmek için birlikte çalışmak gereğini vurgulaması anlamlıydı.
Kılıçdaroğlu’nun doğruluk araştırması yapmadan uluorta “hain” kelimesini kullanmasına duyduğu tepkiye rağmen Erdoğan gene de kapıyı açık tuttu.
“Hain” ithamı, hele gerçek dışı bir iddiaya dayandığı için gerçekten çirkin.
Başbakan Erdoğan bu kelimeyi yargıya götürmüş. Fakat, Kılıçdaroğlu’nun şahsıyla CHP’nin -olası- katkısını birbirinden ayırıyor.
CHP de bu yaklaşımı değerlendirmeli, topu taca atmamalı.
Toplum 2 büyük partiden bunu bekliyor.
“MHP’yi de sürece dahil olması için ikna edin” çağrısının pratiği yok.
Başbakan Erdoğan keşke CHP için eleştirilerini özellikle “ahıra dönüşen camiler” gibi sert söylemlerle yapmasaydı.
Konuklardan Mesut Barzani’nin de “kanın durması isteğini ve demokratik-siyasi bir çözüm için destek vermeye hazır olduğunu” kürsüden dile getirmesi not edilmeli.
Ortasında Kandil’in gölgesi olsa bile bu söylem hiç değilse bir avuç gökyüzü.
İran ve Suriye PKK’nın arkasındaki dış güçler.
Barzani’nin Kuzey Irak’ı bir bakıma onları ayıran stratejik coğrafya.
Türkiye - Kuzey Irak ekonomik ilişkileri, kartopu gibi yuvarlanarak büyük hacme dönüşüyor.
Bu da siyasete biçim veren bir faktör olabilir.

Haberin Devamı

ÜÇ YOL AĞZI

Bu kongreyi “Erdoğan’ın vedası” sananlar fena halde aldanır.
3 yıl için genel başkan seçildi.
Daha 2 yıl başbakan.
Üçüncü yılda öyle görünüyor ki hedef Çankaya Köşkü.
Ya başkanlık sistemiyle...
Ya yarı başkanlık sistemiyle...
Ya da -Celal Bayar örneğinde olduğu gibi- AKP Genel Başkanlığı’nı sürdürerek “parti başkanı bir Cumhurbaşkanı...
Bayar’ın “sapında DP (Demokrat Parti) harfleri olan” ünlü bastonunu hatırlayalım.
...........
Bunlar için de Anayasa değişikliği gerekiyor.
Önünde 2 yılı var.
Anayasa değişikliği için Meclis aritmetiği belki de değişebilir.
Bu değişiklik olmasa bile Evren’in, Özal’ın, Demirel’in, Gül’ün kullanmadığı çok geniş “yarı başkanlık” gibi yorumlanacak yetkilerini kullanarak bir “ilki” başlatabilir.
...........
Kongre izlenimlerine yarın da devam edeceğim.