Sunset’in kurucusu ve sahibi Barış Tansever de Türkiye’ye önemli bir ödül getirdi.
İSTANBUL’UN en iyi Boğaz manzarası olan iki restoranından biri Sunset’tir. Yemyeşil Etiler sırtlarından aşağıda Boğaz’ın mavisi bir başkadır.
İnce lezzetlerle bir klasiktir.
Şarap otoritesi ünlü “Wine Spectator” yayını tarafından ödüllendirildi.
“Best of Award of Excellence” ödülünü alarak dünyanın en iyi şarap menülerine sahip 878 restoran listesine girdi.
Petrus’tan La Tâche...
Opus One’dan, Château d’Yquem’e...
Yerkürenin en iyi şarapları...
Bunlara enfes şampanyaları ve konyakları da ekleyin.
Uzun etiketlerini sıralamayacağım.
Fakat...
Böyle seçkin mutfaklara da Türkiye’nin ihtiyacı var.
Düşünün ki...
Vietnam’ın, Arap Emirlikleri’nin bile yer aldığı bu listeye Türkiye yeni girmiş oluyor.
Türkiye’den Lavanda, Mikla, Şans ve Ulus 29 da bu listede.
Olayı geçtiğimiz hafta Sunset’te özel bir menüye eşlik eden şaraplarla kutladık.
Petek Ertüre ve Ali Ağaoğlu, Selami Şahin’in özel “doğum günü” şarkısıyla dans ettiler.
DİYARBAKIR’DA İKİ ROLLS ROYCE
BÜYÜK işadamlarının tedirginlikle baktıkları Güneydoğu’da Ali Ağaoğlu çıkartması siyasi yankılar da yaptı.
Diyarbakır sokaklarında korumasız, üstü açık Rolls Royce otomobille tur atmak sık görülebilecek olay değil.
Ama...
Magazin gibi yansıtılan bu görüntünün aslında bir de mesajı vardı.
“Bakın bu ülkenin her yerinde yatırım yapılabilir. İnsanımıza ve devlete güvenelim. Bölgeyi ekonomik olarak kalkındırmak, terör sorununun çözümünde önemli katkı sağlar. Yöre insanı kendisine sıcak dokunanı anlar.”
Bir diğer mesaj ise sosyal sorumluluk alanında.
Ali Ağaoğlu, orada 9 okul yapmakta.
Geziden sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmiş.
Yarım saatlik randevu çok daha fazla sürmüş.
Bunları ayrıntılarıyla Ali Ağaoğlu’ndan dinledim.
Sait Halim Paşa Yalısı’nın Boğaz’a bakan büyük salonunda Petek Ertüre’ye doğum günü daveti vardı.
Selami Şahin’in aşkın halleri ve renkleri harmanında gece güzel aktı.
Nişantaşı La Brise’nin açılışını Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül yaptı.
LA BRİSE NİŞANTAŞI’NDA
YILLARDIR Asmalı Mescit’in girişindeki La Brise farklı bir konseptti. Art Nouvau tarzı, ahşap ve bronz, deri ve vitray detaylarıyla Fransa’nın Brasöri havasını yansıtıyordu.
Sahibi Teoman Hünal’ın kızı iç dekorasyonun altındaki imza.
Diğer kızıysa harika lezzetler sunan şef...
Meyhanelerin sıralandığı sokakta böyle bir mekan da keyifliydi.
Tam karşısındaki Ece’nin meyhanesiyle birlikte sokağın girişini tutmuşlardı.
Bu konumlama devam edecek.
Ancak...
La Brise Nişantaşı’na da geldi.
Mim Kemal’de Portakal Sanat Galerisi’nin tam karşısında.
Aynı dekor, aynı lezzetler...
Mutfağın cam bloklarla ayrılmış şeffaf mutfak ve zengin şarap kavının salonda yer alması, Asmalı’daki La Brise’den iki farkı oluşturuyor.
Mutfakla salon arasında bir de şık ahşap bölme var.
Oraya “şefin masası” adını vermişler.
Bu bölmedeki tezgahta yemek yerken şefle sohbet de mümkün.
Teoman Hünal bizim mahallenin de yabancısı değil.
Tercüman gazetesinin, merhum Kemal Ilıcak’tan önceki sahibiydi aile.
Artık değneklerle değil, bu Japon işi ahşap maşalarla suşi yemek mümkün.
BAGET ‘OUT’, MAŞA ‘IN’
BEBEK’TEKİ Lucca, kuruluşunun 9’uncu yıldönümü için parti düzenledi. Sadece davetli listesinde isimleri olanların girdiği, “sade şık” bir geceydi.
Batılıların “az daha çoktur” söyleminin yansıdığı ikram ve içki sunumu diplomat dokunuşlarını andırıyordu.
Ne de olsa kayınpeder Büyükelçi Volkan Bozkır.
Gelin de bu durumda hariciyecilerin kendi aralarında kısaltarak söyledikleri gibi “diplokızı...”
Açık büfenin bir bölümü Uzakdoğu lezzetlerine ayrılmıştı.
Suşi tepsisinin yanında o bilinen baget dedikleri kısa değnekler yoktu.
Çatal niyetine o bagetleri kullanmakta çekilen zorluk malum.
Bu kez kamıştan yapılmış organik maşalar vardı.
Bizim metal ya da gümüş şeker maşalarının ahşaptan yapılmış olanı.
Nasıl da güzel bir kolaylık.
Izdırabın sonu.
İstanbul’da Japon ürünlerini satan bir yerde varmış.
Stoku tükenirse hiç şaşmam...