PKK tarafından kaçırılanların çoğu artık anılmıyor bile.
Neredeler?
PKK gerçekten kendi sonunu getiren inişte mi?
PKK ile mücadelede yararlanılmak istenen ve bu amaçla ilişkiler kurulan, Türkiye’de “devlet protokolü” konuğu olan Barzani’nin PKK’ya bakışı nedir?
Bunlara merkez medya değil AK Parti’ye yakın Yeni Şafak gazetesinde Abdülkadir Selvi’nin yazısından satırlarla da cevap oluşturmaya ne dersiniz?
Bir yazının içeriğinden çok, yazarı bizim mahalleden mi yoksa öteki mahalleden mi önyargı merceğinden okunduğu şu süreçte Abdülkadir Selvi’nin anlatımı belki daha da etkili ve uyarıcı olabilir.
Yazının başlığı şöyle:
“PKK’nın kaçırdığı kaymakam nerede?”
Gerçekten düşündürücü bulduğum yazının bir bölümünü aşağıda sunuyorum.
‘2 Eylül 2012 Pazar günü.
AK Parti Hakkari İl Başkanı Abdulmecit Tarhan şehir dışında PKK’lılarca kaçırıldı.
Abdulmecit Tarhan’ın gözlerini bağlayan 2 PKK’lı kendi aracıyla bir süre gittikten sonra araçtan iniyorlar.
Tarhan’ı yanlarına alıp dağ yolundan 8 saat yürüyorlar.
Geceyi Türkiye sınırları içindeki bir mağarada geçiriyorlar.
Mağara geniş ve jeneratörle aydınlatılıyor.
Açlıktan fare eti yiyorlar şeklindeki bilgiler ya doğru değil ya da bugünü yansıtmıyor.
Çünkü, para sorunları olmadığı dikkati çekiyor.
Sabah kalktıklarında tekrar yürümeye başlıyorlar.
Bu kez istikamet Kuzey Irak.
Tam 8 saat yürüyorlar.
Yol boyunca PKK’ya ait, irili ufaklı mağaralarda mola veriliyor. Yön değiştiriliyor, şaşırtmaca uygulanıyor.
Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Kuzey Irak’a Barzani’nin kontrolündeki bölgeden giriş yapıyorlar.
Her 400 metrede bir Barzani’ye ait kontrol noktaları var.
Barzani’ye bağlı görevlilerin bulunduğu 4 kontrol noktasından rahat bir şekilde geçiyorlar.
Hatta PKK’lılarla KDP’liler arasındaki yakınlık dikkat çekici boyutta.
Kontrol noktaları bitiyor, örgüte ait bir araca biniyorlar.
Bir şehirde ticari taksiye atlayıp alışveriş merkezine ya da bankaya gider gibi çok rahat bir şekilde Haftanin Kampı’na gidiyorlar.
Orada tam 32 gün tutuluyor Abdulmecit Tarhan.
Haftanin, başında Behoz Erdal’ın bulunduğu ve Hakkâri-Şırnak bölgesinden sonra Hakurk Kampı’na bağlı kamplardan birisi.
800 metre genişliğinde.
İçinde barınma, eğitim ve bizim cezaevi, örgütün, ‘Rehabilitasyon Merkezi’ olarak isimlendirdiği bölümlerden oluşuyor.
Ve bir sürpriz.
Abdulmecit Tarhan’ın tutulduğu kampta Türkiye’den kaçırılmış başka isimler de var.
Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu...
Yanlış duymadınız. Örgüt Kenan Erenoğlu’nu Kandil’e götürmemiş, Haftanin Kampı’nda tutuyor.
Abdulmecit Tarhan ile Kenan Erenoğlu’nun birbirlerine en fazla 50 metre yaklaşmasına müsaade ediliyor. Ancak selamlaşabiliyorlar.
Tüm bunları neden aktardım.
Şanlı Türk basını 1 yıl önce Haftanin yerle bir edildi diye haberler yapmıştı.
Haftanin orada duruyor.
Barzani’den PKK’yı sonlandırmasını istiyoruz.
PKK, Barzani’in kontrol noktalarından elini kolunu sallayarak geçiyor. Şehir içi dolmuş seferi gibi, sınırdan PKK’lıları alan araçlar Hakurk’a, Haftanin’e taşıyor.
Haftanin’den bir ayrıntı daha vereyim.
Feyman Hüseyin’le görüştürülüyor AK Parti İl Başkanı.
AK Parti’den istifa etmesini söylüyor. İtiraz edince, ‘İkinci kez kaçırırız’ diyor.
Ankara’da yaşadığımız acının kaynağı orası.
Ve bizim PKK bitti, tükendi diye haberler yapmak yerine, artık kafamızı kumdan çıkarıp, gerçekleri görmemizin zamanı geldi.’
......................
Hangi mahalleden olursak olalım hepimizin “iki el, bir baş için” diyerek üzerinde düşünmemiz ve omuz omuza vermemiz gereğini ortaya koyan yazılardan biri bu.
Karbonatlanmış, köpürtülmüş laf kalabalığı, polemik, demagoji yok.
Tıpkı bir belgesel gibi isim, zaman, yer, süreç verilerek çok şey anlatılıyor.