Sharapova’nın frikik önlemi
SHARAPOVA maç başlamadan önce rakibi İtalyan Sara Errani ile kısa bir süre ısınma vuruşları yaptı.
Sonra, oyunculara ayrılan sandalyesine geçip oturdular.
Errani’den farklı olarak Sharapova, oturur oturmaz dizlerinden yukarı şortunun bittiği yere kadar bacaklarını bir havluyla örttü.
Maç boyunca verilen aralarda da aynı şeyi tekrarladı.
Bu “bacaklara havlu örtmek” tavrı, onu tanıyanlar tarafından şöyle yorumlandı.
“Sharapova gide gele Türkiye’yi tanıdı. Kısacık eteğinden bir frikik karesi vermemesi için tedbirli olmayı öğrenmiş...”
Tenisin hangi aşamasındayız...
Belki bu da bir gösterge.
Çetin Altan’ı andım.
Çetin Altan daha ilk gençlik yıllarından tutkulu olduğum imzadır.
Türkiye için hayallerini yansıtan yazıları hatırlıyorum.
“Her köyde bir piyano... “
“Her köyde tenis kortu...”
Bu vizyon uygarlığın da bir ölçütünü yerleştiriyordu bilinçaltlarımıza...
Sharapova’nın bacaklarına örttüğü havlu da bir mesajdır ve gerçi o ufka varmamıza epey zaman var ama gene de hayli yol aldık.
SHARAPOVA BALESİ
ÇERNOBİL nükleer santralindeki patlamadan sonra bir Rus aile ABD’ye göç ediyor.
Ailenin küçük çocuğu Amerika’da yetişiyor.
Ve dünyanın en iyi ilk 3 tenisçisinden biri oluyor; Maria Sharapova...
Sinan Erdem Salonu’nda onu bir tenis balesi gösterisindeymiş gibi izledim.
Güzellik kraliçesi, manken de olabilirdi.
Ama...
Kortlarda bir kadim Yunan Tanrıçası gibi.
Her defasında aynı hayranlıkla izliyorum.
Düşünün ki...
Aynı gece 21.45’te Galatasaray maçı vardı.
Sinan Erdem’den birinci setten sonra zor ayrılabildim.
Bu satırları yazdıktan sonra gene Sinan Erdem’deyim.
Dünyanın en iyi 8 kadın tenisçisi ve çiftlerde yine dünyanın en iyi 4 takımı Sinan Erdem’de.
Dünya Kadın Tenisi takviminin 4 Grand Slam’den sonraki en önemli 5. organizasyonu bu.
Sinan Erdem tesisi gerçekten gurur verici.
Hakemden çizgi gözlemcilerine, top toplayıcılara kadar saha organizasyonu dünya standartlarında.
Işık, ses, çizgi kamerası, tüm teknik donanım dört dörtlük.
Tenis Federasyonu gerçekten başarılı ve etkin.
KIZLARIMIZA ROL MODELLER
SADECE bu turnuvadan söz etmiyorum.
Genel bir başarı bu.
Tenisi Türkiye genelinde yaymak için çalışmalar yapıyor.
Sadece 2012’de Türkiye’de 100’ü uluslararası olmak üzere, 400 dolaylarında turnuva düzenlendi.
Türkiye, Avrupa’da en fazla uluslararası etkinliğin gerçekleştiği ülkelerden biri.
Türkiye genelinde de kalıcı tenis kültürü için çalışıyor TTF...
Hem kadınlarda, hem erkeklerde, hem de çocuklarda uzun vadeli plan uygulanıyor.
“Ağrı’dan Avrupa’ya Tenis Kardeşliği” projesiyle “doğu liginin kurulması” ve yöredeki çocukların kulüplere yönlendirilmesi, çocukları ve gençleri tenisle tanıştırmak yolunda önemli mesafeler alındı. Özellikle Anadolu’da yaşayan kız çocukları arasında da tenisi yaygınlaştırmak çabaları yoğun.
İstanbul’a dönelim...
Bu 8 en iyi dünya raketinin karşılaşacağı turnuvada ödül 4 milyon 900 bin dolar.
İyi rakam...
Bayramın başlarını da kapsadığı için meraklılarının bol zamanı oluyor.
Bu ünlü kadın raketler, kız çocuklarımıza ve genç kızlarımıza da birer rol etkisi yapabilir.
......................
Türkiyemizin güzel insanlarına mübarek Kurban Bayramı vesilesiyle refah, barış, kardeş sevgisi, mutluluk ve esenlik diliyorum.
