HAMDİ Osmanoğlu Esad’a karşı savaşmakta olan “Suriye Birleşik Muhalefet Hareketi’nin” konsey üyesi.
Asıl mesleği hekimlik.
24 Ağustos 2012 tarihiyle Suriye’nin röntgen filmini, onun yorumlarıyla sunuyorum:
“PKK Türkiye sınırı boyunca Suriye’de bir bölgeye egemen mi?”
Cevabı: “Hayır, değil” oluyor.
Şöyle anlatıyor:
Kamışlı yakınlarında bir yerleşme yeri PKK’nın elinde.
Esad’ın silahlı kuvvetleri, orayı PKK’ya kendi elleriyle ve çatışmasız teslim etti.
Yerel Kürtlerle de PKK bir şekilde uzlaştı.
Ama...
Diğer Kürt yoğunluklu yerler PKK’nın değil.
PKK’yı başından beri Esad destekliyor.
Silah ve para veriyor.
PKK da Esad’ın tarafında.
Nusaybin’in karşısındaki Kamışlı halen rejimin elinde.
Ancak çatışmalar sürüyor.
Muhalefet güçleri içinde Suriye Kürtleri dahil Araplar, Türkmenler, Hıristiyanlar var.
Yani...
Bu güçlere PKK’nın hakim olması mümkün değil.
PKK’YA ALERJİ VAR
DAHA birkaç ay öncesinden 5 bin dolaylarında PKK’lı bölgeye gelmiş.
Peki...
Diğer yerleşim bölgelerine de bu sayıda bir güçle hakim olamaz mı?
Doktor Osmanoğlu’nun cevabı “olumsuz...”
Sözleri şöyle...
Suriye Kürtleri arasında PKK tutulmuyor.
Sebeplerden biri PKK’nın bölgedeki Kürt lideri Misal Tumlu’yu öldürmüş olması.
Misal Tumlu bölge Kürtlerinin sevdiği bir lidermiş.
PKK onu öldürerek alerji yaratmış.
Kürt liderler PKK’ya güvenmiyorlar.
Ya Kuzey Suriye’de bir özerk ya da bağımsız Kürt devleti ihtimali?
Hamdi Osmanoğlu’na göre böyle bir olasılık görünürde yok.
“Kürt bölgeleri” denilen Kuzey Suriye şeridinde bile Araplar, Türkmenler, Çerkezler, Hıristiyanlar çok sayıda varlıklarını sürdürüyor.
Onlar hatta Kürtlerin çoğunluğu “üniter Suriye” istiyor.
Ya Amerika ve bu aşamadan sonra daha aktif olacağının işaretlerini veren İsrail...
Onlar özerk ya da bağımsız bir Kürt devleri isterler mi?
Osmanoğlu “hayır, istemezler” demiyor.
Amerika ve İsrail için bu soru işareti düşündürücüdür.
Bir kenara yazın.
LASKİYE’DE ESAD’A DEVLET
KONU-ŞULMAKTA olan bir olasılık da “merkezi LâskÓye olacak Akdeniz’e paralel kıyı şeridinde Nusayri devleti kurulması.”
Esad daha da kan dökerek böyle bir formülü muhalefete ve sürece dıştan müdahil olan diğer güçlere dayatmak, kabul ettirmek.
Hamdi Osmanoğlu da “Esad’ın kan dökmek için düğmeye asıl şimdi bastığını” söylüyor.
“150 bin olan ölü sayısı süratle tırmanarak 500 bine varabilir” diyor.
Esad rejiminin kimyasal silah kullanırız söylemine de şu yorumu getiriyor:
“Zaten kullandılar.
Ama...
Öldürücü değil. En hafif olanını kullandılar. Yaralılar oldu.
Soluk almayı zorlaştıran hafif kimyasallar bunlar. Hardal gazı değil.”
Esad’ın kuvvetleri Hama’da 54 bin kişiyi öldürmüş.
Kent nüfusunun 10’da biri.
Peki, ya “Nusayri devleti” kurulması?
Dr. Osmanoğlu bunun da “zor olduğu” görüşünde.
Akdeniz boyunca dikey inen şeritte de Nusayri mezhebi çoğunlukta değilmiş.
Oradaki Nusayri nüfusa güvence verilirse bir katkısı olur mu bilemem.
“Parçalanmış bir Suriye’ye ABD’nin ve İsrail’in daha sıcak baktıkları” izlenimi yaygın.
Üstelik Laskiye yakınındaki Tartus limanında Rusya’nın deniz üssü var.
Bu formül Rusya’nın da işine gelebilir.
KAMPLARDA ESAD AJANLARI
ESAD kuvvetlerinden kaçan 100 bin kadar Suriyeli Türkiye’nin sınır bölgelerindeki kamplardalar.
Son zamanlarda “kamplardaki Türk bayrağının indirilmesi” gibi “tatsız” olaylar yaşanmakta.
Dr. Osmanoğlu’na göre “kamplara çok sayıda Esad ajanı sızmış. Onların provokasyonu bunlar.”
Dr. Osmanoğlu “Somali ve Pakistan başta olmak üzere başka kamplara da gittiğini, Türkiye’deki kampların onların yanında 5 yıldızlı otel gibi kaldığını” söyledi.
...................
Bütün bunlardan sonra Suriye’de durumun çok karışık olduğunu, asıl kartların masaya bundan sonra konacağını, Rusya, ABD ve “ikinci Washington” denen Tel Aviv’in süreci belirleyici kartlarının beklenmesi gerektiğini söyleyebilirim.
