Halkımız TL’sini de dövizini de bankada saklıyor

15 Kasım 2013

Halkımız birikimlerini nasıl değerlendiriyor? Kimin yastık altında ne kadar TL’si var, dövizi var? Kim ne kadar altın bilezik veya Cumhuriyet Altını satın almış bilmeye imkan yok ama, bankaya, borsaya, bonoya, bireysel emekliliğe giden paraları ay ay izlemek imkanı var.
Halkın döviz mevduatı olarak bankalarda sakladıkları döviz miktarı da biliniyor.
2012 yılı başından ekim ayı sonuna kadar, halkımızın bu tür TL birikimleri 87.4 milyar TL arttı.
815.3 milyar TL’ye ulaştı.
TL birikimlerindeki artışın yüzde 70’i, faiz ne olur ise olsun, ana para erisin erimesin bankalardaki TL mevduat hesabına gitmiş.
Borsadaki birikimlerde artış yok.

Yazının Devamı

Mayıs ayından bu yana cari açık 24.3 milyar $ döviz girişi 10.7 milyar $

14 Kasım 2013

Cari açık, belli dönemdeki olağan döviz giderleri ile gelirleri arasındaki açığı (döviz açığını) gösterir.
Bizim en büyük döviz giderimiz ithalat. En büyük döviz gelirimiz ihracat.
Ocak-eylül döneminde (ikisi de FOB olarak) ithalat gideri ile ihracat geliri arasındaki fark (mal dengesi) 2012 yılında 50 milyar dolar iken, 2013 yılında
60 milyar dolar olunca, cari açık da yılın ilk 9 aylık döneminde 38 milyar dolardan 49 milyar dolara yükseldi.
İlk 9 ayda ihracat 2012 yılı çizgisinde kaldı, ithalat 11 milyar dolar arttı.
İhracat dünya şartlarındaki olumsuzluktan artmıyor. İyi de ithalat neden artıyor?
- Büyümeyi yavaşlattık.

Yazının Devamı

Suriye’ye ‘sınırda teslim’ ihracat artıyor

13 Kasım 2013

Suriye’ye mal sevkiyatı başladı.
(1) Suriye pazarı Doğu ve Güneydoğu illerindeki üreticiler için, özellikle gıda ve giyim eşyası üreticileri için önemlidir. (2) Nakliyeciler (TIR’cılar) için önemlidir. Suriye sınırına yakın illerde Suriye’ye ihraç malı taşımak, Suriye üzerinden komşu ülkelere mal taşımak için oluşturulmuş TIR filoları vardır.
2010 yılında Suriye’ye (resmi-kayıtlı) 1.8 milyar dolar değerinde mal satmıştık. Suriye sınırından 106 bin TIR geçiş yapmıştı. Savaş nedeniyle (resmi-kayıtlı) ihracat sıfırlandı.
Savaşın tırmanmasına, Suriye’de işlerin giderek karışmasına rağmen, bu yıl Suriye’ye mal satışının canlanmaya başladığı, bu yıl ihracatın (resmi-kayıtlı) 500 milyon doları aşabileceği belirtiliyor.

Sınır ticareti büyüyor
TIR trafiği 2012 yılının tümünde

Yazının Devamı

Ayşe Teyzem’in enflasyon hesabı

12 Kasım 2013

TÜİK her ay enflasyon oranını açıkladığında Ayşe Hanım Teyzem “Olamaz... Ben cebimden çıkan paraya bakıyorum... Enflasyon daha yüksek” diyerek itiraz eder.
Aslında TÜİK’in enflasyon hesabı doğrudur. Ama, Ayşe Hanım Teyzem de haklıdır. Onun enflasyon oranı farklıdır. Ve de TÜİK’in enflasyon oranının üzerindedir.
TÜİK’in hesabına göre, geçen 2012 Ekim’i ile 2013 Ekim’i arasında tüketici fiyatlarındaki artış enflasyon oranı yüzde 7.71 oldu.
Gıda ve alkolsüz içki grubunda iki ekim ayı arasında fiyat artışı ise yüzde 11.13 oranında. TÜİK gıda ve alkolsüz içki sepetindeki fiyat artışını belirlerken 120 maddenin fiyatındaki değişimi izliyor. Bu 134 maddenin gıda ve alkollü içki sepetindeki ağırlıkları ise farklı.
Geliniz görünüz ki, Ayşe Hanım Teyzem gibiler bu 134 maddenin hepsini tüketmiyorlar. Gelir durumuna ve tüketim alışkanlığına göre, 5-6 tüketim maddesine ağırlık verebiliyorlar. İmkanlarına göre 20-30 farklı madde tüketenleri var.

Her malın fiyat artışı farklı

Yazının Devamı

Bu İzmir bir başka İzmir

11 Kasım 2013

İZMİR

Cumhuriyet Meydanı’nda iğne atsan yere düşmüyor. Her kesimden her yaştan insanlar ellerinde bir köşesinde Atatürk’ün kalpaklı resmi bulunan bayraklarla Atatürk anıtının bulunduğu meydanı doldurmuş.
Saat 09.05’te saygı duruşu yapıldı. İstiklal Marşı okundu. Daha sonra coşku başladı. Meydan, “Atatürk... Atatürk... Atatürk...” sesleriyle halk anlatımıyla ‘gümbür gümbür’ durumda.
Annesi ve babası ile gelen küçük bir çocuk bir elindeki Türk bayrağını sallıyor. “Atatürk... Atatürk...” diyerek slogan atarken öbür kolunu da tempoya uydurarak indirip kaldırıyor. Merak ederek annesine, “Bu kız mı, oğlan mı?” diye sorduk. “Kız... Henüz 22 aylık” dedi.

‘Farkı’ fark ettik

Yazının Devamı

Atatürk

10 Kasım 2013

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptıklarını değerlendirirken, icraat döneminin özelliklerini ve süresini unutmayınız. 1923-1938 yılları arasında 15 yıllık bir süreden söz ediyoruz. İki dünya harbi arasındaki dönem.
Dünya fakir. Türkiye daha fakir. Türkiye “İstiklâl Savaşı”ndan çıkmış. Sadece ekonomide değil, her konuda yapısal bir değişim yaşıyor. Kafalar değişiyor, harfler değişiyor, kıyafet değişiyor, hukuk sistemi, eğitim sistemi değişiyor.
Atatürk yola çıkarken Türkiye’nin nüfusu 13 milyon. Bunun yaklaşık 3 milyonu aktif nüfus ve de yüzde 90’ı tarımda çalışıyor.
Kişi başı gelir 59 dolar. Ticaret ve sanayi kesimindeki toplam sermayede ve istihdamda Türklerin payı sadece yüzde 15. Kalanı yabancılara ait.
Yüzde 90’ı tarıma bağlı nüfusun zihniyeti, “kadercilik, kanaatkârlık, tevekkül ve yaşama seviyesini yükseltmeye çalışma zayıflığı.”
Atatürk öncelikle “kanaatkârlığı bir hazine sayan” inanışı ve de “mantığa dayanmayan gelenekleri” değiştirmek için “inkılap”ları başlatıyor.
Üretim her şeyin başı

Yazının Devamı

BÖYLE GİDERSE YÜZDE 4 BÜYÜRÜZ

9 Kasım 2013

Sanayi üretimi eylül ayında hem geçen yılın aynı ayına hem de ağustos ayına göre artış gösterdi. Bu yılın birinci ve ikinci üç aylık dönemlerinde sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemlerine göre gerilemişti. Üçüncü üç aylık dönemde ise geçen yılın aynı dönemindeki üretimin üzerine çıktı.
Geçen yıl temmuz-ağustos-eylül döneminde üretim artışı yüzde 1.9 iken bu yıl yüzde 3.8 oldu. Bu iyi bir haber, iyi bir gelişmedir. Eğer üretim artışı son 3 ayda da aynı hızda devam eder ise bu yıl ekonomide büyüme hükümetin yüzde 3.6’lık büyüme tahmininin üzerinde gerçekleşebilir. Yüzde 4 dolayına yükselebilir.
Sanayi üretimindeki değişimi TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) ‘Sanayi Üretimi Endeksi’nden izliyoruz. Yıllık Sanayi Üretimi 2010 yılında 100.0 iken, 2011 yılında 110.1, 2012 yılında 112.9 olmuştu.

Daha gerçekçi izleniyor
Aylık sanayi üretim endeksi ise 2013 Temmuz ayında 122.9 iken ağustos ayında 102.0’a gerilemişti.
Bu nedenle eylülde endeksin 123.6 olması memnunluk yaratan bu gelişmedir.

Yazının Devamı

Avrupa’da faizin inmesi bizim için iyidir

8 Kasım 2013

Avrupa Merkez Bankası politika faizini çeyrek puan indirerek 0,25’le tarihi düşük düzeye çekti. Mevduat faizi ise sıfır. Avrupa Merkez Bankası’nın arayışı ekonomilerin büyümesinin yolunu açmak. Paranın finans kesimi yerine reel kesime yönelmesi.
Kararın açıklanmasından sonra konuşan başkan dedi ki;
- Avrupa’da enflasyon tehlikesi yok. Bu bakımdan rahatız.
- İhtiyaç olduğu sürede para politikası destekleyici olacak. Temmuz 2015’e kadar likidite talebi karşılanacak.
- Faiz uzun süre düşük kalacak. Daha da aşağıya çekilebilir.
Avrupa Merkez Bankası’nın kararının açıklanmasından sonra euro dolar karşısında değer kaybetti. Borsalar coştu.

Yazının Devamı