Müjdeyi geçen hafta sonu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Babacan verdi. Dedi ki, “Vergi ve prim borçlarıyla ilgili yeniden yapılandırma kararı aldık. Hem Gelir İdaresi, hem Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından çalışma yapılıyor. Bu bir af değil, yeniden yapılandırma programı. Faizlerde indirim, taksitlerde kolaylık olacak.”
Vergi ve prim borçlarında yeniden yapılandırma, AKP Hükümeti’nin daha doğrusu Sayın R.T.Erdoğan’ın referandum öncesi dağıttığı hediye paketlerinden biridir.
- Önce, memurlara toplu sözleşme görüşmelerinde yüzde 5’lik enflasyon hedefine rağmen yüzde 4+4 oranında zam sözü verildi. Bunun eklemelerle yüzde 12.5 dolayında bir maaş artışı anlamına geldiği belirtiliyor.
- Sonra, Halk Bankası kanalıyla esnafa kullandırılan kredilerin faizinin yüzde 13’den yüzde 10’a çekilmesi ve aradaki farkın bütçeden karşılanmasına karar verildi.
- Derken, devlet üniversitelerinde öğrencilerinin ödeyecekleri yıllık öğretim ücretine (harca) yapılacak zamdan vazgeçildiği açıklandı.
- Nihayet, özellikle esnafın, KOBİ’lerin ve genelde tüm iş aleminin bekleyişi doğrultusunda vergi ve prim borçları ve cezalarının yapılandırılacağı müjdesi verildi.
Böylece memur, öğrenci,
Müslümanlar bu geceyi Kadir gecesi olarak kutlarlar. Kadir, Kuran’ın indirildiği gecedir. Kadir gecesinin ramazanın 27’nci gecesi olduğu Hazreti Muhammed’den kaynaklanan hadislere dayanılarak belirlenmiştir. Hadisler, Hz. Muhammed’in değişik olaylar ve meseleler karşısında müminleri aydınlatmak için söylediği sözler, fiiller ve tasvipler bütünüdür. Hadisler bunları nakledenlerin doğrudan duyma ve dolaylı öğrenme durumlarına göre ve nakledenlere göre gruplandırılır. Kuran-ı Kerim, Hazreti Muhammed’e Cebrail adlı melek aracılığıyla indirilmiştir. Bu indirme bir kerede toplu olarak değil, 23 yıllık peygamberlik hayatı boyunca çeşitli problemleri çözmek ve çıkan güçlüklere cevap vermek üzere peyderpey olmuştur. Vahiy, “başkalarına gizli kalacak şekilde peygamberlere bildirilen ilahi söz ve haber” demektir. Hazreti Muhammed’e gelen ilk vahiy, kendisine peygamberlik görevinin verildiği 610 yılının ramazan ayında gerçekleşmiştir. Kuran’da şöyle buyurulmaktadır: “Ramazan ayı ki, yol gösterici, hidayeti, doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırt edip, açıklayıcı olarak
Kuran, o ayda indirilmiştir.” (Bakara Suresi, 185) Duhan Suresi’nin 3’üncü ayetinde: “Biz onu mübarek bir gecede indirdik.”
Et fiyatlarını aşağıya çekmek için canlı sığır ithal ediliyor. Ama fiyatlar bir türlü gerilemiyor. Bugüne kadar ne kadar ithalat yapıldı... Kim bu sığırları getiriyor? Getirilen sığırlar bizim iç talebin yüzde kaçı büyüklüğünde?
Bunları öğrenmek istedim. Bulabildiğim bilgileri sayın okuyucularıma arz edeceğim.
Bizde talebin canlı olduğu yıllarda, yılda 1 milyon 630 bin baş sığır kesilir. Sığır başı ortalama 196 kg. Karkas et ağırlığı ile, yılda 320 bin ton sığır eti elde edilir.
Bugüne kadar canlı sığır ithali için açılan 3 ihale ile 62 bin ton canlı sığır ithaline izin verildi. Bu ise yaklaşık 100-120 bin baş sığır ve 30-35 bin ton karkas et demektir.
Anlaşıldığı kadarıyla şimdiye kadar bizim normal dönemlerdeki iç sığır eti talebimizin yüzde 7-10’u dolayında bir ithalata izin verilmiş bulunuyor.
4 Mayıs 2010 tarihinden bu yana 6 ihale yapıldı. İlk 2’si iptal edildi. Son 4 ihalenin biri besilik canlı hayvan ihalesi, 3’ü kasaplık canlı sığır ihalesi idi.
Merkez Bankası tarafından önceki gün yayınlanan Para Politikası Kurulu toplantı notu ile yeni bir faiz indirimine gidilebileceği duyurusu yapıldı. Bu duyurudan sonra dün piyasalarda gösterge tahvilin faizi yüzde 8.16 seviyelerinden yüzde 8.10’a kadar geriledi. Bizde faiz oranları şöyle oluşuyor:
- Merkez Bankası bankalara gecelik borç verme faizi (şimdilerde yüzde 9) ile bankalardan gecelik para toplama faizini (şimdilik yüzde 6.50) ve de piyasada etkili olan 1 haftalık repo (borç verme) faizini (şimdilik yüzde 7) açıklıyor.
Merkez Bankası’nın faizini aşağıya indirme, yukarıya çıkarma işlemleri bu faiz oranları üzerinden yapılıyor.
- Merkez Bankası’nın belirlediği bu 3 faiz oranına göre bankalar Türk lirasını en fazla yüzde kaç faizle borçlanacaklarını, ellerindeki paraları en fazla yüzde kaç faiz ile kullandıracaklarını belirliyor.
- Hazine yeni çıkaracağı bonoların ve tahvillerin faizini Merkez Bankası faizlerini dikkate alarak belirliyor.
Kumanda Merkez Bankası’nda
Bugün Karadeniz’de hamsi avı başlıyor. Çok sayıda “takım” hamsi avına çıkıyor. Takım demek, 60 futbol sahası büyüklüğünde, gözleri 6 mm dolayında hamsi ağını (ığrıp) taşıyan, içinde 30 tayfa ile denizin 200-300 metre derinliklerindeki balıkları görüntüleyen yüksek frekanslı sonar cihazının ve yüksek voltajlı deniz dibi aydınlatması yapacak güçte elektrik donanımının bulunduğu, 40 metrelik balıkçı teknesi ve de tutulacak hamsileri taşımak için bu teknenin peşinden giden 1-3 küçük tekne demektir.
Bu takımlar, 450 metreyi aşmaması gerekirken 2 bin metreyi bulan, gözleri 6 mm olacak yerde 8.5 mm.’yi aşan böylece yavru hamsileri de yakalayan ağlarını, 80 metre yerine 160 metre derinlere salarak, denizde ne var ne yok yakalayacaklar. Gemilerde bulunan ve 15 km2 alandaki balıkları görüntüleyen sonar cihazı hamsi sürüsüne kaçma şansı vermeyecek. Kaçmaya kalkan sürüler güçlü deniz dibi aydınlatması ile ağa yöneltilecek ve yakalanacak.
İyi de bu vahşi avlanma sonucu yakalanan hamsiler ne oluyor? Ağ atılırken ne kadar hamsi yakalanacağını bilmeye imkân yok. Bugünün büyük ve gözleri ufak ağları ile bir seferde 150-200 ton hamsi yakalanabiliyor. Halbuki taşıyıcı teknelerin 50-60 ton balık
Ayşe Hanım Teyzem’in suratı bir karış idi. “Ne oldu?” diye sordum: “Bankadaki mevduat hesabımın vadesi dolmuş. Hesabı 1 ay için yüzde 8.90 faiz ile uzattılar. Elimde bankanın hesap cüzdanı var. 2008 Aralık ayında bana yüzde 20.0 faiz vermişler. 2009 Ocak ayında yüzde 17.5 olmuş. Mayısta yüzde 12.60’a düşmüş. Bu yılbaşı faiz yüzde 9.5 imiş. Martta 9.2, haziranda 9.6, temmuzda 9.25 imiş. Yüzde 8.90 faizden vergi kesilince benim elime yüzde 7.5 gibi bir para geçecek. Bankada bin lirası olan yılda 75 TL, 10 bin lirası olan 750 lira alabiliyor. Böl 12 aya... Bin lirası olanın aylık net geliri 6.25 lira, 10 bin lira mevduatı olanın 62.5 lira demektir. Bu para ile ne yapılır?”
Ayşe Hanım Teyzem’i teselli etmeye çalıştım...” Teyzeciğim” dedim... “Kriz sonu yeni bir yapı oluştu. Artık birikimler eskisi kadar getiri sağlamıyor. Bakınız, altın iniyor çıkıyor, Cumhuriyet 400 lira. Dolar 1.50 liranın etrafında dolanıyor. Yatırım fonları neşesiz. Açık anlatımıyla paradan para kazanma dönemi kapandı. Hele hele faizden para kazanmak mümkün değil.”
Bankaların durumu iyi
Ayşe Hanım Teyzem ciddileşti, “Faizden para kazanmak mümkün değil diyorsun. Evet faizler yerlerde sürünüyor. Parası olan
Şirince’de bir “Matematik Köyü” var. Bu köyde Türk ve yabancı matematik profesörleri, isteyen lise ve üniversite öğrencilerine matematik öğretiyor. Sınav yok, diploma yok. Köyde sanat ve felsefe okulları da açılacak. Sanat Okulu 6 Eylül’de flüt dersi ile faaliyete geçiyor. İsteyenlere Alman Klutist Felicitas Meyer 20 gün flüt dersi verecek.
Matematik Köyü’nün özelliği her isteyen lise ve üniversite öğrencisine kapısının açık olması. Matematik bilen bilmeyen, az bilen çok bilen fark etmiyor. Her seviyede matematik dersi var.
Matematik Köyü, Aziz Nesin’in oğlu Ali Nesin’in projesi. Ali Nesin (1956) Paris VII Üniversitesi’nde matematik eğitimi gördü. ABD’de ve Avrupa’da önde gelen üniversitelerde doçent ve profesör olarak matematik öğretti. Bilkent Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak matematik dersi verdi. 1995’de babası Aziz Nesin’in ölümü üzerine yurda kesin dönüş yaptı. Nesin Vakfı yöneticiliğini üstlendi. Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı oldu. Nesin Yayınevini, Aziz Nesin Vakfı’nı yönetiyor.
Matematik bilimin temeli
Ali Nesin diyor ki, “Üniversite’de her yıl en az 10 matematik öğrencisi yetiştirebileceğimi umuyordum... Ne yazık ki, öğrenciler
Rize’de 2 saat yağmur yağdı. Gündoğdu beldesinde yaşayanlar canlarını kaybetti. Binalar yıkıldı, çaylıklar yok oldu.
Rize’ye ilk defa bu şiddette yağmur yağmıyor. Ama şimdilerde yağan yağmur can kaybına yol açıyor. Seller oluşuyor. Toprak kayıyor. Beton binalar yıkılıyor. Çaylıklar yok oluyor.
Son 5 yılda Gündoğdu beldesi bu felaketi 3 defa yaşadı. “Ha... Bu da bize ders olsun!” bir daha olmaz diyemeyeceğiz... Bir daha olacak. Maalesef yağmur yağdıkça benzer felaketler devam edecek.
Bu “Allah’ın işi“ değil, “Kulun suçu.”
Gündoğdu’ya gidip görmeyene, Gündoğdu’yu anlatayım. Eski adı “Hamidiye” olan Gündoğdu, Rize’ye 8 km uzaklıkta bir beldedir. Arazisi dik bir yamaç şeklindedir. Toprağı yumuşaktır. Yaklaşık 7 bin kişi yaşar. Daha önce Rize yöresine yağmur yağdığında Gündoğdu’da toprak kaymaz, evler yıkılmazdı da şimdi ne değişti? Çok şey değişti.
Eskiden Gündoğdu’da evler Karadeniz tipi ahşap evlerdi. Günümüzde yamaçlara çok katlı beton yapılar dizildi. Diziliyor.