Elektrikte oyuncu sayısı arttı (Kim kimdir? Kafalar karışıyor)

22 Şubat 2010

Elektriği eskiden TEK üretir, dağıtırdı. Bir tek oyuncu vardı. Şimdilerde oyuncu sayısı arttı. Devamlı da artıyor. Türkiye 21 elektrik dağıtım bölgesine ayrıldı. Bu bölgelerde dağıtımı yapacak, para toplayacak 21 oyuncu daha sahaya çıkıyor.
Sayın okuyucularıma öğrenebildiğim kadarıyla oyuncular hakkında bilgi vereyim.
Anadolu’da ilk elektrik üretiminin 1902 yılında Tarsus’ta bir su değirmeninin çarkına bağlanan dinamo ile elde edildiği söylenir.
İlk ciddi elektrik üretim tesisi 1914 yılında kurulan Silahtarağa kömür santralıdır. (1984 yılına kadar elektrik üretti)
Daha sonra çok sayıda yabancı, çok sayıda küçük santrallar kurarak elektrik üretti, dağıttı, dağıttığı elektriğin parasını topladı.
Atatürk döneminde 1935 yılında kurulan Etibank’ın 3 faaliyet konusundan biri elektrik işletmeciliği idi. Aynı yıl Elektrik Etüd İdaresi (EİE) kuruldu.
1939 yılında İnönü, 3645 sayılı kanun ile tüm elektrik, tramvay ve tünel işletmelerini millileştirdi.

Yazının Devamı

Bursa’da “Eski Hamam Yeni Tas”

21 Şubat 2010

Memnuniyet garanti, memnun olmayanın parası iade olunur!” Bursa’da mutlaka görülmesi gereken bir sergi, bir müze var. İmkânı olanlara, sadece bunları görmek için Bursa’ya gitmelerini tavsiye ederim. “Satisfaction guarantie, money back!
Sergi, eski “Umurbey Hamamı”nda, yeni “Tofaş Sanat Müzesi”ndeki “Eski Hamam, Eski Tas” sergisi. Müze, eski “İpeker fabrikası” binalarında açılan yeni “Bursa Anadolu Arabaları Müzesi”.
Hamam ise, Timurtaş Paşa’nın oğlu Umurbey tarafından1430 yılında inşa ettirilmiş. İnşa edildiği dönemde, hamamın bitişiğinde, büyük bir kütüphane, kütüphanede Fars dilinde ve Farsça’dan tercüme binlerce kitap varmış. Hamam geliri kütüphaneyi yaşatacakmış. Hamam çökmüş. Kütüphane yok olmuş.
(Ara not: Osmanlı döneminde Bursa’da 55 hamam inşa edilmiş. İlki 1329’da inşa edilen Orhan Bey Hamamı)
Bursa’da ipekçilik 1856’da Fransızların getirdikleri buharlı ipek çözücüler ile büyük gelişme göstermiş. 40 ipek çözüm tesisinde 5 bin Rum, Ermeni ve Türk çalışır olmuş. Bu tesislerin çoğu Umurbey semtinde, Umurbey Hamamı’nın hemen arkasında İpekçiler Mahallesi’ndeymiş.
(Ara not: İpek fabrikalarının binalarının tamamı terk edilmiş. Bazılarının yıkıntıları duruyor.

Yazının Devamı

Risk yönetimi zorunlu oldu

19 Şubat 2010

Garanti Bankası’nın düzenlediği “Risk Yönetimi Konferansı”nı izledim. Kurumsal bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Egemen, krizden sonra en küçük işletmeden en büyüğüne, KOBİ’den holdinge risk yönetiminin önemine işaret etti. ”Eskiden bizim klasik işletme anlayışımızda risk müşterinin vadeli çekini ödememesiydi. Çek ödenince risk ortadan kalkardı. Bankalar için ise risk müşterinin yeterli teminat verememesiydi. Şimdi kavramlar değişti” dedi.
Değişen risk yönetiminin önemini ise Garanti Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin anlattı. Dr. Cüneyt Sezgin’in anlattıklarından öğrendik ki, günümüzde risk sadece kredi riski değil. Operasyonel, stratejik riskler, itibar riski, yasalardan ve düzenlemelerden kaynaklanan riskler ve çevre riski gibi riskler de önem kazanmış. Likidite riski ve piyasa riski de finansal risk şemsiyesi altına girmiş. Dr. Cüneyt Sezgin’in anlattıkları ile Bursa’da organize sanayi bölgelerindeki girişimcilerden dinlediklerimi “evlendirdim”. Risk yönetiminin krizden sonra işletmeler için çok, hem de çok önem kazandığını fark ettim.

Kriz uyarıcı oldu
Krizden önce bizim işadamlarımız ”risk yönetimi“ diye bir şeyin varlığını “Basel

Yazının Devamı

Denizbank tarımda kurumsala yöneliyor

18 Şubat 2010

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, tarım sektöründe 350 bini aşan üreticiye 1.5 milyar TL’yi aşan ferdi kredi imkânı sağladıklarını, önümüzdeki 3 yılda ise tarımda kurumsallaşmayı teşvik ederek, 1.5 milyar dolar daha kredi dağıtmayı planladıklarını söylüyor.
Türkiye’de tarım sektörünü sadece Ziraat Bankası kredilendirirdi. “Tezek kokan sektör” olarak küçümsenen tarıma diğerleri ilgi göstermezdi. Yabancı sermayeli bir banka olmasına rağmen Denizbank tarıma Ziraat Bankası’ndan hemen sonra en fazla kredi imkânı tanıyan banka oldu.
Denizbank’ın tarım kredilerine ilgisi, bu alanda ihtisaslaşmış Tarişbank’la birleşmeden sonra başladı. Tarişbank’ın tarım kredilerinde ihtisaslaşmış şubeleri ve personeli Denizbank’ın bu sektöre ilgisini çekti. Banka tarım sektörünü sadece kredilendirmiyor, çiftçilere değişik konularda yol gösteriyor.
Turgut Özal’ın DPT müsteşarı, Bahri Dağdaş’ın Demirel hükümetinde Tarım Bakanı olduğu yıllarda Ziraat Bankası’nda, “Kontrollü Zirai Kredi“ uygulaması başlatıldı. İsmet Alver bankada bu bölümün sorumluğunu üstlendi. Bini aşkın ziraat mühendisi, üreticiye yol göstermek, alınan kredilerin üretim artışına dönük olarak kullanımını kontrol etmek için Anadolu’ya

Yazının Devamı

Sanayide üretim artışı başladı

17 Şubat 2010

Üzülecekler arasında sevinilecek haberler de oluyor. Ama gözden kaçıyor. TÜİK’in yayımladığı sanayide üretim, ciro ve siparişlerin izlenmesine imkân veren göstergeler, sanayide üretim artışının başladığı ve devam edeceği müjdesini veriyor.
Bu sevinilecek bir gelişmedir.
Neden sevinilecek bir gelişmedir?
- Çünkü aynı göstergeler daha önceki aylarda Türkiye’de sanayi sektörünün kriz rüzgârından başka ülkelerdekinden daha fazla zarara uğradığını sergilemişti.
- Krizden daha az zarar gören ülkelerde üretim artışı gecikirken, Türkiye’de sanayi sektöründe üretim, ciro ve siparişlerin beklenenin ötesinde artış eğilimine girmesi çok, hem de çok önemlidir.
TÜİK 2005 yılında sanayi üretimini, ciroları ve siparişleri 100.00 kabul ederek 2005’ten bu yana her sanayinin durumunu izliyor. Sanayi sektörü için aylık üretim, ciro ve sipariş endeksleri düzenliyor. Yayımlıyor.
Endeks sayılarının bir önceki yılın aynı ayındaki sayılarla karşılaştırılması, bir yıl önceye göre nerede olduğumuzu değerlerimizi sağlıyor. Aylık endeks sayılarının geçmiş aylarla karşılaştırılması, gelişmelerin devamlı olup olmadığı ve gelişme hızı hakkında bilgi veriyor.

Yazının Devamı

Sanayide üretim artarken istihdam daralıyor

16 Şubat 2010

Kriz döneminde çok sayıda işçi
işini kaybetti. Üretim artmaya başlayınca sanayide istihdamın da artması bekleniyordu. Ama beklenen olmuyor. Kriz sonunda değişen iç ve dış talep şartlarına uyum arayışına giren sanayiciler maliyeti düşürmek, verimliliği artırmak için üretim tesislerinde yeniden düzenlemeye yöneldi. Daha az işçiyle daha çok üretim arayışına girdi.
İşte bu nedenle sanayide üretim artışının başlamasına rağmen sanayi kuruluşları işçi alımına başlamadı. Tersine, işçi sayısını azaltmayı düşünüyorlar. Çok ters ve de beklenmedik bir tablo ortaya çıktı.
Üretim artınca sanayi kuruluşları işçi alacak diyorduk. Şimdi ise işçi çıkaran sanayi kuruluşları rekabet gücü elde ederek üretimi artırıyor. Bu ise sanayi kuruluşlarının işçi sayılarını azaltacak tedbirler almaya yöneltiyor.
Sanayi sektöründeki bu oluşumu iyi değerlendiremezsek, istihdam sorununu çözecek gerçekçi tedbirleri alamayız. Sanayide üretim artırışın hızlanmasına bağlı olarak istihdam sorununun da kendiliğinden çözüleceğini bekler dururuz.

İşsiz sayısı artıyor

Yazının Devamı

Bursa’da üretim artmaya başlamış

15 Şubat 2010

Bursa’da Demirtaş ve Bursa Organize Sanayi Bölgesi’ni gezdim. Etay Giyim Sanayii’nin fabrikasında BUSİAD Başkanı Arif Özer’e Bursa’da sanayi kuruluşlarının ne durumda olduğunu sordum. Bana anlatılana göre, otomotiv sanayinde hareket epey süre önce başlamış. Tekstil ve giyim sanayi ise yeni yeni hareketleniyor. Makine sanayinde durum kötü. Gıda sanayi krizden en az etkilenen sektör. Bursa ekonomisi 4 üretim dalında kümelenmiş (1) Otomotiv ve otomotiv yan sanayi, (2) Tekstil ve giyim sanayi, (3) Makine sanayi, (4) Gıda sanayi.
Otomotiv ve otomotiv yan sanayi, tekstil ve giyim sanayi ile makine sanayi dış pazara çalışıyor. Üretimin yüzde 80’i ihraç ediliyor. Bu nedenle dış pazarın kriz nedeniyle daralması Bursa ekonomisini çok etkilemiş.
Ben “işler kötü” denildiğinde aynı soruyu sorarım, “Daha önce 100 idi ise şimdi kaç?” derim. Bursa’da bu soruma verilen cevap “Önce 100 idi ise, şimdi 60” şeklinde.
Bursa’da 9 organize sanayi bölgesi var. Krizden ilk etkilenen otomotiv yan sanayicileri olmuş. “Üretim hızla artarken, 2008’in son 3 ayında kriz nedeniyle frene basılınca büyük sarsıntı yaşandı. Kriz daha sonra tekstil ve giyim ile makine sanayini vurdu. 90 bin işçi işinden oldu”

Yazının Devamı

Tavukçular için Rusya pazarı önemli ama zor pazar

14 Şubat 2010

Devlet Bakanı Çağlayan, beyaz et sektörü temsilcileriyle yaptığı toplantıda Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı beyaz et ithalatı yasağını kaldırdığını, Türkiye’nin Rusya’ya 500 bin ton kanatlı eti verebileceğini söyledi. Toplam kapasitemiz 1 milyon 250 bin ton, iç tüketim 1 milyon 150 bin ton, bu durumda, ilave kapasiteye ihtiyaç var dedi.
Bakanın açıklamalarından sonra da Ziraat Bankası kanatlı hayvan üreteceklere kredi vermek için harekete geçti.
Bakanın da toplantıda açıkladığı gibi, Rusya’nın kanatlı hayvan eti ithalatı için belirlediği kota 780 bin ton.
Rusya bugüne kadar bizden başka değişik ülkelerden ithalat yaparak kotayı dolduruyor. Yasak kalktıktan sonra
biz acaba bu 780 bin tonluk kotadan 500 bin tonluk pay alabilir miyiz?
Merak ettim. Banvit’ten Ömer Görener’e sordum. Ömer Görener bir üretici olarak bana kanatlı hayvan eti ihracatı ve Rusya pazarı hakkında bilgi verdi. Ömer Görener’in anlattığına göre, Türkiye’de geçtiğimiz yıl yaklaşık olarak 1.250.000 ton piliç eti üretildi. Toplam kapasitenin ise 1.450.000 ton olduğu tahmin ediliyor.

Yazının Devamı