Metaş yaşayamadı, Çimentaş'ı İtalyanlar aldı

23 Ocak 2007

2 Nisan 1971 tarihinde TÜSİAD'ın kuruluş protokolünü imzalayan 12 işadamından biridir."Raşit Özsaruhan ile Bir Gün" başlıklı bir broşürde, İzmir'de ilk büyük sanayi kuruluşlarının nasıl ortaya çıktığını, Marshall kredisini kullanmak için durup dururken İzmir'de tüccarların sanayiciliğe nasıl soyunduklarını, önce bir çimento fabrikasını, çimentoyu kullanmak için bir beton direk fabrikasını, beton direğin içindeki demiri üretmek için de bir çelik fabrikasını nasıl kurduklarını şöyle anlatıyordu."Bir çimento fabrikası kurulması için 1950'lerin başında Türkiye'ye tahsis edilen 2 milyon dolarlık Marshall kredisini Ege Bölgesi'nde kimse kullanmadı. Krediye başvurunun bitimine 2 aylık bir süre kalmıştı. Raşit Özsaruhan öldü. Raşit Özsaruhan, İzmir'de 1951 yılında Çimentaş'ı, 1952 yılında Betontaş'ı, 1956 yılında Metaş'ı kuran işadamıdır... Devlet sıkıştırıyor, 'Yapın bunu'! diyordu. Bedri Akgerman'ın ısrarıyla sermayeye iştirak etmeye karar verdim. Çimentaş'ı kurduk. 2 milyon dolarlık Marshall yardımı bu şekilde kullanılmış oldu. Fakat, 1950'de yılda 150 bin ton çimento bile tüketilemiyordu.Stoku harcamak için çare aradık. Uygun bir sektör bulduk. Santrifüj beton direk

Yazının Devamı

Engellere rağmen... Yaşamda engel tanımayanlar

21 Ocak 2007

İnsan vücudunda doğuma bağlı veya sonradan ortaya çıkan engellerin, insanların yaşamlarını ve başarılarını engellemediğini görmek için bu sergiyi gezmeniz gerekir. Murat Sabuncu yönetimindeki haftalık aktüalite dergisi Tempo'nun, "sosyal sorumluluk projesi" olarak başlattığı ve vücut engelinin başarıyı engellemediğini sergilemeyi hedef alan proje çerçevesinde çekilen fotoğraflar insanı etkiliyor. Tempo dergisinin "Engellere rağmen... Yaşamda engel tanımayanlar"ı yüreklendirmeye dönük, "Engelleri Kaldıralım" adı verilen projesi çerçevesinde Fotoğrafçılık ve Eğitim Vakfı (FOEV) Başkanı, fotoğraf sanatçısı Serdar Bilgili'nin çektiği fotoğraflar, Beşiktaş meydanının hemen başında bulunan Dolmabahçe Sarayı'nın Sanat Galerisi'nde sergileniyor. (Salı-Pazar 09.15-17.45 arası giriş serbest) Doğan-Burda Dergi Grubu tarafından yayımlanan Tempo'nun geçen haftaki sayısında, ünlü yazarlarımızın, fotoğrafları çekilen engellilerle yaptıkları söyleşiler vardı.Figen Öncel (31), iki buçuk yaşında iken tren kazasında iki ayağını kaybetmiş. Güler yüzlü, zarif bir genç hanım. Şarkı söylüyor. Aralık ayında yeni bir albümü çıkmış.Ayşe Işık (20) beş yaşında iki kolunu kaybetmiş. Ayak parmaklarını

Yazının Devamı

Hrant'ın Agos'u

20 Ocak 2007

Dağıtıcının dün ofisime getirdiği 19 Ocak tarihli 564 sayılı AGOS'un arka sayfasının tamamında Dink'in uzun bir yazısı vardı.Hrant Dink'in yazısının bulunduğu sayfada 3 fotoğraf yer alıyordu. Büyük fotoğrafta "Misyoner çocuğu Hrant-Türk Ermenilerinin huzurunu bozan Hrant, yediğin ekmeğe ihanet etme" afişi arkasında sıralananlar görülüyordu. "Dink'e büyük tepki!' başlıklı haberin içindeki fotoğrafta, üzerinde "Hrant Dink Taşnak, Hınçak, Asala devşirmeleri seninle gurur duyuyor!!! Büyük Türk Milleti" yazısı bulunan bir afiş vardı."Irkçılık en aşağılık suçtur. AGOS gazetesinin yayın yönetmeni Hrant Dink'in, hakkındaki hapis cezasının kesinleşmesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağı açıklandı" başlığını taşıyan üçüncü gazete kupürü içindeki fotoğrafta da "Soros'un çocukları... Hrant..." ve "Oyna Hrant, sen oyna" yazılı iki afiş görülüyordu. Hrant Dink'in genel yayın yönetmeni olduğu "haftalık siyasi aktüel gazete AGOS"un abonesiyim. 12 sayfalık gazetenin sadece ortadaki 2 sayfası Ermeni harfleriyle Ermenice basılır. Diğer 10 sayfasında Türkçe haberler, köşe yazıları vardır. Açık anlatımıyla, "Ermenice" yayımlanan bir gazete değildir. Hrant'ın son yazısının başlığı ise

Yazının Devamı

Mısır'ı 49 teşvikli ilin başına oturttular

19 Ocak 2007

Olan biten kamuoyuna yeterli ölçüde yansımadı. Önce olan biteni hatırlatayım. Geçen hafta, ihracattan sorumlu Devlet Bakanı, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı, Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) Başkanı, 150 kadar yatırımcıyı ve üreticiyi bir uçağa doldurdular, Mısır'a götürdüler.İhracattan sorumlu (Türk) Devlet Bakanı'nın Hürriyet'te yayımlanan açıklamasına göre, "Mısır Türk tekstil sektörünün yatırım üssü olarak belirlenmiş. Önümüzdeki 2 yılda Mısır'a bizim tekstilcilerimiz 1.2 milyar dolar yatırım yapacakmış. Bizim tekstilciler için 2 milyon metrekarelik yatırım alanı ayrılmış." Anlaşıldığı kadarıyla Türkiye'nin yatırım, istihdam, ihracat sorunu çözüldü. (!) Bundan böyle tekstilcilerimiz Mısır'ın yatırım, istihdam ve ihracatı için çalışacak, Türkiye'yi bırakarak Mısır'da yaşayacak (!) ... Bunları söyleyen bizim ihracattan sorumlu Devlet Bakanımız. Ondan iyi mi bileceğiz? Demek ki, hükümetin ilan ettiği teşvikli 49 ilde yatırım yapacak yer kalmamış. Demek ki, bu illerde işsiz insan kalmamış. Demek ki bizim tekstil ihracatımız bize yeter hale gelmiş. Bundan sonra Mısır için çalışacağız. 1.2 milyar doları Mısır'a yatıracağız. Mısır'ın

Yazının Devamı

Geçici işçiler 'sevindiriliyor'

18 Ocak 2007

Hükümet bunu geçici işçilere acıdığı için mi yapıyor? Bu kararla geçici işçilik sistemine son mu veriliyor? Kamu kurumlarında, belediyelerde ve KİT'lerde kadro açığı var da, bu şekilde kadrolar mı dolduruluyor?Hayır. Seçim dönemi başlıyor. 215 bin geçici işçi, aileleri ve çevreleriyle 1.5-2 milyon nüfus, en aşağı 1 milyon oy demektir. Bunu daha önce başka hükümetler de yapmıştı. Bu hükümet de yapıyor.Geçici işçi ne demektir? Önce onu hatırlayalım... Bazı işler vardır ki, devamlılığı yoktur. Ya mevsimliktir ya da tamamlandığında sona erecek bir hizmetle ilgilidir. Hükümet kamu kurumları, belediyeler ve KİT'lerde çalışan 215 bin geçici işçiyi kadroya almaya karar verdi. Örneğin, hasat mevsiminde, buğdayları depoya nakletmek için TMO 3-6 ay çalışacak işçi alır. Örneğin, kar yağışının bol olduğu yörelerde belediyeler kar küremek için kış mevsiminde geçici işçi alır. Örneğin, yanan bir orman alanı ağaçlandırılırken, Orman Genel Müdürlüğü yöreden geçici işçi bulur.Ama son yıllarda bir başka geçici işçi türü ortaya çıktı. Kadro sınırlamaları nedeniyle eleman alamayan kamu kuruluşları geçici işçi statüsüyle eleman çalıştırmaya başladı. Hastaneler bu statüyle hademe aldı. Hemşire istihdam

Yazının Devamı

Akaryakıtlar TÜBİTAK boyasıyla boyanıyor

17 Ocak 2007

(Benzinin vergisiz litresi 0.6 YTL, vergilisi 2.75 YTL. Motorinin vergisiz litresi 0.69 YTL, vergilisi 2.32 YTL). İşaretli olana işaretsiz (vergisiz-kaçak) olanın katılmaması için de arada sırada işaretli akaryakıtlar "özel ölçüm cihazı" ile kontrol ediliyor.Türkiye'de faaliyet gösteren bazı büyük yabancı petrol şirketleri kendi akaryakıtlarını uzun süredir işaretliyor, kendi akaryakıtlarına başka yakıtların karışmamasına özen gösteriyordu.Kaçak akaryakıt sorunu ulusal bir sorun haline gelince, hükümetimiz, ülkedeki tüm akaryakıtları işaretleme arayışına girdi.İşaretleme özel bir kimyevi maddeyle yapılıyor. Özel bir ölçüm cihazıyla denetleniyor. Akaryakıtları boyamak dünyada petrol şirketlerinin, ülkelerin öteden beri yapageldikleri bir şey. Akaryakıta kimyevi bir madde karıştırılıyor. Buna "marker" (işaretleyici) adı veriliyor. Böylece, işaretlenen vergili benzinin ve mazotun, vergisiz (kaçak) akaryakıtlarla karışması önleniyor. Kimyevi madde ve ölçüm cihazının önce dışarıdan alınmasına çalışıldı. Sonra içeride TÜBİTAK'a bunu yapma görevi verildi.TÜBİTAK 2006 yılı mart ayından bu yana özel bir çalışmayla ulusal işaretleme maddesinin (marker) formülünü yaptı, buna göre ölçüm

Yazının Devamı

Öde öde bitmiyor, borç havuzu doluyor

15 Ocak 2007

Parasını Hazine iç borç kâğıtlarına bağlayanların, Hazine'nin yaptığı ödemelerden ellerine geçen parayı tekrar Hazine iç borç kâğıdı satın almak için kullandıklarını varsayalım. Bunlar satın alacak kâğıt bulamayacaklarından ellerinde 36 milyar YTL kalacak. Bu parayı kasalarında saklayamazlar? Ne yapacaklar? Döviz mi satın alırlar? Tüketirler mi? Gayrimenkule mi bağlarlar? Borsaya mı giderler? Daha da ciddi bir sorun var... Ya daha önce Hazine kâğıdına para bağlayanlar yıl içinde yapılacak ödemelerden ellerine geçen 140 milyar liranın büyük bölümü yeniden Hazine kâğıtlarına bağlanmaz ise... Ya Hazine 104 milyar YTL'lik yeni borç kâğıtlarını satamaz ise... O zaman ne olur? Hazine borcu çevirebilmek arayışında 104.2 milyar YTL'yi toparlayabilmek için faizi daha da yükseltmek zorunda kalır. 2007 yılı finansman programına göre Hazine, iç borçların ana parası ve faizi olarak yıl içinde 140 milyar YTL ödeme yapacak. Buna karşılık piyasadan yeniden borç kâğıdı satarak 104 milyar YTL toplayacak. 36 milyar YTL piyasada kalacak. İktisatçı Alaattin Aktaş dostum 2006 yılında faiz yükseltmenin faturasını hesapladı. Alaattin Aktaş'ın Dünya gazetesinde yayımlanan hesabına göre, 2006 yılının ilk 5

Yazının Devamı

Elektrikte özelleştirmenin ertelenme nedeni

15 Ocak 2007

Hükümet satılan elektrikten para alamıyor ama elektrik bedava üretilmiyor. BOTAŞ, doğalgaz satıcısına para ödemezse gaz kesiliyor.Halkın (sanayicinin, meskenlerin, resmi dairelerin, belediyelerin, ticarethanelerin, köylünün, dini kurumların) ödemediği ve 8.3 milyar YTL'yi aşan elektrik borcu TEDAŞ'ın üzerinde kalsa, TEDAŞ batacak. Hükümet onu diğer kurumlar üzerine dağıtarak durumu idare ediyor. Halkımız kullandığı elektriğin parasını ödemiyor. 2006 yılında kamunun elektrik alacağı 8.3 milyar YTL'ye ulaştı. Bu alacak şimdilik (özelleştirilmesi beklenen) TEDAŞ'ın (T. Elektrik Dağıtım AŞ) üzerinde. Ama yük geriye doğru gidiyor. Taaa... BOTAŞ'ın kasasını zorluyor. Bukadarla da kalmıyor. Bir de "kayıp - kaçak" sorunu var. TEDAŞ'a göre 2005 yılında kayıp - kaçak elektrik faturası 2.5 milyar YTL. Hükümet, parasız elektrik kullananlardan para alamayacağını görünce, elektriği parayla kullananların elektriğine zam yaparak zararın bir bölümünü kapatmak istedi. TETAŞ (T. Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ), TEDAŞ'a sattığı elektriğe yüzde 23.9 zam yaptı. Zam sonra yüzde 8'e indi. Ama TEDAŞ elektrik parası toplayamıyor. Zamla birikmiş borcu ve açığı kapatmak mümkün değil.Başbakanımız elektrik

Yazının Devamı