Halkbank diğer kamu bankalarından farklı bir bankadır

31 Ocak 2007

(1) Halkbank, özelliği olan, ekonomide belli bir yeri olan bankadır. Diğer bankalara benzemez. Özelleştirildikten sonra onun yaptığı tür bankacılığı başka bankalar yapamaz.(2) Bugün Avrupa'nın hemen her ülkesinde, Kanada'da ve Kuzey Afrika ülkelerinde "halk bankaları" sistemi yaşıyor. Yaşatılıyor.Başka bankalardan kredi alma imkânı olmayan esnaf ve küçük sanatkâr için özel bir kredi müessesesi kurma fikri Alman Schulze Delitsch'e aittir. "Orta sınıf" adı verilen esnaf ve küçük sanat erbabı için ilk halk bankası 1890 yılında Almanya'da kuruldu. Hızla diğer Avrupa şehirlerine yayıldı. Hükümet Halkbank'ı seçimden önce özelleştirmeye kararlı. Ne yazık ki ne AKP'nin ve ne de muhalefetteki partilerin liderleri ve yöneticileri Halkbank'ın ne olduğunu bilmiyor. Bilseler AKP'liler seçim öncesi Halkbank'ın özelleştirilmesini ağızlarına almazlar. Diğer partililer Halkbank özelleştiriliyor diyerek kıyameti koparırlar. Orta sınıf için kurulan özel bankanın benzerini Raiffeisen isimli bir başka Alman çiftçiler için oluşturdu. Bu kredi müesseseleri de önce Raiffeisen sandıkları, daha sonra da ziraat bankaları olarak Avrupa'da yayıldı.Bizim Ziraat Bankamızın kuruluşunda da Raiffeisen modeli esas

Yazının Devamı

Ali Koç, "Hedef olmadan olmaz" diyor

30 Ocak 2007

Büyüyen, zenginleşen ülkelerde farklı din, dil ve ırktaki insanlar arasındaki azınlıklar ile çoğunluklar arasındaki çatışmaların sona erdiğini söyledi. Büyümenin şartının "vizyon/rüya" olduğunu, şirketlerin, ülkelerin kendileri için uzun vadeli bir "vizyon/rüya" hedef belirlemeden bir yere gidemeyeceklerine işaret etti. Bizim vizyonumuzun olmamasının, büyümenin nasıl olacağını belirlemememizin yeterli ölçüde büyümemizi engellediğini vurguladı.Koç Holding Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç, bunun üzerine ilginç bir konuşma yaptı. Ali Koç dedi ki: "Grubumuzun Bulgarların telekom ihalesine ilgisi nedeniyle uzun süre Bulgaristan'a gidip geldim. Karşılaştığım sade vatandaştan, kamu görevlisine, hükümet üyesine kadar her Bulgar iki konuya kilitlenmişti: Bir, AB'ye üye olmak. İki, NATO'ya üye olmak. Bulgarlar AB'ye tam üye oldu. Yakında NATO'ya da üye olur. Forum İstanbul'un düzenlediği ve "21. yüzyılın barış ve refahının anahtarı: Birlikte yaşama (co-habitance)" konusunun tartışıldığı toplantıda, Coca Cola International'ın Başkanı Muhtar Kent, insanların birlikte yaşamalarının ekonomik büyümeye ve sosyal gelişmeye bağlı olduğunu anlattı. Bizim hedefimiz nedir? Bizim hedefimizi kim

Yazının Devamı

Hyundai'de yerli ortaklık sona eriyor

29 Ocak 2007

Honda, Türk pazarına "Yazıcı grubu" ile yüzde 50/yüzde 50 ortak olarak girdi. 1996 yılında küçük rakamlarla montaja başladı. 2003 yılında Japonlar, Türk ortakların sermaye paylarını satın aldı. Honda şimdi küresel sermayeli bir otomotiv tesisi.Hyundai, Türkiye pazarına "Kibar grubu" ile yüzde 50/yüzde 50 ortak olarak girdi. 1997 yılında üretime başladı. Geldik 2007 yılına. Koreliler, Türk ortakların paylarını satın almak üzere. Hyundai de küresel sermayeli bir otomotiv tesisi olacak.Toyota tesislerinde şimdilerde yılda 176 bin, Honda tesislerinde 18 bin, Hyundai tesislerinde 60 bin araç üretiliyor. Toyota, Türkiye pazarına "Sabancı grubu" ile yüzde 50/yüzde 50 ortak olarak girdi. Kurulan tesislerde 1994 yılında üretime başlandı. 2000 yılında Japonlar, Türk ortakların sermaye paylarını satın aldı. Toyota şimdi küresel sermayeli bir otomotiv tesisi. Diğer otomotiv tesislerinden Oyak Renault'da Fransızlar, Oyak grubuyla üretimde yüzde 51/yüzde 49, pazarlamada yüzde 49/yüzde 51 ortaklık içinde.Sermayelerin küçük bölümü halka açık olan Ford Otosan ve Tofaş tesislerinde "Koç grubu", ABD ve İtalyan gibi küresel sermayedarlarla eşit ortaklık payına sahip.MAN, Türkiye tesislerini ana

Yazının Devamı

Eski alaturka şarkılara ve şarkıcılara nur yağıyor

28 Ocak 2007

Belkıs Özener'i sahnede dinledim. Üç yüzü aşkın filme "şarkı dublajı" yapan ama sahnelere çıkmayan Belkıs Özener, Kalan Müzik tarafından yayımlanan film müziklerinden sonra "Nostalji Rüzgârı"nın başlamasına neden oldu. Ve de 66 yaşında İstanbul'da Cahide-Varyete Gazinosu'nda iki defa sahne aldı.Ben son konserini izledim. Sahneye oğlu Barkın Köksalan ile çıktı. Giyimi, davranışları, sesi, şarkılarıyla izleyenleri büyüledi. Eski alaturka şarkılara nur yağmaya başladı. Siz bakmayın "Eskiye rağbet olsa, bitpazarına nur yağardı" diyenlere... Mankenlerin şarkıcı olmasıyla yozlaşan alaturka müziği, eskileri dinleyerek yaşlı kuşaklar kulaklarının pasını gideriyor. Yeni kuşaklar da gerçek alaturka müziğin ne olduğunu anlıyor. Eskiye dönüşü Kalan Müzik'ten Nilüfer Saltık başlattı. Önce Zeki Müren ve Selahattin Pınar'ın ilk kayıtlarını albüm haline getirdi. Sonra büyük bir proje çerçevesinde, Türk filmlerindeki eski şarkıları üç albümde toplamaya soyundu. (Bu projenin ilk 2 albümü Aşkın Kanunu ve Artık Sevmeyeceğim başlıklarıyla yayımlandı. Üçüncü albüm hazırlanıyor.)Bu çalışması sırasında dikkatimi çeken, film şarkılarının çoğunun Belkıs Özener tarafından seslendirilmesi oldu. Nilüfer

Yazının Devamı

Yağmur yağmayınca su sorununu hatırladık

27 Ocak 2007

Bizim kullanılabilir yüzey suyumuz (yılda) 98 milyar m3, çekilebilir yeraltı suyumuz 14 milyar m3, toplam kullanılabilir yıllık (net) su potansiyelimiz 112 milyar m3'tür. Bu su potansiyeline göre kişi başına yıllık kullanılabilir su miktarımız 1.500 m3'tür. Nüfusumuz artıyor. 2030'da bu 1.000 m3'ün altına inecek. Dünya ölçülerine göre, yıllık kişi başına düşen su miktarı (1) 1.000 m3'ten az ülkeler su fakiri, (2) 2.000 m3'ten 3.000 m3'e kadar ülkeler az suyu olan, (3) 8.000 m3'ten fazla ülkeler su zengini ülkeler olarak adlandırılıyor. Biz şimdilik suyu az ülkeyiz. Nüfusumuz arttığı için yakın gelecekte su fakiri ülke durumuna düşeceğiz. Yağmur yağmayınca "Bu yıl su bulamayacak mıyız?" korkusuna kapıldık. Bu korkuyla "Acaba ne kadar suyumuz var?" diyerek defterleri karıştırmaya başladık. Biz, genelde, "Çok çok suyumuzun olduğunu, komşularımıza bol bol su satabileceğimizi sanıyorduk". Ama gördük ki, suyumuz yokmuş. Kullanılabilir (net) 112 milyon m3 suyumuzun şimdilik yüzde 36'sını, 40 milyon m3'ünü kullanıyoruz. Sulamada 29.6 milyar m3, içme suyu olarak 6.2 milyar m3, sanayi için 4.3 milyar m3 su kullanıyoruz. Su çok çok önemli. (1) İnsanların yaşaması, içmesi, temizliği günlük

Yazının Devamı

İşadamlarına işkadını başkan oldu

26 Ocak 2007

TÜSİAD'ın ilk yönetim kurulu başkanı Feyyaz Berker ile konuşuyorduk: "Biz derneği kurarken kadınların da derneğe üye olacağını, bir gün bir kadının başkan olacağını düşünemediğimizden derneğin ismini Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği diye belirlemiştik. Şimdi bir kadın üyemiz başkan oldu. TÜSİAD logosunu değiştirmeden, acaba derneğin ismini nasıl düzeltebiliriz?" dedi. Birkaç alternatif isim üzerinde duruldu. "İşadamları" kelimesinin "İşverenleri" şeklinde değiştirilmesi, "Türk Sanayicileri ve İşverenleri Derneği" olarak düzeltilip düzeltilemeyeceği tartışıldı. Ve derneğin ismi değişmeden, bir işkadını derneğin yönetim kurulu başkanlığına getirildi. TÜSİAD'ın ilk kadın üyesi Güler Sabancı'dır. Güler Sabancı 1980 yılında üye oldu. Yönetim kuruluna giren ilk kadın üye de Güler Sabancı'dır. Şimdilerde TÜSİAD'ın 566 üyesinin 55'i işkadını. Yönetim kurulunda 3 işkadını var. Yeni yönetimde, İzmir'in bir temsilcisi var. Ankaralı temsilcisi yok. Büyük sermaye gruplarından Sabancı, Eczacıbaşı, Doğan, Doğuş, Dinçkök, Boyner, Kibar Sancak ve Baran grupları yönetim kurulunda birer üyeyle temsil ediliyor. Koç grubu temsilcisi ise Yüksek İstişare Konseyi'ne başkanlık ediyor.TÜSİAD'ın

Yazının Devamı

İddaa'nın cirosu 1.5 milyar $

25 Ocak 2007

Danıştay, iki buçuk yıl sonra, mevcut kanunlara göre, "Futbol Müsabakalarında Müşterek Bahis Tertibi" imtiyazının özel sektöre devredilemeyeceği gerekçesiyle "ihalenin yürütülmesinin durdurulmasına karar verdi". İhalenin durdurulması demek, İddaa'yı düzenleyen özel sermaye grubunun faaliyetinin durdurulması demek.Hükümet, yürürlükteki kanunlar nedeniyle ortaya çıkan engeli kaldırmak için, bir kanun değişikliği yapacakmış. Bu değişiklik yapılırken, sadece futbolda değil, diğer spor dallarında da "Müşterek Bahis Tertibi"nin yolu açılacakmış.Meclis'e sunulmuş bir başka kanun tasarısı var. Bu tasarıda da şans oyunları hasılatından alınan vergi ve fon paylarının yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Şans oyunlarından kamu, kurum ve kuruluşlarına pay aktarılmasına son veriliyor, "müşterek bahislerde vergi oranları yüzde 5 ve yüzde 10'a indiriliyor. "Futbol Müsabakalarında Müşterek Bahis Tertibi" imtiyazı ihaleyle Yunanlı ortağı olan bir yerli sermaye grubuna verildi. Bu grup, "İddaa" adıyla her hafta "şans oyunu" düzenlemeye başladı. Spor Toto devlet yönetimde iken, 2002 yılında Spor Toto'ya para yatıranların cebinden çıkan para 17 milyon dolardı. Devlet, "Spor Toto"yu özelleştirdi.

Yazının Devamı

Evner Ergun'u unuttuk

24 Ocak 2007

Evner Ergun, Viyana'da Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nda (BM) bir Tük diplomat olarak hizmet verirken, 19 Haziran 1984'te "Ermeni Devrimci Ordusu"nun otomobiline koyduğu bomba ile öldürüldü. Katilleri bulunamadı.Cenazesi Türkiye'ye getirildi, Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi. Cenazeye protokol gereği gelenler ve dostları arkadaşları dışında fazla katılım olmadı. Hiçbir bakan gelmedi. 1973'ten 1984'e kadar aralarında diplomatların, güvenlik görevlilerinin ve işadamlarının bulunduğu 41 Türk vatandaşı Ermeni teröristlerce öldürüldü. Bunlara üzüldük... Aynı, Türk vatandaşı Ermeni dostumuz Hrant Dink'in öldürülmesine üzüldüğümüz gibi. Hrant Dink kıymetli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ermeniydi. Ne şekilde ve hangi nedenle olursa olsun öldürülmesi çok çok kötüdür. Ailesi için acıdır. Ermeni asıllı olduğu için, Ermeni davasını savunduğu için öldürülmesi kabul edilemez... Hrant Dink dostumdu. Ermeni olduğu için öldürüldü. Evner Ergun dostumdu. Türk olduğu için öldürüldü. Taze ölümler içimizi yakıyor. Zaman geçince çok şeyi unutuyor, son olaya kilitleniyoruz. Milliyetçi duygularla olsun, teşvik nedeniyle olsun, örgüt üyeliği nedeniyle olsun bir Türk gencinin bir Ermeniyi öldürmesi

Yazının Devamı