Venezuela'da çocukların yaşamı müzikle değişti

14 Ocak 2007

Bunları sizlere 5 yıldır yayımlanan müzik dergisi "Andante"nin 23'üncü sayısında yer alan Serhan Bali'nin yazısından aktarıyorum.Serhan Bali'nin yazısından öğrendiğime göre, Venezuela'da, 1975 yılında hem iktisatçı hem politikacı olan JosÈ Antonio Abreu, fakirlikle boğuşan, ilgisizlikten kanunsuz eylemlere yönelen 11 sokak çocuğuyla işe başlamış. Bir gün sonra müzik dersine 25 çocuk gelmiş. Ertesi gün 46, sonra 75ÖO günden bugüne müzik eğitimine ülkenin her yerinde yüzde 90'ı olumsuz sosyoekonomik koşullardaki, kimi özürlü 400 bin çocuk katılmış. Güney Amerika kıtasının çalkantılı ülkelerinden Venezuela'da 30 yılda 400 bin sokak çocuğuna müzik eğitimi verildi. Bu sayede sokak çocukları şiddetten uzak tutuluyor. Ülkede şimdilerde 57 çocuk, 125 gençlik orkestrası, 30 profesyonel orkestra var. Ülkenin dünya çapında müzisyenleri oldu. Bu projeyi şimdilerde 15 bin müzik öğretmeni yürütüyormuş. Devlet Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı bütçesinden bu çabaları 25-30 milyon dolarla destekliyormuş. Venezuela örneğinin başarısı üzerine Güney Amerika'da 22 ülke benzer projeleri başlatmış.Uyuşturucu satmak, silahlı soygun suçlarından 15 yaşına gelene kadar dokuz defa tutuklanan Lennar Acosta,

Yazının Devamı

'Urkey' ile 'Türkiye' tanıtılamaz

13 Ocak 2007

Sorunun üç boyutu var: (1) Ülke tanıtımı için her yıl ayrı bir ihaleyle, en ucuz fiyatı veren reklam ajansı aranmaz. Bu iş devamlılık ister. (2) Tanıtım işi ciddi profesyonel deneyim ister. Bunu her firma yapamaz. (3) Reklam şirketinin her yaptığı kabul edilemez. Bu konuda ülkenin saygınlığı, ciddiyeti ön planda tutulmalı, ciddi değerlemeler yapılmalıdır. Bunlar yapılmazsa ülke parasıyla "rezil" olur. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, Türkiye'nin tanıtılması için "yıllık ihale" açıyor. Kollarını açarak ortalıkta dolanan birtakım insanların resimlerinin sağına "urkey" kelimesini yazan, ellerini yana açmış insanları "T" harfi olarak değerlemelerini bekleyen "aklı evvel" reklam ajansı, ihaleyi kazanıyor. Görenler bilmece çözsün diye mi para harcayacağız, afiş bastıracağız, yoksa ülkemizi tanıtmak için mi, belli değil. Türkiye'nin tanıtımı çok çok önemli. (1) Turizm geliri bizim en önemli, döviz kaynağımız. Giderek artarken, azalmaya başladı. (2) Türkiye'nin AB ile ilişkileri bakımından çok yönlü tanıtımı zorunlu.Türkiye'nin tanıtımını 2000-2005 arasında 5 yıl Arhan Kayar'ın dDf ajansı, 2006 yılında 1 yıl Atilla Aksoy'un Bunderman ajansı yaptı. Bu yıl ihaleyi Alman SEA ile Rus Manifesta

Yazının Devamı

Cari açığı MB Başkanı önemsemiyor

12 Ocak 2007

Olağan döviz gelirleri, dışsatım (ihracat), turizm, taşımacılık gelirleri gibi gelirlerdir. Olağan döviz giderleri ise dışalım (ithalat), faiz giderleri gibi giderlerdir.Giderler fazla olduğu için biz "cari açık" (döviz açığı) sorunuyla karşı karşıyayız. Sorun giderek büyüyor. 2002 yılında açık 1.5 milyar dolardı. 2005 yılında 23.1 milyar dolara tırmandı.Dün, 2006 yılının11 aylık açık rakamı yayımlandı. 2005 yılının 11 ayında 19.9 milyar dolar olan açık, 2006 yılının kasım ayı sonunda 29.9 milyar dolara yükselmiş.2006 yılını 34 milyar dolar dolayında döviz açığıyla kapatacağız. 2007 yılında döviz açığının azalmayacağı, artışını sürdüreceği tahmin ediliyor. Ama bu konuda herhangi bir tedbir alınmadı. Alınmıyor. Açık artma eğilimine girince (tedbir alınmazsa), kendiliğinden azalmaz, artışı sürdürür... Ta ki ekonomi bir duvara toslayıncaya kadar... Olağan döviz gelirleri ile olağan döviz giderleri (faiz hariç) arasındaki fark "cari açık" (döviz açığı) olarak adlandırılıyor. Dış ticaret açığı Cari işlemler açığı2000 -21.9 -9.82001 -3.7 +3.42002 -7.2 -1.52003 -14.0 -8.02004 -23.8 -15.62005 -32.9 -23.12005/II -29.4 -19.92006/II -37.4 -29.9 İthalat (dış ticaret açığı) cari açığı nasıl

Yazının Devamı

726 baraj sırada

11 Ocak 2007

2006 yılında elektrik üretimi 172 milyar kilovatsaat. Demek ki, 726 barajın inşası halinde elde edilecek (güvenilir) enerji miktarı bugünkü üretimin yarısı kadar.Şimdilerde elektriğin yüzde 24 dolayındaki kısmını sudan elde ediyoruz. Doğalgaz santralları toplam elektriğin yüzde 45'ini, kömür santralları yüzde 26'sını üretiyor. Bizde devamlı olarak hidrolik santrallara önem verilmemesi eleştirilir. Ama baraj yapmak bu ülkede kolay değildir. (1) Türkiye bir medeniyetler diyarı. Medeniyetler genelde su havzalarında kurulmuştur. Her barajın su toplama alanı mutlaka bir medeniyet kalıntısını su altında bırakır. Bu ise tepki yaratmakta, baraj yapımını güçleştirmektedir. (2) Baraj yapımı büyük yatırım ister. Uzun zaman alır. Devlet Su İşleri akarsularımız üzerinde inşa edilebilecek 726 adet barajın listesini internet sitesinde yayımlıyor. Bu barajların tamamı inşa edilse, yılda 80 milyar kilovatsaat elektrik üretecek. Tartışılan bir diğer konu, yerli kömür kaynaklarına dayalı santralların kurulmamasıdır. Bu ülkede linyite dayalı santral kurmak kolay değildir. (1) Linyitlerin kalorisi düşük, kül oranı fazla. (2) Linyit santrallarının baca gazı ve külleri çevrecilerin tepkisine yol

Yazının Devamı

İhracat artıyor, ithalat daha hızlı...

10 Ocak 2007

Açık anlatımıyla ihracat artıyor ama, ithalat artışı ihracat artışının neredeyse iki katı oluyor.İthalat (dışalım) rakamı ile ihracat (dışsatım) rakamı arasındaki farka "dış ticaret açığı" deniliyor. 2005 yılının 12 ayında dış ticaret açığı 32.9 milyar dolardı. 2006 yılının 10 ayında bu rakamın üzerinde bir açık gerçekleşti. Açık 35.6 milyar dolar oldu.Sattığımız maldan kazandığımız dövizler, aldığımız malın faturasının sadece yüzde 66'sını karşılıyor.Mal ticaretinden ortaya çıkan döviz açığımızın bir bölümünü turizm geliri gibi hizmetlerden gelen dövizle karşılıyoruz. Ama sonuçta bu açık, ülkenin döviz açığının (cari açık denilen açığın) ana nedeni oluyor. 2006 yılının ilk 10 ayında ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre 8.3 milyar dolar arttı... Ama aynı dönemde ithalat artışı 17.3 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2005 yılında dış ticaret açığı 32.9 milyar dolar, cari açık 23.1 milyar dolardı.2006 yılının 10 aylık gelir gider trafiğine göre dış ticaret açığı 35.6 milyar dolara, cari açık (döviz açığı) 28.0 milyar dolara tırmandı. Dış ticaretten sorumlu devlet bakanımız, "2007 ihracat hedefini 100 milyar dolar" olarak açıkladı. Bu açıklamayı yaparken 2007 yılında ithalatın ne

Yazının Devamı

Egegaz ile doğalgaz darboğazını aşarız

9 Ocak 2007

Egegaz'ın Aliağa'da 400 milyon dolar yatırımla gerçekleştirdiği terminal, yılda 10 milyar metreküp (tükettiğimiz gazın 1/3'ü büyüklüğünde gaz) ulusal boru hattına basabilecek altyapıya sahip.Kullanacağımız 32 milyar metreküp gazın yaklaşık 22 milyar metreküpünü Rusya'dan, 5 milyar metreküpünü İran'dan borularla getiriyoruz. Yaklaşık 5.2 milyar metreküpü de Türkiye'ye gemilerle sıvı olarak getiriliyor.Sıvı doğalgazın kısaltılmış ismi LNG (Liquid Natural Gas). Bildiğimiz doğalgaz -163 santigrat derecede soğutulunca 600 defa küçülüyor ve sıvı hale geliyor. Paniğe gerek yok. İran gazı gene kesmeye kalksa da, geçen yıla göre bu yıl daha tedbirliyiz. Botaş, bu yıl Egegaz'ın Aliağa'daki sıvı gaz terminalini kullanmaya başladı. Bu terminalden tam kapasite yararlanılırsa, sisteme günde 16 milyon metreküp gaz basılır. Tankerlerle (-163 derecede) taşınıyor. Gemiden sahildeki özel terminallere boşaltılıyor. Terminaller de -163 derecede olduğu için gazı sıvı olarak depoluyor. Daha sonra, deniz suyuyla ısıtılınca 600 defa büyüyor, doğalgaz haline geliyor.Botaş'ın Marmara Ereğlisi'nde bir LNG tesisi var. Bu tesisin kapasitesi yılda 6 milyar metreküp gaz üretecek büyüklükte. Cezayir ve

Yazının Devamı

Gene de en güvenilir olanı 'Rus gazı'

8 Ocak 2007

ABD'nin bizim sınır komşularımıza uyguladığı ambargolardan biz devamlı zarar görüyoruz. Irak ambargosu başlamadan Türkiye Irak'a en fazla mal satan ülkeydi. Şimdilerde Irak pazarını ABD ele geçirmiş durumda. İran da bizim için önemli bir sınır komşusu. ABD ambargo uygulamasını başlatabilirse bu pazarı da kaybedeceğiz. İran gazı keserek Türkiye'ye "gözdağı" verdi. Bunu bilelim. Neden gözdağı verdi? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 2006 Aralık ayında 15 üyenin desteğiyle 1737 sayılı kararıyla İran'a ambargo uygulamasını başlattı. Nükleer programla ilgili 10 İran kuruluşu ile 12 İranlı işadamının yurtdışındaki mal varlığına el konuldu. İki ay içinde İran nükleer programı durdurmazsa ekonomik ve ticari yaptırım başlayacak. Türkiye BMGK kararlarına uyacağını açıkladı. Enerji politikaları uzmanı ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Sevaioğlu, bir başka konuya işaret ediyor. Sevaioğlu'na göre, "AKP'nin Irak, Lübnan ve Filistin'de oynamakta olduğu 'sunni' bölge hâkimiyeti ve Hamas politikası İran'ı rahatsız ediyor. Saddam'ın idamında Türkiye'nin ABD yanlısı yaklaşımı İran'ı rahatsız etti."İran, çevremizde Rusya'dan sonra en fazla doğalgaz rezervine sahip ülkedir. Soğuğu sebep

Yazının Devamı

Almanlar TIR'ların tekerleğine taş koyuyor

7 Ocak 2007

Almanya bizim TIR'ların Almanya'ya girişini 150 binle sınırladı. Bizim TIR'cılar bu kotanın yarısını Almanya içine mal taşımada, yarısını Almanya üzerinden diğer Avrupa ülkelerine mal taşımada kullanıyor.TIR'ları kullanacak şoförlere Almanya daha önceleri 1 yıl süreli vize verirdi. Vize süresi 6 aya indirildi. Şoförlerimizin her 6 ayda bir yeniden vize almaları zorunluluğu ortaya çıktı.Şoförlerimiz 6 aylık vizeyle AB sınırları içinde toplam 90 gün kalma süreleri vardı. Almanya bu süreyi göçmen yasasına dayandırarak Türk TIR şoförleri için 45 güne indirdi.45 günü dolduran şoförlere 6 ay dolmadan yeni vize verilmiyor. Yeni istihdam edilecek şoförlere, yolları engellememeleri için daha kısa süreli vize veriliyor. Almanya bizim TIR'cılara yılda 550 milyon dolarlık TIR çekicisi ve römork satıyor. Sonra da bunlarla Almanya'ya mal taşınmasını önlemek için TIR tekerleklerinin önüne taş koyuyor. Üstelik bu süre, TIR şoförlerinin AB sınırlarından geçmesiyle başlıyor. Eskiden TIR kamyonlarının İtalya, Yunanistan veya Avusturya sınırını geçmesiyle başlayan süre, 1 Ocak'tan itibaren Bulgaristan ve Romanya sınırında başlar hale geldi.İhracat uzmanı Şevket Sürek, Dünya gazetesindeki yazısında

Yazının Devamı