Bugün Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (kuruluştaki-ve de yaşayan adıyla Mülkiye'de) eğitim ve öğretim görenler Mülkiye'nin kuruluşunun 146'ncı yılını kutluyor. Bu yılın temmuz ayında yapılan "Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS)" sonuçlarına göre, şimdilerde üst düzey kamu görevlileri üç eğitim kurumundan geliyor: Mülkiye (SBF), Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Boğaziçi Üniversitesi (BÜ). Mekteb-i Mülkiye, İçişleri, Maliye ve Dışişleri'ne "yüksek seviyede idareci" yetiştirmek amacıyla 1859'da kuruldu. 146 yıldır eğitim ve öğretim yapıyor. 'Mülkiye'de öğrencilere sadece 'kitapta yazılanlar' öğretilmez. Mülkiye 'eğitim' ocağıdır. Öğrencilere önce vatan sevgisi aşılanır. Öğrencilerin devlete sahip çıkma duygusu geliştirilir.Bu vatan sevgisini ve devlete sahip çıkma duygusunu Mülkiyeliler (Mülkiyeli Cemal Edhen Yeşil'in 1818'de yazdığı dizelerle) Mülkiye Marşı'nda şöyle seslendirir: "Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz/Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz/Gül ki sen, neşenle gülsün ay, güneş, toprak, deniz/Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz..."Mülkiye'nin kuruluşundan bu yana devleti ele geçirmeye çabalayanlar, yetim hakkına göz dikenler, devlete
Osman Ulagay'ın kitabını anlatmadan, başına gelenleri hikâye etmek istiyorum.Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, yabancı ve yerli sermaye gruplarıyla yoğun iş ilişkisi içinde olan bir yönetici. Benim ekonomiyi değerlendirmelerimi çok "karamsar" buluyor. Kabaca "Yabancılar Türkiye'ye hayran. Türkiye'de iş yapmak için akın ediyor. Yerli sermaye gruplarına göre işler hiç bu kadar iyi olmamıştı. Hükümet çok iyi çalışıyor. Siz olan bitenin farkında değilsiniz" diyerek beni eleştiriyor. Önceki gün Garanti Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Kaya, bir konuda görüşmek üzere beni aradı. Meraklandım. "Acaba benimle ne konuşacaklar?" diye beklerken, dün Garanti Yatırım'dan Gizem Öztok isminde genç bir hanım iktisatçıyla birlikte ofisime geldi. Meğerse Metin Ar, "Hoca çok karamsar. Her şeye karşı... Gidiniz de ona ekonomideki iyiliklerden söz ediniz" demiş. Osman Ulagay'ın yeni kitabının ismi, "Piyasa İmparatorluğuna Karşı Tepki Cephesi". Gizem Öztok bir de "Ekonomideki güzellikleri vurgulayan rapor hazırlamış. Uzun süre sohbet ettik... Onlar ayrılırken benim karamsarlığımda bir değişiklik olmadı ama korkarım onları da karamsar yaptım.Ben "Gerçek bir karamsar mıyım? Yoksa Osman
Gelir vergisinde ise, "en yüksek gelir grubundakiler için uygulanan yüzde 40 vergi oranının yüzde 35'e çekildiğini müjdeledi."Başbakanımız bu indirimlerden yabancıların mutlu olacaklarını, Türkiye'ye daha çok yabancı sermayenin geleceğini söylüyor.Hükümetin bu icraatından yabancıların mutlu olacağının işareti IMF ve Dünya Bankası'ndan geldi. İstihdam üzerindeki vergi yükünün azaltılmasına kıyamet koparan IMF temsilcileri seslerini çıkarmadı. Dünya Bankası temsilcisi hükümeti alkışladı.Yabancılar memnun... Daha başka kimler memnun? Yatırım yapmadan iş, para kazanan bin büyük şirket ile büyük gelir sahibi 3 bin vatandaşımız memnun. Başbakanımız, "kurumlar vergisi yükünün Türk şirketler için yüzde 44'ten yüzde 34'e, yabancılar için yüzde 37'den yüzde 28'e indirildiğini açıkladı." Nereden çıktı bu? Odalar Birliği Başkanı söylüyor. Diyor ki, "Türkiye'de 625 bin şirket kurumlar vergisi öder. Verginin yüzde 80'ini sadece bin şirket öder. (Başbakanımız, Odalar Birliği Başkanı'nı destekliyor. Diyor ki, "2004 yılında şirketlerin ödediği verginin yüzde 58'ini sadece 100 mükellef beyan etmiştir. Bunların da 19'u kamu iktisadi kuruluşudur.")Odalar Birliği Başkanı açıklamayı sürdürüyor: "Gelir
Hükümet zenginin vergisini indiriyor ama, bir yıl içinde belli miktarda vergi toplamaya mecbur. Onun içindir ki, zenginin vergisini indirirken, fakire bindirecek.Başbakan, "çevre ülkelerle rekabet etmek ve yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmek amacıyla, 2006 başından itibaren yatırım indirimi istisnasını kaldıracaklarını ve halen yüzde 30 olan kurumlar vergisi oranını yüzde 20'ye indireceklerini" açıkladı. "Gelir vergisinde de en yüksek yüzde 40 olan oranın yüzde 35'e çekileceğini" söyledi.Bu indirimden kimler yararlanacak? diyerek, vergi hocası Şükrü Kızılot'a sual eyledim. Şükrü Hoca'dan aldığım bilgiye göre vergi indirimi esas itibariyle:- 600 bin büyük yerli ve yabancı sermaye şirketini,- Vergi beyannamesi vererek vergi ödeyen 1 milyon 700 bin gelir vergisi mükellefini mutlu edecek. Hükümet vergiyi indiriyor ama, fakirin değil, zenginin vergisini indiriyor. Defter tutmayan, basit usulde gelir vergisi ödeyen 800 bin dolayındaki küçük mükellef (küçük esnaf, taksici, minibüsçü) de bu indirimlerden ufak miktarda yararlanacak."Ya bordro mahkûmlarının durumu ne olacak? Memur, işçi, emekli de vergi indiriminden yararlanabilecek mi?" diye sordum... Onların maaş ve ücretleri zaten
Koçların İtalyanlarla yarı yarıya ortak oldukları (Koçbank'ın sahibi) "Koç Finansal Hizmetler Sermaye Grubu" (KFH), YKB'nin yüzde 57.4 payını 1 milyar 160 milyon euroya satın aldı.YKB ile Koçbank birleştirilecek. Bu birleşmeden önce, KFH grubu, (çoğunluk hissesine sahip olmanın verdiği güçle) YKB'nin bilançosunu temizledi. Bankanın bilançosunda 2.650 milyon YTL brüt, 2.501 milyon YTL net düzeltme yapıldı."Düzeltme" demek, açık anlatımıyla "zarar yazmak" demektir. Zarar yazmak demek, açık anlatımıyla bankanın varlığını (özkaynağını) küçültmek demektir. Yapı Kredi Bankası (YPK) ekonomide ağırlığı, yurtdışında ve içinde kamuoyunda saygınlığı olan bir bankamızdır. Hisselerinin yüzde 42.6'sı borsada işlem görüyor. Önemli bölümü halkın elinde. Bankanın özkaynağı 4.6 milyar YTL idi. 2.5 milyar YTL zarar düşülünce 2.1 milyar YTL'ye indi.Borsada işlem gören hisselerin sahipleri bankanın 4.6 milyar YTL özkaynağının yüzde 42.6'sına sahipti. Şimdi sadece 2.1 milyar YTL özkaynağın yüzde 42.6'sına sahipler. KYH, bankanın yüzde 57.4 hissesini 1 milyar 160 milyon euroya satın almıştı. Düzeltmeyle 1 milyar 572 milyon euro (satın almak için ödenen fiyattan daha çok) zarar yazılınca "kafalar
"Barut Hotels-Lara Resort" bu yılın mayıs ayında açılmış. Deniz kenarında 110 dönüm arazi üzerinde 401 odalı, bin yataklı beş yıldızlı nefis bir turistik tesis. 30 milyon euro yatırımla gerçekleştirilmiş.Barut Ailesi'nin beşinci oteli. Girit göçmeni Ali Barut, ilk otelini 1971 yılında Side'de açmış. Şimdilerde 3 oğlu baba mesleğini sürdürüyor. Beş otelde 4 bin yatakları var.Lara Resort açık ve kapalı yüzme havuzları, bahçeleri, spor tesisleri, kongre ve toplantı salonları ve lüks odalarıyla gerçek anlamda "beş yıldızlı" bir otel. 450 gence iş imkânı sağlıyor. Antalya'dayım. Amerikalı "Pat ve Paul Barber" çiftine Barut Hotels-Lara Resort'un barında rastladım. Amerikalı çift Berlin'de yaşıyor. "Thanks Giving" (Şükran Günü" tatilinden yararlanarak Antalya'ya gelmişler. Bu Türkiye'ye dördüncü gelişleri. Berlin-Antalya gidiş geliş uçak ücreti kişi başı 134 euro, 5 yıldızlı otelde "her şey dahil" (all inclusive) konaklamanın gecesi 60 euro... "Antalya'ya gelmeyelim de nereye gidelim? Bu kadar ucuz ve güzel tatil olur mu?" diyorlar. "Lara" ve "Kundu" bölgeleri Antalya'nın yeni turizm gelişme bölgeleri. Lara'daki, Barut Hotels-Lara Resort, Kervansaray, Miracle, Titanic, Fame Elegance,
Ödenemeyecek durumda olduğu halde, ödenecek imişçesine hesaplarda duran 1.350 milyon YTL'yi ("Bunlar hiçbir şekilde ödenemez" diyerek) zarar yazdı.Bankanın iştiraklerinden gelecek gibi görünen ama hiçbir şekilde alınamayacak 360 milyon YTL'yi zarar yazdı.Bankanın varlığını yükseltmek arayışında değerleri şişirilen 830 milyon YTL'yi zarar yazdı.Bankanın hesaplarında bir gün alınabilecek gibi görünen ama gerçekte var olmayan 110 milyon YTL'yi zarar yazdı. İşte bu nedenledir ki, bankanın eylül ayı bilançosunda 2.377 milyon YTL net zarar ortaya çıktı. Yapı Kredi Bankası'nda yeni yönetim, "halının altını süpürdü." Bu zarar "dönemsel" değil "birikimli temizlik yapısal" zarardır. "Bilanço zararı"dır. Bilanço "birikimli" rakamları (durumu) gösterir.Gelir tablosu "belli zaman süresinde" bankanın geliriyle gideri arasındaki farkı gösterir.Bir şirketin (bankanın) değeri varlıklardan yükümlülükler düşülerek bulunur. (Varlıklar - yükümlülükler = şirketin/bankanın değeri).Bilançodaki net düzeltme (2.377 milyon YTL zarar) şirketin varlık rakamını küçültecektir.Varlığı küçülen şirketin/bankanın "defter değeri" de küçülür.Ama bir şirketin/bankanın "defter değeri" ile "piyasa/borsa değeri"
Geçen yıl Türkiye'ye turist taşıyan tarifesiz 134 bin uçak iniş kalkış yaptı. Bunların 61 bini Antalya Havaalanı'na indi kalktı. Tarifesiz uçaklar Türkiye'ye 9.9 milyon turist taşıdı. Tarifesiz uçaklarla Antalya'ya 5.2 milyon turist geldi.Açık anlatımıyla, her 100 tarifesiz uçağın 45'i Antalya Havaalanı'na iniyor. Tarifesiz uçakla gelen her 100 turistin 52'si Antalya'da tatilini geçiriyor. Antalya'dayım. Kasım ayının sonuna yaklaştık ama turizm hareketi canlılığını koruyor. Uçaklar Antalya'ya turist getirmeye devam ediyor. Antalya'da en hareketli ay ağustos ayı. Ağustosta Antalya Havaalanı'na 10 bine yakın tarifesiz (charter) uçak inip kalkıyor. Bu sayı eylül ve ekim aylarında 8 binlere, kasım ayında 4 binlere, aralık ve ocak, şubat, mart aylarında 2 binlere düştükten sonra nisan ayından itibaren tırmanışa geçiyor. Türkiye'ye turist sadece tarifesiz uçaklarla gelmiyor. Tarifeli uçaklarla, kara ve deniz yoluyla da gelenler var. Türkiye'ye değişik araçlarla gelen her 100 turistin 34'ü Antalya'ya geliyor. Geçen yıl Antalya'ya gelen turist sayısı 6 milyondu. Bu yıl bu sayının 7 milyonu aşacağı söyleniyor.Türkiye'de mevcut turistik ve işletme belgeli her 100 yatağın 39'u Antalya'da.