Özel operatörler telefonu ucuzlatacak

25 Temmuz 2004

Bu özel operatörler, PTTnin mirasçılarından "T"nin (Türk Telekomun) telli, cep telefonu işleten şirketlerin telsiz hatlarını kullanacak, ama halkımızı "özellikle yurtdışıyla" ucuz konuşturacak.Ne kadar ucuz konuşturacak? Daha bu belli değil de, halkımız ucuz konuşmak için ne yapacak? Ben bunu merak ettim. Doğan Grubunun "e - kolay"ının başında bulunan Tanju Erkoça sordum. Öğrendiklerimi sayın okuyucularıma aktarıyorum.Türk Telekom, özel operatörlük yapmak isteyenlere 3 farklı lisans veriyor. Her lisansın parası farklı, her lisansla yapılacak iş farklı. Biz eskiden sadece PTTyi bilirdik. PTTnin telli telefonundan konuşurduk. Derken "telsiz - cep telefonu" çıktı. Özel şirketler kuruldu. Cep telefonuyla konuşmaya başladık. Şimdi yeni bir dönem daha başlıyor. Özel operatörler bizi "ucuz konuşturmaya soyunuyor." - A lisansı alan özel operatörler 478 milyar lira ödüyor. Yaklaşık 15 milyon dolar yatırımı göze alıyor. Kurduğu sistemle abonelerini doğrudan iç ve dış konuşmaya açıyor. Örneğin A lisansı olan özel operatöre abone olarak bir telefonun kaydı yapılmış ise, o telefonu çeviren kimse artık iç ve dış hatlara Türk Telekom üzerinden değil, Türk Telekomun hatlarıyla ama özel operatörün

Yazının Devamı

Beş Eski Denizci

24 Temmuz 2004

Heybeliadadaki "Deniz Harp Okulu ve Lisesi"nde okuyan beş genç 1950li yıllarda dünyayı kasıp kavuran "rock and roll" (sallan ve yuvarlan) rüzgarına kapıldı. Yaşları 17 dolayındaki bu genç denizci adayları Erkan Gürsalın öncülüğünde "rock and roll" konserleri vermeye başladı.Sonraları "Somer Soyata ve Arkadaşları" adıyla tanınan "Deniz Harp Okulu Orkestrası ve Vokal Grubu", en genç pop müzik topluluğu ve ilk vokal grubu olarak ün yaptı.Bu grupta Erkan Gürsal piyano, Durul Gence davul çalıyordu. Erkut Taçkın, Ersin Yüce ve Güngör Yücel vokal yapıyordu. Konserlerde saksofonuyla gruba katılan iki denizci müzisyen vardı. Bunlar Yalçın Ateş ve Gürkan Bilgitay idi. Eray Turgay ile Targan Unutmaz da konserlerde kontrbas çalıyordu.1961 yılından itibaren grubun elemanlarının "deniz subayı" olarak donanmaya katılmaya başlamalarıyla ekip mecburen dağıldı.Ersin Yüce ve Erkan Gürsel donanmada kaldı. Donanmadan ayrılan Güngör Yücel finans okudu. Finans yöneticisi oldu. Durul Gence, önce ODTÜye devam etti. Sonra kendi adıyla müzik topluluğu oluşturdu.Erkut Taçkın, Kalkana yerleşti. Turistik tesis işletti. Kendisine özgü hareketleriyle söylediği "rock and roll" şarkılarıyla ün kazandı.Durul

Yazının Devamı

Yenicamide dilenip Fatihte dağıtıyoruz

23 Temmuz 2004

Sayın okuyucularım, Fransaya "keseyi açtık mı" başkalarına "ne dağıtacağız"?..Almanyaya, İngiltereye, Belçikaya, İtalyaya ne "mama" vereceğiz? Avrupada "mama" dağıttığımızı gören "Stratejik Ortağımız - Hamimiz - Ağabeyimiz" ABDyi gücendirmemek için ne yapacağız?Rahmetli babaannem parası olmadan bu tür bol keseden harcama yapanlara acır, "Yenicami önünde dilenip Fatihte sadaka dağıtıyorlar" derdi. İşte o biçim...Durumumuz malum... 2000 yılı başından bu yana krizden çıkmak için "IMF kontrolünde, kemerlerimiz sıkılıyor." Yemeyip içmeyip borç faizi ödüyoruz ama gene de bütçemiz açık olduğundan Türk lirası ve de cari işlemler (döviz) hesabımız açık olduğundan dolar borcumuz devamlı artıyor. Ekonomimizin IMFsiz ayakta duracak hali yok. Parasızlıktan hükümet yatırım yapamıyor. Daha iyi okul, daha iyi hastane, daha iyi yol - liman yapamıyor. İşsizlik, fakirlik azalmıyor, artıyor.Bu tablo belki Büyük Türk Büyüklerini üzmüyor. Belki onlar bu tablonun ne kötü olduğunun farkında değil ama, Fransızlar da diğer AB üyeleri de neyin ne olduğunu biliyor. Bir nükleer santral en az 4.5 - 5.0 milyar dolar yatırım istiyor. Fransadan ve ABDden satın alınacak uçakların faturası en az 3 - 4 milyar

Yazının Devamı

Uçak, silah alacağız, KİTleri, bankaları satacağız (böylece AB üyesi olacağız!)

22 Temmuz 2004

Pamukbankı satamadık. Halk Bankasına kattık. İkisini birlikte satacağız. Vakıflar Bankası nedense satılamıyor. Biz Ziraat Bankasını bile satmayı düşünüyoruz. Daha önce Türkbankı satamadık. Banka "heba oldu"... Aslına bakarsanız o batan bankaların bazılarını satabilseydik, tasfiye etmeyecektik... Şimdi de bir yıl içinde Yapı Krediyi satacağız.Bir yanda, BDDK ve TMSF yetkilileri "Çukurova grubu satamazsa,biz hemen satarız. Yapı Kredinin talibi çok" diyerek beyanat veriyor. Aynı gün Garanti Bankasına talip olan İtalyanlarla üç yıldır süren görüşmelerin netice vermediği açıklanıyor.Türkiyenin önde gelen kamu ve özel sektör bankalarını yabancılar gelsin de, alsın diye bekliyoruz.Sadece bankaları mı? Ya KİTler ne olacak? Yabancılar gelse de, şu Tekelin sigara tesislerini satsak... Yabancılar gelse de, Petkimi alsa... Mahkemeler sonuçlansa da, Tüpraşı yabancılara teslim ederek paraları tahsil edebilsek... Bunlar büyük balıklar. Yabancılara satmak için pazara çıkardığımız küçük balıklarımız da var. Plastik şişede, plastik bidonda su satan firmaları, sütü karton kutuya koyarak satan firmaları, sabun yapan, yoğurt yapan firmaları, çorba yapan firmaları, hatta bakkaliye ve hırdavatçı

Yazının Devamı

2005 bütçesi gene dar gömlek

21 Temmuz 2004

2006 yılı bütçe taslağı hazırlanırken tüketici fiyatları endeksindeki artışın yüzde 8 oranında gerçekleşeceği varsayılmış. Buna karşılık GSMH deflatörü (milli gelir hesabında esas olan enflasyon oranı) yüzde 10.1 olarak kabul edilmiş. IMF sitesinde de 2005 yılı enflasyonu yüzde 10.1 olarak tahmin ediliyor.Cari fiyatlarla (açık anlatımıyla enflasyon dikkate alınmadan, o yılın fiyatıyla) 2005 yılı bütçesinin harcama hedefi 153.5 katrilyon lira. (Yeni Türk Lirasıyla 153.5 milyar lira). 2004 yılı bütçesi hazırlanırken harcama hedefi (2004 yılının cari fiyatıyla) 150.9 katrilyon lira olarak belirlenmişti.Cari fiyatla (enflasyon dikkate alınmadan) 2005 yılı bütçesinin harcama hedefinin 2004 yılı harcama hedefinin sadece yüzde 1.8 oranında üzerinde olduğu görülüyor.2005 yılı enflasyonunu yüzde 8.0 kabul edersek, bütçenin harcama hedefinin 2004 yılı hedefinin yüzde 6.1 oranında gerisinde kaldığı, enflasyonu yüzde 10.1 oranında kabul edersek, harcama hedefinin bir yıl önceki harcama hedefinin yüzde 7.5 oranında gerisinde kaldığı, zaten dar olan bütçenin iyice dar gömlek haline geldiği ortaya çıkar.2005 yılında harcama bütçesindeki toplam paranın yüzde 31i personel harcamaları ile sosyal

Yazının Devamı

Karanlıkta yaşayınca elektrik yetiyor

20 Temmuz 2004

2003 yılı sonunda ülkede üretilen elektrik 140.2 milyar kilovatsaat, tüketilen elektrik 115.2 milyar kilovatsaat.2003 yılının elektrik ihtiyacı için 1987 yılından bu yana toplanan "Enerji Kongreleri"nde uzmanlar ve de ilgili kuruluşlar değişik tahminler yapmıştı. Yapılan tahminleri yıllar itibariyle milyar kilovatsaat olarak özetleyeyim: Elektrik ihtiyacımız hakkında yapılan hesaplar yanlış çıktı. Daha çok elektrik kullanacağımız tahmin ediliyordu. Bu nedenle "Elektriksiz kalacağız" diyerek bir panik yaratıldı. 1987 202.5 1994 163.41988 191.9 1996 170.81990 193.4 2000 165.21993 176.7 2002 151.5 Bu talep tahminlerine inanılarak elektriksiz kalmamak için bir an önce santral kurulsun istenildi.Bu nedenle (1) Önce "yap - işlet - devret" modeliyle, daha sonra "yap - işlet" modeliyle özel sektörün elektrik santralı kurması teşvik edildi. (2) Yatırım yapan özel sektör gruplarına (a) fiyat garantisi (b) elektrik ihtiyacı olsun olmasın, her yıl belli bir miktar elektrik için satın alma garantisi verildi. (3) Hızlı üretime geçebilmeleri için doğalgaz yakan santralların yapımı teşvik edildi. (4) Doğalgaz santralları elektrik üretebilmek için büyük miktarda doğalgaz yakacağından, bu doğalgazı

Yazının Devamı

140 GWh elektriğin sadece 23 GWhsı linyitten

19 Temmuz 2004

Devlet (Elektrik Üretim A.Ş. - EÜAŞ) bunun yanında aynı kapasitede (yılda 10 milyar kilovat elektrik üretecek) yeni bir kömür santralı yaptı. Yeni "Afşin - Elbistan B" santralı için 1.7 milyar dolar para harcandı. Geliniz görünüz ki bu santralı işletecek linyit kömürü yok. Var da... Yok! Çünkü bu kömürü topraktan çıkaracak müteahhidi bulmak için 4 ihale yapıldı. Bu ihaleleleri zamanın iktidarlarının yakınları kazanamayınca ihaleler iptal edildi. Şimdi bu santralın "Afşin - Elbistan A" santralından taşınan linyitle işletilmesine çalışılıyor.Bir de 2 x 180 megawat gücünde Çan Santralımız var. 400 milyon dolara mal oldu. Yılda 2.2 milyar kilovat elektrik üretecek kapasitede. Kendi linyit kömürü yatağı var. Sorunsuz bir yatırım.Bölgedeki Çayırhan Santralının işletmesi özelleştirildi. Bu santralın kurulu gücü 620 megawat. Yılda 4 milyar kilovat elektrik üretiyor. Bölgedeki linyit kömürünü kullanıyor. Ancak linyit yatağı açık işletmeye müsait değil. Yeraltından kömür çıkarılıyor. Buna rağmen santralın sisteme sattığı elektriğin kilovatsaAtı 2.6 sent.Bütün bu bilgilerden sonra olan bitene tepeden bakalım. Geçen yıl üretilen 140 milyar kilovat elektriğin 35 milyar kilovatını kendi

Yazının Devamı

Devlet israf etmez ama sarf eder

18 Temmuz 2004

Ne yazık ki neyin ne olduğunu fark etmeyenler veya fark ettikleri halde hükümete alkış tutmak isteyenler, altı aylık bütçede hükümetin geliri olduğu halde harçama yapmamasını bir başarı olarak gösteriyor.İsraf ile sarf farklı kavramlardır. Hükümetler, gelirleri israf etmez fakat bütçede belirlenen sınırlar içinde, bütçe amacı doğrultusunda sarf eder. Her yıl ekonominin genel dengesi kurulur. Sonra bu dengeye göre hükümetler bütçe hazırlar. Bütçede öngörülen harcamalar yapılmazsa yatırımlar için harcama yapılmazsa, kamu kuruluşlarının yatırım ve işletme sermayesi ihtiyaçları karşılanmazsa, ekonominin genel dengesi tutmaz. Öngörülen gelişme hedeflerine ulaşılamaz. Haziran ayı sonu itibariyle devletin gelir ve giderini sergileyen altı aylık Konsolide Bütçe rakamlarını özet olarak bu yazının altında bulacaksınız.Yıl sonu hedefine göre yılın ilk yarısında (altı aylık dönemde) gerçekleşme yüzdelerine bakınız.- İlk altı ayda gelirlerin yüzde 48i toplanmış. Buna karşılık hedef alınan harcamanın yüzde 43ü yapılmış.- Personel harcamaları ve faiz harcamaları hedefler doğrultusunda yerine getirilmiş.- Ama ekonomi için büyük önem taşıyan, kısıla kısıla yılın tamamı için 6.4 katrilyon liraya

Yazının Devamı