Büyümede hedefin üstüne bile çıkılabilir

26 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından dün açıklanan 2003 yılının son üç aylık dönemine ve tamamına ait üretim endeksleri, 2003 yılı büyüme rakamının yüzde 5.0'ın üzerine çıkabileceğini yüzde 5.2 veya yüzde 5.3 olabileceğini gösteriyor.
1977 yılında 100 olan sanayi üretim endeksi 2003 yılında 112.5 oldu. Özel sektör sanayi üretim endeksi 100'den 120.5'a çıktı. Ama kamu sanayi üretim endeksi 100'den 91.2'ye gerilediği için, ülke çapındaki sanayi üretim büyüme göstergesi özel sektör üretimindeki büyümeyi yeterince yansıtamadı.
Sanayi üretimdeki büyüme, ekonominin büyümesini etkiler. Ekonominin büyümesinin göstergesi milli gelirdir. Milli gelir, sadece sanayi sektöründe değil, tarımda, ticarette, hizmetlerde, tüm ekonomik faaliyetlerde bir yıl içinde üretilen mal ve hizmetlerin (katma) değerinin toplamıdır. Genelde sanayi üretiminin ve tarım üretiminin gelişme hızı, ekonomik büyüme hızını da belirler.
2003 yılında 9 ayda milli gelirdeki (ekonomideki) büyüme yüzde 5.2 idi. Son üç aylık dönemde sanayideki büyümenin devam ettiği görülüyor. Buna karşılık tarımsal üretim konusunda açıklık yok. Zeytinde bu yıl, "yok yılı" idi. Bu tarımsal gelirin düşük

Yazının Devamı

Yaz tahtaya... Ama... (...ödenemez)

25 Mart 2004

Açıklanan rakamlar çok kişinin tepkisine yol açacak. "Olur mu böyle, olur mu? Kimsenin bir şey ödediği yok..." denilecek...Olur efendim... Mevcut ödeme anlaşmalarının uygulanması, mevcut borçların zamanında tıkır tıkır ödenmesi mümkün değildir. Batan bankaların hakim ortaklarının cebinde para dolu da ödemiyorlar değil... Ödemelerine imkan yok da ödeyemiyorlar.Batan bankaların hakim ortaklarının cebinde para olsa idi, bu bankalar zaten batmazdı... Hakim ortaklar (1) Bankaları kötü yönettiklerinden, (2) Verdikleri kredileri toplayamadıklarından, (3) Yüksek faizle mevduat topladıklarından, (4) Batan diğer işlerinin açığını bankalardan kapattıklarından, (5) Bankalardaki parayı kendi ceplerindeki para gibi özel işlerinde har vurup harman savurduklarından bu bankalar battı... Bunların yatı, katı, uçağı, helikopteri olsa da, yurtdışındaki banka hesaplarında "dünyalık paraları dursa da", anlaşmadaki borçlarını ödeyecek kadar paraları yok.Banka sistemi ayaktayken, kaynak yaratamayan bu kişilerin, kaynak yaratamadıkları için bankaları batan bu kişilerin bankalarını kaybettikten, ticari itibarlarını yok ettikten sonra, birdenbire para kazanmaya başlamalarını beklemek akıl işi

Yazının Devamı

Yaz tahtaya... Ama... (...ödenemez)

25 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Batan bankaların borçlarını ödemek için bankaların hakim ortaklarının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile yaptıkları ödeme anlaşmaları ve bu anlaşmalar çerçevesinde hakim ortakların bugüne kadar yaptıkları ödemeler açıklandı.
Açıklanan rakamlar çok kişinin tepkisine yol açacak. "Olur mu böyle, olur mu? Kimsenin bir şey ödediği yok..." denilecek...
Olur efendim... Mevcut ödeme anlaşmalarının uygulanması, mevcut borçların zamanında tıkır tıkır ödenmesi mümkün değildir. Batan bankaların hakim ortaklarının cebinde para dolu da ödemiyorlar değil... Ödemelerine imkan yok da ödeyemiyorlar.
Batan bankaların hakim ortaklarının cebinde para olsa idi, bu bankalar zaten batmazdı... Hakim ortaklar (1) Bankaları kötü yönettiklerinden, (2) Verdikleri kredileri toplayamadıklarından, (3) Yüksek faizle mevduat topladıklarından, (4) Batan diğer işlerinin açığını bankalardan kapattıklarından, (5) Bankalardaki parayı kendi ceplerindeki para gibi özel işlerinde har vurup harman savurduklarından bu bankalar battı... Bunların yatı, katı, uçağı, helikopteri olsa da, yurtdışındaki banka hesaplarında "dünyalık paraları dursa da", anlaşmadaki borçlarını ödeyecek kadar

Yazının Devamı

Karsın sorunu Doğu Kapısı

24 Mart 2004

Karslılar "Doğu Kapısı" diye adlandırılan Gümrünün hemen altındaki "Akkaya" (Kızılçakcak) sınır kapısının açılmasını bekliyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki kapı, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ olaylarında Azerbaycanlıları mutlu etmek için kapatılmış. 1992 yılından bu yana kapalı.Bu kapı sadece Karsı değil, Türkiyeyi hem karayolu ile hem demiryolu ile Ermenistan, Kafkasya, Türki devletler üzerinden Çine bağlayan yolları kesiyor.Bu kapıdan geçilemeyince TIRlar Ermenistana Sarp kapısından Gürcistan üzerinden gidip geliyor. İnsanlar Ermenistana İstanbul ve Trabzon üzerinden uçak ile gidip geliyor.Karsa 66 km. uzaklıktaki kapının açılması Ermenistan ile ve de Ermenistan üzerinden diğer ülkeler ile Asya ülkeleri ile ticaretin gelişmesine imkan verecek. Burada söz konusu ticaret "bavul ticareti" değil, gerçek ticaret. Bu yolun açılması Karsta yatırımı, üretimi, alımı ve satımı cazip hale getirecek.Doğu Anadoludaki diğer şehirler gibi Karsta da sanayi yok. Geleneksel gelir kaynağı hayvancılık. Diğer şehirlerdeki gibi terör döneminde yaylaların kapatılması, köylerin boşaltılması sonucu hayvancılık büyük sarsıntı geçirmiş. Hayvancılığı teşvik yerine hayvancılıktan

Yazının Devamı

Kars'ın sorunu 'Doğu Kapısı'

24 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Karlar hızla eriyince Kars'ı sel basmış. Sular binaların birinci katlarına kadar yükselmiş. Yolları sökmüş atmış. Ağaçlara takılı rengarenk bez parçalarının çokluğu, ne çok insanın malının sular tarafından götürüldüğünü gösteriyor. Karslılar sel baskınının medyada yer almamasına, Batı'da yaşayanların olan biteni duyamamasına, ilgisiz kalmasına üzülüyor.
Karslılar "Doğu Kapısı" diye adlandırılan Gümrü'nün hemen altındaki "Akkaya" (Kızılçakcak) sınır kapısının açılmasını bekliyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki kapı, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ olaylarında Azerbaycanlıları mutlu etmek için kapatılmış. 1992 yılından bu yana kapalı.
Bu kapı sadece Kars'ı değil, Türkiye'yi hem karayolu ile hem demiryolu ile Ermenistan, Kafkasya, Türki devletler üzerinden Çin'e bağlayan yolları kesiyor.
Bu kapıdan geçilemeyince TIR'lar Ermenistan'a Sarp kapısından Gürcistan üzerinden gidip geliyor. İnsanlar Ermenistan'a İstanbul ve Trabzon üzerinden uçak ile gidip geliyor.
Kars'a 66 km. uzaklıktaki kapının açılması Ermenistan ile ve de Ermenistan üzerinden diğer ülkeler ile Asya ülkeleri ile ticaretin gelişmesine imkan verecek. Burada söz konusu

Yazının Devamı

Mukaddes Hanım kaynak peşinde

23 Mart 2004

Doğubeyazıta gide gele Mukaddes Hanımı tanıdım.Bu seçimde ne yapacak diye Doğubeyazıta Mukaddes Hanımı görmeye gittim.Mukaddes Hanım SHP listesinden DEHAPlı olarak seçime giriyor. Seçimde AKP adayı inşaat mühendisi Mehmet Sena Geçit ve de DYP adayı aşiret reisi Ali Konyar ile yarışacak. Doğubeyazıtta da insanlar diğer Doğu Anadolu yerleşim bölgelerindekiler gibi işsiz ve perişan.Ben bunları yazıyorum. Gözü ile görmeyen Doğu Anadolu yerleşim birimlerindeki fakirliğin, ümitsizliğin boyutunu anlayamaz.Doğubeyazıtta ekonomi şimdilerde askerler ile memurların harcamasına ve de sınır ticaretine dayalı durumda. Şimdilerde minibüslerin İrandan sebze getirmesine izin veriliyor. Bu fırsatı değerlendirmek arayışındaki "çaresizler" bini aşkın eski püskü minibüsü tek başlarına veya ortak satın almışlar. İrana gidip sebze, meyve satın alıyor, onları getirip çevre yerleşim bölgelerinde satarak para kazanmaya çalışıyor.Doğubeyazıttaki dostum Nuri Öztürk beni Kaymakam Nurullah Çakır ile tanıştırdı. Nurullah Çakır genç, dinamik. Doğubeyazıt için kalıcı uzun soluklu projeler üretme arayışında ve çabasında. Ümidi bu tür projelere İstanbuldaki varlıklı Doğubeyazıtlıların sahip çıkması.Belediye Başkanı

Yazının Devamı

Mukaddes Hanım kaynak peşinde

23 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Geçen belediye seçimlerinde HADEP'in 3 kadın adayı belediye başkanı seçildi. Kızıltepe'de Cihan Sincar, Mardin - Derik'te Ayşe Karadağ ve Doğubeyazıt'ta Mukaddes Kubilay.
Doğubeyazıt'a gide gele Mukaddes Hanımı tanıdım.
Bu seçimde ne yapacak diye Doğubeyazıt'a Mukaddes Hanım'ı görmeye gittim.
Mukaddes Hanım SHP listesinden DEHAP'lı olarak seçime giriyor. Seçimde AKP adayı inşaat mühendisi Mehmet Sena Geçit ve de DYP adayı aşiret reisi Ali Konyar ile yarışacak. Doğubeyazıt'ta da insanlar diğer Doğu Anadolu yerleşim bölgelerindekiler gibi işsiz ve perişan.
Ben bunları yazıyorum. Gözü ile görmeyen Doğu Anadolu yerleşim birimlerindeki fakirliğin, ümitsizliğin boyutunu anlayamaz.

Yazının Devamı

Aşiretler Vanda yerleşik düzene geçmiş

22 Mart 2004

Vanda SHP listesinden belediye başkanlığı seçimine giren DEHAPlı Mesut Öztürkün ev toplantısına katıldım. Gece saat 22.00de Şabaniye Mahallesinde tek katlı, damı toprak bir evin bahçe kapısından içeri girdiğimizde üç beş kişinin bulunduğu bir toplantıya katılacağımı sanıyordum. Evin sokak kapısının önündeki ayakkabıları görünce şaşırdım. Saydım. Tam 91 çift ayakkabı vardı. Ben de ayakkabımı çıkardım. Mesut Öztürkün bulunduğu odada kalabalağın arasına sıkıştım. Birbirine açılan odalarda misafirler yere çömelmiş, başkan adayının konuşmasını dinliyordu. Başkan adayı, evi dolduranlara "kent konseyi, mahalle meclisi, katılımcı demokrasi, demokratik güç birliği, sosyal devlet, proje, üretim, eğitim, sağlık, adalet, istihdam" konularında bir şeyler anlatmaya çalışıyor, karşısındakiler de onu dikkatle dinliyordu. Konuşmasının sonunda "Belediye başkanını 5 yıl için seçeceksiniz. Eğer yanlış adamı seçerseniz 5 yılınız yanacak. Ben size söz veriyorum. 2 yıl sonra referandum yapacağım. Yaptıklarım beğenilmiyor ise çekileceğim" dedi. Saat 23.00e doğru çay ikramı başladı. Ev sahibi Hacı Yakup Tuğçi talihsiz bir ihtiyar. Bir oğlu Konyada askerlik yaparken nöbette vurulmuş. Öbürü inşaatta göçük

Yazının Devamı