<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Seçimden bir gün önce cumartesi günü, genç adam seçim minibüsünü meydana çekmiş, meydanın ortasına ses düzenini kurmuştu. Heyecanlı heyecanlı yapmak istediklerini ve projelerini anlatıyordu.
Meydanın iki yanındaki kahvelerin önündeki iskemlelere oturanlar genç adamı dinliyordu. Genç adam şehrin sevilen doktorlarından biri imiş. Belediye başkanlığı için bağımsız aday olarak yarışıyormuş. Yanımdaki iskemlede oturan, "Zavallı adamın, 120 bin doları havaya, çöpe ve mideye gitti" dedi.
Sonra devam etti: "Bu seçim dönemi bastırdığı afişlere ve broşürlere, satın aldığı minibüse ve ses düzenine, ona buna yedirdiği yemeklere 120 bin dolar harcadı. Bizim şehirde en az para harcayan bağımsız aday doktor bey. AKP, CHP, MHP, DYP, ANAP, SHP ve DSP adaylarının harcadığı paraları düşünün. Son üç ayda çok para harcandı."
Seçimin yapıldığı gün de aynı kahvede oturdum. Meydanın çevresindeki duvarlardaki afişler, direkler arasına gerilen iplerden sarkan bayraklar yerlerde sürünen pankartlar çöpe gitmişti. Bir gün önce sokaklarda ve meydanlarda gümbür gümbür inleyen, çınlayan sesler havaya uçup gitmişti. Seçim döneminde benim mideme bile çok adayın parası girmişti.
Mahalli idareler "yerleşim bölgelerini yaşanabilir hale getirmek, çağdaş hizmetleri halka sunmak" sorumluluğunu taşıyor.Bu sorumluluğun, imar planı hazırlamak, çarpık şehirleşmeyi önlemek, trafiği düzenlemek, çevreyi korumak gibi hizmet yanları var ama mahalli idarelerin bir başka ve önemli fonksiyonu daha var. O da yatırım yapmak.Türkiyede mahalli idareler büyük yatırımcı. Toplam kamu yatırım harcamalarının üçte birini mahalli idareler yapıyor.Kamu yatırımı denilince genelde sadece "konsolide bütçe"den (genel ve katma bütçeden) yapılan harcamalar gündeme gelir. Bütçeden yapılan kamu yatırımları toplam kamu yatırımlarının yüzde 40ı dolayındadır. Toplam yatırımların yüzde 33 dolayındaki kısmını mahalli idareler, kalanını da KİTler, SSK, İller Bankası yapar.Bütçeden faize ayrılan pay giderek büyüdüğü için, 150 katrilyon liralık bütçeden yatırıma sadece 7.5 katrilyon ödenek ayrılabilmişti. Daha sonra IMFnin baskısı ile, faiz dışı fazla kalemine aktarma yapmak için yatırıma ayrılan paralar kısıldı. 6.3 katrilyon liraya kadar indirildi. Bu rakam karşısında mahalli idarelerin 2004 yılında yapacakları 5.8 katrilyon liralık yatırımın büyüklüğü ve de önemi ortaya çıkıyor.Kamu yatırımı
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Mahalli idare seçimleri bitti. Halkımızın yaşadığı yerleşim yerlerini beş yıl yönetecek kadrolar belli oldu. Son yıllarda "mahalli idare" kavramı, "belediye" ile özdeşleşti. Belediyenin görev ve sorumluluğu ise "kaldırımları yap bozmak" ve de "çöp toplamak" gibi basit iki konu ile sınırlandırıldı.
Mahalli idareler "yerleşim bölgelerini yaşanabilir hale getirmek, çağdaş hizmetleri halka sunmak" sorumluluğunu taşıyor.
Bu sorumluluğun, imar planı hazırlamak, çarpık şehirleşmeyi önlemek, trafiği düzenlemek, çevreyi korumak gibi hizmet yanları var ama mahalli idarelerin bir başka ve önemli fonksiyonu daha var. O da yatırım yapmak.
Türkiye'de mahalli idareler büyük yatırımcı. Toplam kamu yatırım harcamalarının üçte birini mahalli idareler yapıyor.
Daha doğrusu, "enerji içeceği"nin önünde engel yoktu da, "hafif" satılabiliyordu. Şimdi sınırlar yükseltildi. "Enerji içeceği"nin en güçlülerini Türkiyeye ithal ederek halkımıza satmak serbest.Eskiden enerji içeceklerinde kafein miktarı sınırı 150 mg. idi. Hükümet bu sınırı 350 mga yükseltti. Glukoronolakton sınırı 20 mgdan 2.500 mga, taurin miktarı 800 mgdan 4000 mga yükseltildi.Enerji içeceği nedir? Nasıl enerji verir? Öğrendiklerimi sayın okuyucularıma aktarayım.Vücuttaki kaslar hareket edince laktik asit ortaya çıkıyor. Laktik asit kana karışınca insanlar yorgunluk hissediyor.Enerji içeceğinin içindeki maddeler insanın beynini uyarıyor. Kan dolaşımını hızlandırıyor. Kan dolaşımı hızlanınca insan daha fazla oksijen alıyor. Oksijen hücrelerin yapısında olumlu değişime, laktik asitin yok olmasına ve enerjinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Halkımız "enerji içeceği içerek canlansın" diyerek, "hükümetimiz gerekli tedbirleri aldı" ve de Resmi Gazetede yayımlanan bir tebliğ ile Türkiyede "enerji içeceği" satışının önündeki engeller kaldırıldı. Enerji içeceklerinin ana maddesi olan kafein kahvede de var. Kafein uyarıcı etki yapıyor. Sıcak alındığında etkisi daha kısa. Soğuk
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Halkımız "enerji içeceği içerek canlansın" diyerek, "hükümetimiz gerekli tedbirleri aldı" ve de Resmi Gazete'de yayımlanan bir tebliğ ile Türkiye'de "enerji içeceği" satışının önündeki engeller kaldırıldı.
Daha doğrusu, "enerji içeceği"nin önünde engel yoktu da, "hafif" satılabiliyordu. Şimdi sınırlar yükseltildi. "Enerji içeceği"nin en güçlülerini Türkiye'ye ithal ederek halkımıza satmak serbest.
Eskiden enerji içeceklerinde kafein miktarı sınırı 150 mg. idi. Hükümet bu sınırı 350 mg'a yükseltti. Glukoronolakton sınırı 20 mg'dan 2.500 mg'a, taurin miktarı 800 mg'dan 4000 mg'a yükseltildi.
Enerji içeceği nedir? Nasıl enerji verir? Öğrendiklerimi sayın okuyucularıma aktarayım.
Vücuttaki kaslar hareket edince laktik asit ortaya çıkıyor. Laktik asit kana karışınca insanlar yorgunluk hissediyor.
Nedim Şener günümüzde gündemi en fazla işgal eden Uzan olayını da başından beri izledi. Uzan ailesi ile ilgili bilgi ve belgeleri topladı. Bunlardan gazete sütunlarına intikal edemeyenleri de "UZANLAR-BİR KORKU İMPARATORLUĞUNUN ÇÖKÜŞÜ" adı ile bir kitap halinde yayımlandı.Cem Uzan, bugüne kadar 5 baskı yapan bu kitabın toplattırılması ve yazarının cezalandırılması için 1 dava, iki soruşturma açtırdı. Basın Kanununa dayalı şikayet üzerine de savcılık yayınevi Güncel Yayıncılık ve Nedim Şenere 40ar milyar liralık bir "ödeme tebligatı" yaptı.Nedim Şenerin bu büyüklükte bir ödeme yapması imkansız. Geçtiğimiz günlerde (soruşturmacı gazeteciliğin simgesi haline gelen) Uğur Dündar Nedim Şeneri aradı. "Üzülme" dedi. "Benim Silivride bir arsam var. Satar sana destek olurum." Nedim Şener gazeteci. Özelliği soruşturmacı gazetecilik yapması. İhtisası, halkın hakkını yiyenleri izlemesi ve onların yaptıklarını kağıda dökmesi. Belge buluyor, gerçekleri Milliyet Ekonomide ve kitap yayınları ile kamuoyunun dikkatine sunuyor. Ben bu hafta sonu sayın okuyucularıma, Nedim Şenerin "Uzanlar" başlığını taşıyan kitabında yer alan iç karartıcı belgelerden değil, okuyanda gülümsemeye yol açan bir bölümü
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Nedim Şener gazeteci. Özelliği soruşturmacı gazetecilik yapması. İhtisası, halkın hakkını yiyenleri izlemesi ve onların yaptıklarını kağıda dökmesi. Belge buluyor, gerçekleri Milliyet Ekonomi'de ve kitap yayınları ile kamuoyunun dikkatine sunuyor.
Nedim Şener günümüzde gündemi en fazla işgal eden Uzan olayını da başından beri izledi. Uzan ailesi ile ilgili bilgi ve belgeleri topladı. Bunlardan gazete sütunlarına intikal edemeyenleri de "UZANLAR-BİR KORKU İMPARATORLUĞUNUN ÇÖKÜŞÜ" adı ile bir kitap halinde yayımlandı.
Cem Uzan, bugüne kadar 5 baskı yapan bu kitabın toplattırılması ve yazarının cezalandırılması için 1 dava, iki soruşturma açtırdı. Basın Kanunu'na dayalı şikayet üzerine de savcılık yayınevi Güncel Yayıncılık ve Nedim Şener'e 40'ar milyar liralık bir "ödeme tebligatı" yaptı.
Nedim Şener'in bu büyüklükte bir ödeme yapması imkansız. Geçtiğimiz günlerde (soruşturmacı gazeteciliğin simgesi haline gelen) Uğur Dündar Nedim Şener'i aradı. "Üzülme" dedi. "Benim Silivri'de bir arsam var. Satar sana destek olurum."
1977 yılında 100 olan sanayi üretim endeksi 2003 yılında 112.5 oldu. Özel sektör sanayi üretim endeksi 100den 120.5a çıktı. Ama kamu sanayi üretim endeksi 100den 91.2ye gerilediği için, ülke çapındaki sanayi üretim büyüme göstergesi özel sektör üretimindeki büyümeyi yeterince yansıtamadı.Sanayi üretimdeki büyüme, ekonominin büyümesini etkiler. Ekonominin büyümesinin göstergesi milli gelirdir. Milli gelir, sadece sanayi sektöründe değil, tarımda, ticarette, hizmetlerde, tüm ekonomik faaliyetlerde bir yıl içinde üretilen mal ve hizmetlerin (katma) değerinin toplamıdır. Genelde sanayi üretiminin ve tarım üretiminin gelişme hızı, ekonomik büyüme hızını da belirler.2003 yılında 9 ayda milli gelirdeki (ekonomideki) büyüme yüzde 5.2 idi. Son üç aylık dönemde sanayideki büyümenin devam ettiği görülüyor. Buna karşılık tarımsal üretim konusunda açıklık yok. Zeytinde bu yıl, "yok yılı" idi. Bu tarımsal gelirin düşük çıkmasına neden olabilir.Buna karşılık bu yıl ithalat büyüdü. İthalatın büyümesi ticaret ve ulaştırma gelirlerini artırdı. İthalat vergilerini artırdı. Bu kalemlerdeki artış, tarımın olumsuz etkisini yok eder ise, önümüzdeki günlerde 2003 yılı büyüme hızının yüzde 5.2 veya yüzde