O'muz yok bu'muz yok ama 'girişimci' var

18 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Bursa'nın, Denizli'nin, Kayseri'nin nesi meşhur? Eskiden kestanesi, horozu, pastırması meşhurdu. Şimdi ise "müteşebbisi" (işadamı) meşhur.
Günümüzde Bursalı, Denizlili, Kayserili işadamları kestane, horoz, pastırma değil, sanayi ürünü yağıyor, satıyor. Sadece doğdukları büyüdükleri şehirlerde değil, Türkiye'nin her köşesinde ve dünya pazarlarında mal satıyor.
Bizim petrolümüz yok, kömürümüz yok, dünyaya ün salmış ilim - bilim adamımız, ağır sanayiimiz, elektronik sanayiimiz, halkını düşünen doğru dürüst liderimiz yok ama, bolca müteşebbisimiz var.
Bunun ne demek olduğunu anlamak için, uzağa değil Rusya'ya bakmak yeter. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği'nde yetmiş yılda ülke sanayinin zirvesine tırmandı. Elektrik, demir çelik, kömür, buğday üretiminde rekorlar kırıldı. Astronotlar göklerde dolandı. Derken efendim rejim değişti. Rejim değiştiğinde (rakamlara inanılamaz ama) tam 17 milyon (evet 17 milyon) mühendis ve bilim adamı işsiz kaldı.
Ama mevcut ağır sanayi, mevcut altyapı, mevcut teknik kadro, yetişmiş bilim adamı, mevcut araştırma ve geliştirme sistemi "Yeni Rusya"nın, yeni yapılaşmasını başlatamadı. Çünkü geçen yetmiş yıllık sürede

Yazının Devamı

Vagon bol, çekecek lokomotif aranıyor

17 Mart 2004

72 milyon insan içinde işverenlerin sayısı 1 milyon 43 binden ibaret. 5 bin kişinin kendi hesabına çalıştığı söyleniyor.2 milyon 396 bin kişi iş arıyor. Eğitimli gençlerin yüzde 25.4ü işsiz.Tekrar olacak ama dikkatinizi çekeyim: 72 milyon nüfus var ama çalışanlar ve iş arayanların toplamı olan işgücü, 23 milyon 206 bin. Bu işgücü içinde de işverenlerin sayısı 1 milyon 43 bin. Demek ki, kabaca 1 milyon işveren, 22 milyon insana iş imkanı sağlıyor.Demek ki, bizde iş arayan çok, işveren az... Bunun içindir ki, okumamışı da, okumuşu da "biri bize iş versin" diye aranıyor. Demek ki, bizim nüfusumuzun çoğu, bir işverenin kendisine iş vermesini bekleyecek yerde, başkalarına iş verecek duruma gelme arayışına yönelemiyor.Özellikle eğitim görmüş nüfus devlet kapısında ve özel sektörde iş arayışında... Demek ki, bizim eğitim sistemimiz işveren yetiştirmiyor. İşçi yetiştiriyor.Demek ki, bizim insanlarımızın çoğu "vagon" durumunda... Yükü taşımaya hazır ama, hareket kabiliyeti yok. Bizim "vagonlar"ın kendilerini çekecek "lokomotife", yani "müteşebbis/işverene" ihtiyacı var. Vagon sayısı çok. Vagonlar kendilerini çekecek lokomotif bekliyor.O zaman eğitim sistemini yeniden düzenlemenin önemi

Yazının Devamı

'Vagon' bol, çekecek 'lokomotif' aranıyor

17 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Her yıl nüfusumuz yaklaşık 1 milyon artıyor. 72 milyon nüfus içinde deftere kayıtlı çalışan nüfus, sadece 10 milyon 700 bin kişi. Bunların 9.0 milyonu ücretle çalışanlar, 1 milyon 700 bini yevmiye ile çalışanlar.
72 milyon insan içinde işverenlerin sayısı 1 milyon 43 binden ibaret. 5 bin kişinin kendi hesabına çalıştığı söyleniyor.
2 milyon 396 bin kişi iş arıyor. Eğitimli gençlerin yüzde 25.4'ü işsiz.
Tekrar olacak ama dikkatinizi çekeyim: 72 milyon nüfus var ama çalışanlar ve iş arayanların toplamı olan işgücü, 23 milyon 206 bin. Bu işgücü içinde de işverenlerin sayısı 1 milyon 43 bin. Demek ki, kabaca 1 milyon işveren, 22 milyon insana iş imkanı sağlıyor.
Demek ki, bizde iş arayan çok, işveren az... Bunun içindir ki, okumamışı da, okumuşu da "biri bize iş versin" diye aranıyor. Demek ki, bizim nüfusumuzun çoğu, bir işverenin kendisine iş vermesini bekleyecek yerde, başkalarına iş verecek duruma gelme arayışına yönelemiyor.

Yazının Devamı

Faiz uğruna hükümet yatırımdan vazgeçiyor

16 Mart 2004

IMF heyeti bastırdı. Kamu yatırımlarına ayrılan para 6.3 katrilyon liraya indirildi.Kamu yatırımlarına ayrılan paradan 1.1 katrilyon kesinti yapan hükümet, 7nci gözden geçirme için gelen IMF teftiş heyetini memnun etmek için 2.6 katrilyon liralık zam yaptı, 4.4 katrilyon liralık kesinti yaptı. Faizcilere şıp diyerek 7.0 katrilyon liralık bir imkan yaratıverdi.Devlet artık fabrika yapmıyor. Sadece 72 milyon insanın ekonomik ve sosyal yaşamını sürdürmesi için gerekli yatırımları yapıyor. Nedir bunlar? Yoldur, limandır, hastanedir, okuldur, adliye binasıdır, köy içme suyudur...Hükümetler bunları yapmak için vardır. Hükümetler tabii ki (başka hükümetlerden intikal etse de) borçları aksatmamaktan, faizini ödemekten sorumludur. Ama hükümetler her işi bırakarak sadece faiz ödemeye kalkar ise ülke kötü duruma düşer. Ekonomik ve sosyal çöküntü önlenemez.Bir hükümet halkına, "Faiz ödemekten iş yapamıyorum... Faizciler bastırıyor... Yapacağımı da yapamıyorum... Vergiyi artırmaya, zam yapmaya, harcamaları daha da kısmaya mecburum..." diyemez.Bu ülkede başlamış, yıllardır sürünen yatırımlar var. Yılın başında, Devlet Planlama Teşkilatı bakanlıklardan gelen listeleri süzdü. Eledi. Bütçe

Yazının Devamı

Faiz uğruna hükümet yatırımdan vazgeçiyor

16 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
150 katrilyon liralık konsolide bütçeden (genel ve katma bütçeden), faize 66 katrilyon lira ayrılırken, kamu yatırımlarına ayrıla ayrıla 7.4 katrilyon lira ayrılabilmişti.
IMF heyeti bastırdı. Kamu yatırımlarına ayrılan para 6.3 katrilyon liraya indirildi.
Kamu yatırımlarına ayrılan paradan 1.1 katrilyon kesinti yapan hükümet, 7'nci gözden geçirme için gelen IMF teftiş heyetini memnun etmek için 2.6 katrilyon liralık zam yaptı, 4.4 katrilyon liralık kesinti yaptı. Faizcilere şıp diyerek 7.0 katrilyon liralık bir imkan yaratıverdi.
Devlet artık fabrika yapmıyor. Sadece 72 milyon insanın ekonomik ve sosyal yaşamını sürdürmesi için gerekli yatırımları yapıyor. Nedir bunlar? Yoldur, limandır, hastanedir, okuldur, adliye binasıdır, köy içme suyudur...
Hükümetler bunları yapmak için vardır. Hükümetler tabii ki (başka hükümetlerden intikal etse de) borçları aksatmamaktan, faizini ödemekten sorumludur. Ama hükümetler her işi bırakarak sadece faiz ödemeye kalkar ise ülke kötü duruma düşer. Ekonomik ve sosyal çöküntü önlenemez.

Yazının Devamı

Dövizde açık meçhul 5.2 milyar dolar ile kapatıldı

15 Mart 2004

Ama, 2003te çok ilginç bir şey oldu. Biz 6.8 açığı kapatmak için, bula bula 5.6 milyar dolar döviz bulabilmişken, piyasaya nereden geldiği belli olmayan 5.2 milyar dolar döviz aktı. Böylece hem açık kapandı. Hem de 4.8 milyar dolar döviz rezervine eklendi.Biz "nereden geldiği belli olmayan" döviz girişine alışkın değiliz. Bizde genelde "nereye gittiği belli olmayan" döviz çıkışı olur. Örneğin, 2000de 1.7 milyar, 2001de 1.6 milyar dolar döviz çıkışı olmuştu. Geçmişte kaynağı belli olmayan en büyük döviz girişleri 1995 ve 1999da ortaya çıkmış ve o yıllar piyasaya sırasıyla 2.4 milyar dolar ve 1.7 milyar dolar döviz girmişti. 2002 yılında nereden girdiği belli olmayan döviz ise sadece 149 milyon dolardı.Demek ki 2003te birileri piyasaya deste deste dolar sürmüş. Bu meçhul hayır sahiplerinden Allah razı olsun!..Nereden geldiği belli olmayan dövizin sarhoşluğu, döviz tablosundaki tehlikeyi unutturuyor. Gözümüzü boyuyor.Ama unutmayınız. 2003teki 6.8 milyar dolar döviz açığı çok önemlidir. Bu açık geçici değildir. Ekonominin yapısından kaynaklanan, 2004te de devam edecek nitelikte ve büyüyecek nitelikte bir açıktır.Türk ekonomisi böyle büyük açıkları taşıyamaz. Serbest döviz kuru

Yazının Devamı

Dövizde açık 'meçhul' 5.2 milyar dolar ile kapatıldı

15 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
2003 yılı döviz gelir gider rakamları açıklandı. On iki ayda döviz gelir gider hesabımız 6.8 milyar dolar açık verdi. Bu, 2000 yılındaki 9.8 milyar dolarlık açıktan sonra gelen rekor bir açık.
Ama, 2003'te çok ilginç bir şey oldu. Biz 6.8 açığı kapatmak için, bula bula 5.6 milyar dolar döviz bulabilmişken, piyasaya nereden geldiği belli olmayan 5.2 milyar dolar döviz aktı. Böylece hem açık kapandı. Hem de 4.8 milyar dolar döviz rezervine eklendi.
Biz "nereden geldiği belli olmayan" döviz girişine alışkın değiliz. Bizde genelde "nereye gittiği belli olmayan" döviz çıkışı olur. Örneğin, 2000'de 1.7 milyar, 2001'de 1.6 milyar dolar döviz çıkışı olmuştu. Geçmişte kaynağı belli olmayan en büyük döviz girişleri 1995 ve 1999'da ortaya çıkmış ve o yıllar piyasaya sırasıyla 2.4 milyar dolar ve 1.7 milyar dolar döviz girmişti. 2002 yılında nereden girdiği belli olmayan döviz ise sadece 149 milyon dolardı.
Demek ki 2003'te birileri piyasaya deste deste dolar sürmüş. Bu meçhul hayır sahiplerinden Allah razı olsun!..
Nereden geldiği belli olmayan dövizin sarhoşluğu, döviz tablosundaki tehlikeyi unutturuyor. Gözümüzü boyuyor.

Yazının Devamı

Vatandaş yalvarıyor: Zam yap zam yap!..

14 Mart 2004

Adamlarına "Paralar geliyor. Memnun olmasına memnunum ama benim halkım bu kadar mı saf? İnsanlar bu kadar kuzu gibi her isteneni yapar mı? Bunlara dayak atalım ki, akılları biraz başlarına gelsin" demiş. Eski zamanlarda bir derebeyi sağa sola borçlanmış. Para arayışına girmiş. Adamlarını çağırmış. "Şehrin ortasından geçen derenin üzerinde bir köprü var ya. Biriniz bir yanında öbürünüz diğer yanında duracak. Gelenden geçenden bir para alacak" demiş. Paralar gelmeye başlamış ama, derebeyinin açığını kapamıyor. Adamlarına sormuş "İtiraz eden, ağlayıp sızlayan var mı?" "Yok" cevabını alınca emir vermiş: "Yarından tezi yok gelenden geçenden bir para yerine, iki para alın." İki para, üç para derken halkdan alınan paralar çoğalmış. Derebeyi, adamlarına "İtiraz eden, ağlayıp sızlayan var mı?" diye sorup "Yok" cevabını aldıkça rakamı artırmış. Haraç bir paradan 9 paraya kadar yükselmiş. Gelip geçenin itiraz etmeden "kuzu kuzu" istenen parayı ödemesini derebeyinin aklı bir türlü alamıyormuş. Köprüye birer de palabıyıklı adam dikmiş. Köprüyü geçmek isteyenler önce geçiş parası ödüyor, sonra palabıyıklıdan dayağını yiyormuş. Derebeyi halkın tepkisini sormuş "İtiraz eden var mı?" Gene

Yazının Devamı