Doların kaderi bugün belli olur

20 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Geçen pazartesi, doların fiyatı 1 milyon 400 binin üzerine çıkmıştı. Geçen haftanın son günü, cuma akşamı ise, döviz büfeleri 1 milyon 460 bin liradan dolar sattı.
Bu pazartesi (bugün), önemli bir gün. Dolar fiyatındaki tırmanış ya devam edecek... Ya da fiyat artışı duracak. Dolar gene 1 milyon 400 bin liranın altında alınıp satılacak.
Geçen hafta ne oldu da doların fiyatı birden tırmanışa geçti? Önemli iç veya dış bir gelişme olmadı. Döviz arzını engelleyecek bir karar alınmadı. Normal döviz akımında bir kesiklik yok... Ama dolar fiyatı on gün önceki fiyatın 100 bin lira dolayında daha yükseklerde...
"Dolar fiyatı bugünden sonra yukarıya çıkmaya devam edecek" demeye veya "dolar gene inişe geçer" demeye imkan yok... Ama dolar fiyatı on gün önceki fiyatın 100 bin lira dolayında daha yükseklerde...
Durum şudur:

Yazının Devamı

Fantazya çok para yok

19 Ekim 2003

Karikatürlerde borç sorununun Meşrutiyet öncesinden beri değişmediği görülüyor. Turgut Çevikerin derlediği karikatürlerin yayımlandığı yıllardaki durumu Behiç Ak çarpıcı bir anlatımla yorumlamış: "Meşrutiyet öncesi - "Bana biraz borç verin dünyayı yerinden oynatayım", 1876 Birinci Meşrutiyet - "Çatlak küpü doldurabilene aşk olsun", 1878 Abdülhamid dönemi - "Hasta adam doktorunu öldürüyor", 1908 İkinci Meşrutiyet - "Biz yedik Allah artırsın", Maliye Nazırı Cavit Bey - "İstikraz!", 1914 - 1918 Birinci Dünya Savaşı - "Uç baba torik" ve "Çuvallama", Cumhuriyetin ilk yılları - "Denk bütçe", 1929 krizi - "İktisadi buhran", 1939 İkinci Dünya Savaşı - "Yeni zenginler", 1950 Demokrat Parti dönemi - "Nurlu ufuklara doğru!.." Borçtan kurtulamayan ve belini doğrultamayan bir ülkede yaşıyoruz... Suçu başkalarında aramayalım... Üretemiyoruz. Üretemeyince gelirimiz artmıyor. Gelirimizden çok harcıyoruz. Borçlanıyoruz. Üretimi artırıp geliriyle borcu ödeyecek yerde, borcu ödemek için borçlanıyoruz... Ne zamandan beri? Taaa 1876dan beri... Ayıp bize!.. İstanbulda Karaköyde Osmanlı Bankası Müzesinde "Fantazya çok, para yok. Karikatürlerle bir borç ekonomisinin tarihi (1974 - 1954)" ismini taşıyan

Yazının Devamı

Fantazya çok para yok

19 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
İstanbul'da Karaköy'de Osmanlı Bankası Müzesi'nde "Fantazya çok, para yok. Karikatürlerle bir borç ekonomisinin tarihi (1974 - 1954)" ismini taşıyan bir sergi açıldı. Sergi 15 Şubat 2004'e kadar sürecek. Giriş serbest. Sergi, "Birinci Meşrutiyet'ten Osmanlı borçlarının son taksidinin ödendiği 1954 yılına kadar uzanan dönemde yayımlanan karikatürlerden oluşuyor.
Karikatürlerde borç sorununun Meşrutiyet öncesinden beri değişmediği görülüyor. Turgut Çeviker'in derlediği karikatürlerin yayımlandığı yıllardaki durumu Behiç Ak çarpıcı bir anlatımla yorumlamış: "Meşrutiyet öncesi - "Bana biraz borç verin dünyayı yerinden oynatayım", 1876 Birinci Meşrutiyet - "Çatlak küpü doldurabilene aşk olsun", 1878 Abdülhamid dönemi - "Hasta adam doktorunu öldürüyor", 1908 İkinci Meşrutiyet - "Biz yedik Allah artırsın", Maliye Nazırı Cavit Bey - "İstikraz!", 1914 - 1918 Birinci Dünya Savaşı - "Uç baba torik" ve "Çuvallama", Cumhuriyet'in ilk yılları - "Denk bütçe", 1929 krizi - "İktisadi buhran", 1939 İkinci Dünya Savaşı - "Yeni zenginler", 1950 Demokrat Parti dönemi - "Nurlu ufuklara doğru!.." Borçtan kurtulamayan ve belini doğrultamayan bir ülkede yaşıyoruz... Suçu

Yazının Devamı

Ramazanda pirinci 1.5 - 2 milyon liradan yiyeceğiz

18 Ekim 2003

Paketli Bakliyatçılar Derneği Başkan Yardımcısı Tevfik Dinçerden öğrendiğime göre yerli "baldo tipi" pirincin toptan fiyatı 1 milyon 300 bin ile 1 milyon 400 bin lira arasında. Halkımız perakende olarak bu pirinci 1 milyon 700 bin lira ile 2 milyon liradan yiyebilecek. Bu yıl Trakyada "Osmancık baldo tipi" randımanı bol bir tür pirinç yetiştirilmiş. Toptan kilosu 950 bin ile 1 milyon lira arasında.İthal pirinçlerin en kalitelisi olan Amerikan "Calrose" tipi pirincin toptan fiyatı 1 milyon 150 bin lira ile 1 milyon 200 bin lira arasında. Küçük taneli Amerikan Bengal tipi pirinç ile Mısır pirinci ise 950 bin ile 1 milyon lira arasında. En ucuz ithal pirinç "Amerikan ince uzun" denilen küçük taneli pirinç. Toptancılarda kilosu 750 bin lira.İthal pirinç fiyatının daha düşük olması gerekiyordu. Ama "becerikli ve ileri görüşlü" bazı pirinç ithalatçıları, "büyük oynadı" ve de kazandı.Anlatayım... Yerli pirinç üreticisini korumak amacıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, 1 Ağustos - 15 Ekim tarihleri arasında "kontrol belgesi" vermeyerek, "fiilen" pirinç ithalatını durdurur.Tarım ve gıda sektöründe olan biteni yakından izleyen tarım iktisatçısı Ali Ekber

Yazının Devamı

Ramazan'da pirinci 1.5 - 2 milyon liradan yiyeceğiz

18 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Halkımız pirinci en çok mübarek Ramazan ayında tüketir. Ramazan ayında pirinç fiyatlarında genelde bir yükselme görülür. Ama bu Ramazan pirinç fiyatları geçen Ramazan'daki fiyatlardan pek farklı olmayacak. Sadece ithal pirinç fiyatlarında bir hareket olacak.
Paketli Bakliyatçılar Derneği Başkan Yardımcısı Tevfik Dinçer'den öğrendiğime göre yerli "baldo tipi" pirincin toptan fiyatı 1 milyon 300 bin ile 1 milyon 400 bin lira arasında. Halkımız perakende olarak bu pirinci 1 milyon 700 bin lira ile 2 milyon liradan yiyebilecek. Bu yıl Trakya'da "Osmancık baldo tipi" randımanı bol bir tür pirinç yetiştirilmiş. Toptan kilosu 950 bin ile 1 milyon lira arasında.
İthal pirinçlerin en kalitelisi olan Amerikan "Calrose" tipi pirincin toptan fiyatı 1 milyon 150 bin lira ile 1 milyon 200 bin lira arasında. Küçük taneli Amerikan Bengal tipi pirinç ile Mısır pirinci ise 950 bin ile 1 milyon lira arasında. En ucuz ithal pirinç "Amerikan ince uzun" denilen küçük taneli pirinç. Toptancılarda kilosu 750 bin lira.
İthal pirinç fiyatının daha düşük olması gerekiyordu. Ama "becerikli ve ileri görüşlü" bazı pirinç ithalatçıları, "büyük oynadı" ve de kazandı.

Yazının Devamı

14 milyon Türk günde 1 dolar harcayarak yaşıyor

17 Ekim 2003

Devlet İstatistik Enstitüsünün açıklamalarına göre "Türkiyede günde 1 dolar ve de daha az harcama yaparak yaşamını sürdürmeye çalışan 14 milyon insan var. Türkiyede her 5 kişinin biri açlık sınırının altında"..."Nereden çıkarıyorsun bunu?" diyerek, sual eyleyeceksiniz... Ben de, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rakamlarından çıkarıyorum" diyerek cevap vereceğim.Devlet İstatistik Enstitüsünün yaptığı "hane halkı bütçe anketi" ile derlenen bulguları, "Anka Ekonomi Bülteni"ni çıkaran iktisatçı arkadaşlarım 2002 yılı ortalama döviz kurundan ABD dolarına çevirdi.Fakirler ile zenginlerin kişi başı tüketim harcamalarına ait bilgi vermeden bir ara açıklamaya ihtiyaç var: Anket sonuçları, 2002 yılında toplam 80 milyar dolarlık bir tüketim harcaması yapıldığını ortaya koyuyor. Halbuki milli gelir hesaplarına göre 2002 yılındaki toplam tüketim 120 milyar dolar dolayındadır. Fark, "ortanın iyisi" ve "zengin" ailelerin, gelir ve tüketim rakamlarını gizlemelerinden ve de "kayıt dışı gelir ve harcama" rakamlarının ankete yansıtılamamasından kaynaklanmaktadır. Özet olarak, "en fakir", "az fakir" ve "ortadirek" ailelerin gelir ve harcama rakamları gerçeği yansıtmaktadır. Fakat "ortanın iyisi" ve

Yazının Devamı

14 milyon Türk günde 1 dolar harcayarak yaşıyor

17 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Dünyada fakirlik ve açlık ölçüsü 1 dolar... Günde 1 dolar ve daha az harcama yaparak yaşamını sürdürenler, "aç insanlar" ve "fakir insanlar" olarak adlandırılıyor.
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün açıklamalarına göre "Türkiye'de günde 1 dolar ve de daha az harcama yaparak yaşamını sürdürmeye çalışan 14 milyon insan var. Türkiye'de her 5 kişinin biri açlık sınırının altında"...
"Nereden çıkarıyorsun bunu?" diyerek, sual eyleyeceksiniz... Ben de, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin rakamlarından çıkarıyorum" diyerek cevap vereceğim.
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün yaptığı "hane halkı bütçe anketi" ile derlenen bulguları, "Anka Ekonomi Bülteni"ni çıkaran iktisatçı arkadaşlarım 2002 yılı ortalama döviz kurundan ABD dolarına çevirdi.
Fakirler ile zenginlerin kişi başı tüketim harcamalarına ait bilgi vermeden bir ara açıklamaya ihtiyaç var: Anket sonuçları, 2002 yılında toplam 80 milyar dolarlık bir tüketim harcaması yapıldığını ortaya koyuyor. Halbuki milli gelir hesaplarına göre 2002 yılındaki toplam tüketim 120 milyar dolar dolayındadır. Fark, "ortanın iyisi" ve "zengin" ailelerin, gelir ve tüketim rakamlarını gizlemelerinden ve de "kayıt dışı gelir ve

Yazının Devamı

14 milyon zengin toplam gelirin yüzde 38.2sini alıyor

16 Ekim 2003

Devlet İstatistik Enstitüsü, 1994 yılında böyle bir çalışma yapmış ve bu çalışmaya dayalı olarak da 1994 yılı için "gelir dağılımı" tablosu düzenlenmişti. Devlet İstatistik Enstitüsü geçen yıl bu anketi yeniledi. Geçtiğimiz günlerde anket ile derlenen bilgilerin özeti yayımlandı. Bu bilgiler ileride düzeltilecek. Bunlara dayalı olarak da yeni gelir dağılımı tablosu çıkarılacak.2002 yılı "hane halkı bütçe anketi"nin ilk bilgileri ülkede olan biteni anlamamıza yardımcı oluyor.Anketin yapıldığı 2002 yılında ülkenin ortalama nüfusu yaklaşık 70 milyon. Ülkede yaklaşık 16 milyon 450 bin aile var. Demek ki, her aile yaklaşık 4.2 üyeden oluşuyor.70 milyon nüfusun veya 16 milyon 450 bin ailenin her birinin gelir ve harcama durumunu teker teker sergilemek imkansız olduğundan nüfus ve aileler, en zengininden en fakirine sıralandıktan sonra, nüfus ve aileler gruplandırılıyor. 70 milyonluk nüfusun yüzde 20si (2002 yılında 14 milyon kişi) veya ailelerin yüzde 20si (2002 yılında 3.2 milyon aile) 5 grup haline getiriliyor.Sonra da bu yüzde 20lik gruplara, gelirden ne pay düştüğü ve de bunların toplam harcamalardaki payı incelenerek halkımızın durumunun ne olduğunun anlaşılmasına

Yazının Devamı