Las Vegas alışveriş ve eğlence şehri olmuş

20 Ekim 2002


<#comment>

Las Vegas, filmlere yansıyan görüntüsü ile sadece Amerika’nın değil, dünyanın "en vahşi ve yahşi" kumar şehri olarak bilinir. Ama şimdilerde Las Vegas büyük değişim içinde. Kumarın ağırlığı giderek azalıyor. Las Vegas kongre merkezi, alışveriş ve eğlence şehri, tatil yöresi olmaya başlamış. Las Vegas’ın en lüks, en pahalı, en yeni oteli 3 bin yataklı Bellagio’nun yöneticilerinden Franz Ausserlechner, kumarhane gelirlerinin yüzde 45’lere düştüğünü, otellerin kongre turizmi, sağlık ve golf tesisleri, lokanta, alışveriş merkezi, tiyatro - gösteri ve konaklama gelirlerinin kumarhane gelirlerini aştığını söylüyor.
Bellagio’nun biri 3 bin, öbürü bin 500 yüz kişilik iki büyük kongre ve toplantı merkezi ile çok sayıda daha küçük boyda konferans salonu var. Salon kiralarken bin 500 de oda satılıyor. MGM Grand isimli otelin 5 bin, Mirage ve Treasure Island, Paris, Venetian, Mandalay, Bally’s otellerinin 3 biner odası ve her birinin kongre ve toplantı merkezi var.
Alışveriş merkezleri de otellerin "olmaz ise olmaz" bölümü haline gelmiş. Her büyük otelin yanında İstanbul’daki "Akmerkez" benzeri bir alışveriş merkezi açılmış. Bu merkezlerde en ünlü ve en lüks

Yazının Devamı

Bütçe, bütçe olmaktan çıktı

19 Ekim 2002

(1) IMF ile yapılan "stand - by" anlaşmaları hükümetlerin istedikleri biçimde büçte yapmalarına imkan vermiyor. Vermeyecek.(2) Giderek artan faiz ödemeleri, personel harcamaları ve de sosyal güvenlik kuruluşları açıkları, ödenekleri bütçenin bütününü oluşturur hale geldi. Normal bütçe gelirleri bu üç kalemdeki harcamaları karşılayamıyor.(3) Bu durumda bütçe hazırlamak faiz, personel ödemeleri, sosyal güvenlik kuruluşları açıklarını karşılayacak ödenekleri ayırdıktan sonra, savunma sistemi ile devletin diğer kuruluşlarını ayakta tutacak ve de eriyip gitmelerini önleyecek kadar ödenek dağıtmaktan ibaret oldu.Devletin temel sorumluluk ve görev alanlarına sağlığa, eğitime, adalete, sosyal güvenliğe, tarımın ve alt gelir grubundaki halkın desteklenmesine para ayırma imkanı kalmadı. Bütçe hükümetin bir yıllık icraatının programıdır. İcraatın "ufkunu" belirler. "Sınırlarını" çizer. Ama artık bizim bütçelerimiz "hükümetin" veya "hükümetlerin" kontrolünden çıktı. Bütçeler, "bütçe olmaktan çıktı". Hükümetlerin eli bağlı (1) Gelirleri artırmak güç. Gelir artırımı demek ciddi bir "Nereden Buldun?" uygulamasını başlatarak tüm vergi sistemini değiştirmek, vergiyi yaymak demek. Bu hem politik

Yazının Devamı

Bütçe, bütçe olmaktan çıktı

19 Ekim 2002


<#comment>Bütçe hükümetin bir yıllık icraatının programıdır. İcraatın "ufkunu" belirler. "Sınırlarını" çizer. Ama artık bizim bütçelerimiz "hükümetin" veya "hükümetlerin" kontrolünden çıktı. Bütçeler, "bütçe olmaktan çıktı".
(1) IMF ile yapılan "stand - by" anlaşmaları hükümetlerin istedikleri biçimde büçte yapmalarına imkan vermiyor. Vermeyecek.
(2) Giderek artan faiz ödemeleri, personel harcamaları ve de sosyal güvenlik kuruluşları açıkları, ödenekleri bütçenin bütününü oluşturur hale geldi. Normal bütçe gelirleri bu üç kalemdeki harcamaları karşılayamıyor.
(3) Bu durumda bütçe hazırlamak faiz, personel ödemeleri, sosyal güvenlik kuruluşları açıklarını karşılayacak ödenekleri ayırdıktan sonra, savunma sistemi ile devletin diğer kuruluşlarını ayakta tutacak ve de eriyip gitmelerini önleyecek kadar ödenek dağıtmaktan ibaret oldu.
Devletin temel sorumluluk ve görev alanlarına sağlığa, eğitime, adalete, sosyal güvenliğe, tarımın ve alt gelir grubundaki halkın desteklenmesine para ayırma imkanı kalmadı.

Yazının Devamı

40 yıl önce de böyle olmuştu

18 Ekim 2002

O zaman pazarlık konusu olan Kübadaki füzelerdi. Ve de bizim bu füzelere karşı Türkiyede konuşlandırılmış füzeler yüzünden harbe gireceğimizden haberimiz bile yoktu.Pazarlık bitti de neyin ne olduğunu öğrendik. 40 yıl sonra bu defa Iraktaki silahlar pazarlık konusu. Pazarlık bitmediğinden Iraktaki silahlara karşılık bizim topraklarımızda hangi silahların konuşlandırıldığında haberimiz yok. Başka bir ülkede bulunan silahların sökülmesinde ısrarcı olan ABD yönetimi yüzünden biz 40 yıl önce de harbe giriyorduk. Küba krizinin 40ıncı yılı Küba krizi, 1962 yılı ekim ayında Başkan Kennedynin, ABD topraklarını vuracak şekilde Kübaya konuşlandırılmış Sovyetlerin nükleer başlıklı füzelerini öğrenmesi ile başlamıştı.ABD Başkanı Kennedy füzelerin sökülmemesi halinde harp başlatacağını açıklamıştı. İki hafta süren tartışmalardan sonra SSCB Başkanı Kruşçev füzelerin söküleceğini bildirmiş böylece kriz 29 Ekim 1962 tarihinde sona ermişti. Kriz sona erince öğrendik ki, ABD yönetimi Rusyayı hedef alan nükleer başlıklı füzeleri daha önce Türkiye topraklarına konuşlandırmış.Kübadaki füzelerin sökülmesine karşılık ABD yönetimi de Türk topraklarındaki nükleer başlıklı füzeleri sökmüş.Geçen hafta

Yazının Devamı

40 yıl önce de böyle olmuştu

18 Ekim 2002


<#comment>

Başka bir ülkede bulunan silahların sökülmesinde ısrarcı olan ABD yönetimi yüzünden biz 40 yıl önce de harbe giriyorduk.
O zaman pazarlık konusu olan Küba’daki füzelerdi. Ve de bizim bu füzelere karşı Türkiye’de konuşlandırılmış füzeler yüzünden harbe gireceğimizden haberimiz bile yoktu.
Pazarlık bitti de neyin ne olduğunu öğrendik. 40 yıl sonra bu defa Irak’taki silahlar pazarlık konusu. Pazarlık bitmediğinden Irak’taki silahlara karşılık bizim topraklarımızda hangi silahların konuşlandırıldığında haberimiz yok.

Yazının Devamı

ABDde de işler iyi değil

17 Ekim 2002

ABDde ekonomi denilince gündeme gelen konular şunlar: (1) Faizlerin düşmesine rağmen gayrimenkul ve otomobil satışları artmıyor. (2) Dayanıksız ve dayanıklı tüketim malları ile giyim eşyası satışlarında beklenen artış gerçekleşmiyor. (3) Borsadaki kayıplar hazmedilemeyecek boyuta ulaştı. (4) Firmalar işçi çıkarmayı sürdürüyor. İşsizlik ve işi kaybetme korkusu insanların normal harcamaları bile yapmasına imkan vermiyor. Faiz indirimi işe yaramıyor ABDde para otoriteleri 2001 yılı başından bu yana 11 defa faiz indirimi yaptı. Şimdilerde "ana faiz" yüzde 4.75 oranında. (Bir yıl önce yüzde 5.50 idi.) Otuz yıl vadeli hazine bonosunun faizi yüzde 4.82. (Bir yıl önce yüzde 5.35 idi.)Bankalar vadeli mevduata en fazla yüzde 2.75 dolayında faiz ödüyor. Bankalar yüzde 8.11 ile otomobil kredisi, yüzde 6.02 ile 30 yıl vadeli konut kredisi veriyor.Bu tabloda ekonominin harekete geçmesi beklenirken durgunluk sürüyor. Bunun değişik nedenleri var: (1) 11 Eylül terör eyleminin şoku devam ediyor. Her vesile ile 11 Eylül olayları gündeme getiriliyor. Yaşatılıyor. Hatırası taze tutuluyor. Bu nedenle insanlar şoku atlatamıyor. (2) İşten çıkarmalar, işten çıkarmaların devam etmesi, işsiz sayısının

Yazının Devamı

ABD’de de işler iyi değil

17 Ekim 2002


<#comment>

ABD’de ekonomi denilince gündeme gelen konular şunlar: (1) Faizlerin düşmesine rağmen gayrimenkul ve otomobil satışları artmıyor. (2) Dayanıksız ve dayanıklı tüketim malları ile giyim eşyası satışlarında beklenen artış gerçekleşmiyor. (3) Borsadaki kayıplar hazmedilemeyecek boyuta ulaştı. (4) Firmalar işçi çıkarmayı sürdürüyor. İşsizlik ve işi kaybetme korkusu insanların normal harcamaları bile yapmasına imkan vermiyor.

ABD’de tüketici ve yatırımcının genelde faize çok büyük ölçüde "duyarlı" olduğu bilinir. Faiz inince insanlar daha çok borçlanır. Borçlanarak daha çok ev ve otomobil satın alır. Tüketimini artırır. Kredi kartlarından daha çok harcama yapar.
ABD’de para otoriteleri 2001 yılı başından bu yana 11 defa faiz indirimi yaptı. Şimdilerde "ana faiz" yüzde 4.75 oranında. (Bir yıl önce yüzde 5.50 idi.) Otuz yıl vadeli hazine bonosunun faizi yüzde 4.82. (Bir yıl önce yüzde 5.35 idi.)

Yazının Devamı

Harp pazarlıyorlar biz alıcı değiliz

16 Ekim 2002

Bunlardan birinde Başkan Bush ile yardımcısı Dick Cheney ve Savunma Bakanı Rumsfeldin fotoğrafları vardı. "Onlar harp pazarlıyor. Biz alıcı değiliz" başlığını taşıyan ilanda "Başkanın adamları, Irak harbini yeni bir ürün olarak piyasaya çıkardı. Büyük harcamalarla ürünü Amerikan halkına ve dünyaya pazarlıyorlar. Nasıl ki bazı ürünlerin üzerinde tüketici için uyarı yazıları yer alır ise işadamları olarak bizler de bu ürünün zararları konusunda uyarı yapmayı görev biliyoruz" denildikten sonra uyarılar sıralanıyor. Uyarı 1: Harp ekonomiyi rezil eder. Uyarı 2: Harp terörü artırır. Uyarı 3: Harp Amerikanın saygınlığını yok eder. Uyarı 4: Harp binlerce insanın ölümü demektir. The New York Times gazetesinde önceki gün iki değişik sivil toplum örgütünün iki değişik tam sayfa "harp karşıtı" ilanı yayımlandı. Ekonomi zaten kötü Harbi isteyenler harbin bu kötü durumu düzelteceğini mi sanıyor? İnsan öldürmenin, binaları yerle bir etmenin "ceset torbası" imalatçıları dışında kime yararı olabilir? Harp harcama demektir. Beyaz Saray harbin faturasını 200 milyar dolar tahmin ediyor. Bu kadar parayı harbe harcayacak yerde bu para ile 10 yıl süre ile 200 bin yeni öğretmene, polise ve itfaiye erine

Yazının Devamı