Her köşe başında kahve yerine lokanta açılıyor

21 Nisan 2002


<#comment>Eskiden kahveler insanların buluştukları, sohbet ettikleri yerlerdi. Günümüzde, zengin ülkelerde, zengin şehirlerde insanlar artık dostlarıyla buluşmak, sohbet etmek istediklerinde lokantaya gidiyorlar.
New York dünyanın her köşesinden, her gelir düzeyinde insanların akın ettikleri bir kocaman şehir. New York’ta iki tür lokanta var: Birinci tür lokantalar sadece karın doyurmak isteyenlerin uğradıkları ayak üstü veya iskemleye ilişerek yemek yedikleri yerler. İkinci tür lokantalar kahvaltıda, öğle yemeğinde, akşam yemeğinde insanlara yemek yanında "sosyal hizmet" veren (!) insanların buluşmasına, birbirleriyle konuşmasına imkan yaratan lokantalar.
Ancaaaakkk... Her iki grup lokantada da yemeğin kalitesi, lezzeti, servis çok önemli. Müşteri beğenmediği lokantayı çok çabuk cezalandırıyor, lokanta kapanıyor.

New York lokantaları
Sayın okuyucularıma New York’ta "şimdilerde pek ilgi gören" birkaç lokantadan söz edeceğim. New York’un "Vakko" benzeri mağazası olan Barneys’de erkek ve kadınlar için en kaliteli, en pahalı mallar satılır. Bu mağazanın en alt katındaki "Fred’s" lokantasını şimdi çatıya taşıdılar. Eskiden öğle saatlerinde Fred’s de yemek

Yazının Devamı

ABDde üniversiteleri "bağış" güçlendiriyor

20 Nisan 2002

Yüksek ücretlere rağmen öğrenciden alınan para eğitim giderlerini karşılamıyor. Devlet üniversitelerinde de, özel üniversitelerde de okulun eğitim kalitesini, hizmet imkanını bağış olarak toplanan para yükseltiyor. Bağış olarak toplanan paralar, cari harcamaya gitmiyor. Bununla "fon oluşturuluyor." Fonun geliri eğitim kalitesinin ve okul imkanlarının iyileştirilmesinde kullanılıyor. ABDde özel üniversiteler de, devlet üniversiteleri de paralı. Devlet üniversitelerinde öğrenci yılda 4 - 10 bin dolar, özel üniversitelerde 20 - 25 bin dolar ödüyor. İlke olarak her öğrenci üniversite veznesine yıllık ödeme çekini veriyor. Ama, varlıklı ailenin çocuğunun çekinin parasını ailesi ödüyor. İmkanı olmayanın çekinin karşılığını vakıf, yardım kuruluşu temin ediyor. Veya öğrenci kredi kullanıyor. Ama yıllık ödeme çekini vezneye kendi yatırıyor. Böylece bir yıllık eğitimin "faturası"nı biliyor. Öğreniyor. İtibar önemli ABD üniversitelerinde, özellikle özel üniversitelerde (vakıf üniversitelerinde) mütevelli heyetin okulun başına getirdiği kişi (buna İngilizce "president", Türkçe başkan diyorlar) çok önemli. Başkandan beklenen bağış rakamını büyütmesi. Artan mali imkanlarla okulun eğitim

Yazının Devamı

ABD’de üniversiteleri "bağış" güçlendiriyor

20 Nisan 2002


<#comment>ABD’de özel üniversiteler de, devlet üniversiteleri de paralı. Devlet üniversitelerinde öğrenci yılda 4 - 10 bin dolar, özel üniversitelerde 20 - 25 bin dolar ödüyor. İlke olarak her öğrenci üniversite veznesine yıllık ödeme çekini veriyor. Ama, varlıklı ailenin çocuğunun çekinin parasını ailesi ödüyor. İmkanı olmayanın çekinin karşılığını vakıf, yardım kuruluşu temin ediyor. Veya öğrenci kredi kullanıyor. Ama yıllık ödeme çekini vezneye kendi yatırıyor. Böylece bir yıllık eğitimin "faturası"nı biliyor. Öğreniyor.
Yüksek ücretlere rağmen öğrenciden alınan para eğitim giderlerini karşılamıyor. Devlet üniversitelerinde de, özel üniversitelerde de okulun eğitim kalitesini, hizmet imkanını bağış olarak toplanan para yükseltiyor. Bağış olarak toplanan paralar, cari harcamaya gitmiyor. Bununla "fon oluşturuluyor." Fonun geliri eğitim kalitesinin ve okul imkanlarının iyileştirilmesinde kullanılıyor.

İtibar önemli
ABD üniversitelerinde, özellikle özel üniversitelerde (vakıf üniversitelerinde) mütevelli heyetin okulun başına getirdiği kişi (buna İngilizce "president", Türkçe başkan diyorlar) çok önemli. Başkandan beklenen bağış rakamını büyütmesi. Artan

Yazının Devamı

ABDde hekimlerin derdi tıbbi hata sigortası

19 Nisan 2002

Sayın okuyucularım bunun anlamı şu: Ameliyat olan kişi hekim hatası nedeniyle mahkemeye başvuruyor. Hata nedeniyle bundan sonra çocuk yapamayacağım veya elimi eskisi gibi kullanamayacağım, diyor. Jüri hekimi 3.5 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum ediyor. ABDde çok yaygın olan bu tazminat riskinden kurtulabilmek için hekimler (İngilizcesi "malpractice" olan) tıbbi hata sigortası yaptırıyor. Geliniz görünüz ki, yıllık primi çok yüksek. Tek başına çalışan bir kadın doğum uzmanının yıllık sigorta primi 100 bin dolar. Her yıl da yüzde 20 dolayında artıyor. Hekimlerin yüksek prim miktarı, sigorta şirketlerinin ödemek zorunda kaldıkları yüksek tazminatları karşılamıyor. ABDde her yıl "tıbbi hata sigortası" yapan şirketler sapır - supur dökülüyor. Treaster, ilginç bir örnek veriyor. Bir arada tıbbi hizmet veren 6 hekim, hekim başı en çok 2 milyar dolarlık tazminatı kapsayacak bir "tıbbi hata sigortası" yaptırmak istediklerinde, sigorta şirketi yıllık 382 milyon dolar prim talep etmiş.Doktorlar bu sigorta primini, hastalardan aldıkları ücrete yansıtmak zorunda olunca, teşhis ve tedavi ücretleri artıyor.New York valisinin doktor ücretlerinin artışını önlemek için sigorta şirketlerinin

Yazının Devamı

ABD’de hekimlerin derdi ‘tıbbi hata sigortası’

19 Nisan 2002


<#comment>ABD’de sağlık sorunu olanlar, tedaviden memnun kalmadıklarında hekim aleyhine mahkemeye başvuruyorlar. Dava jüriye giderse, genellikle yüksek tazminat kararı çıkıyor. Bu iş çok yaygın. Tedaviden memnun kalanı zaten yok... Mutlaka bir şikayeti vardır. Ek olarak mahkemelerin karara bağladıkları tazminatların yüksekliği dava açılmasını teşvik ediyor. New York Times gazetesinde, Joseph B. Treaster imzalı bir yazıda, jürilerin verdiği tazminat kararlarında, ortalama rakam 1994’te 1 milyon dolar dolayında iken, 1998’de 2 milyona, 2000 yılında 3.5 milyon dolara yükseldiği belirtiliyordu.
Sayın okuyucularım bunun anlamı şu: Ameliyat olan kişi hekim hatası nedeniyle mahkemeye başvuruyor. Hata nedeniyle bundan sonra çocuk yapamayacağım veya elimi eskisi gibi kullanamayacağım, diyor. Jüri hekimi 3.5 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum ediyor. ABD’de çok yaygın olan bu tazminat riskinden kurtulabilmek için hekimler (İngilizcesi "malpractice" olan) tıbbi hata sigortası yaptırıyor. Geliniz görünüz ki, yıllık primi çok yüksek. Tek başına çalışan bir kadın doğum uzmanının yıllık sigorta primi 100 bin dolar. Her yıl da yüzde 20 dolayında artıyor. Hekimlerin yüksek prim miktarı,

Yazının Devamı

Hewlett - Packard ile Compaq birleşiyor

18 Nisan 2002

HP, dünyanın "nde gelen bilgisayar şirketlerinden biri. 1938 yılında Stanford šniversitesi mezunu iki genç mühendis William Hewlett ve David Packard tarafından kuruldu. Gençlerin radyo üretmek için kurdukları şirket büyüye büyüye devleşti. ABD'de devleşmek "nemli ama, devleşince firmanın birinciliğe oynaması şart. Bilgisayar işinde birinci yıllık 90 milyar dolar satışı ile IBM firması.Fiorine, geçen eylül ayı başında "nemli bir açıklamada bulundu: "Biz HP olarak 24 milyon dolara Compaq bilgisayar firmasını satın alacağız. Onunla birleşeceğiz" dedi. Compaq firmasının yıllık satışları 40 milyar dolar. İki şirket birleşince, toplam 87 milyar dolar satış rakamı ile IBM'e eşit hale geliyor. 33 milyar dolar cirosu olan Dell Computer ise üçüncü sıraya oturuyor.Houston kentinde 1982 yılında kurulan Compaq firması on beş yıllık başarılı çıkıştan sonra sorunlarla karşılaşan bir firma. Geçen yılın altı ayında 201 milyon dolar zarar açıkladı.Fiorine'nin amacı, son yıllarda "zellikle bilgisayar yazıcısı alanında "ne çıkan HP şirketini bilgisayar, yazılım ve hizmet alanlarında ve de dizüstü ile masa üstü bilgisayar yelpazesinde IBM'in "nüne geçirebilmek.HP ile Compaq birleşince 145 bin çalışanı

Yazının Devamı

Hewlett - Packard ile Compaq birleşiyor

18 Nisan 2002


<#comment>Carleton S. Fiorina şimdilerde 47 yaşında. ABD'de sanayi şirketlerinde en tepeye ulaşmış ve en yüksek ücret alan kadın yönetici olarak biliniyor. Stanford Üniversitesi mezunu. Daha sonra hukuk fakültesine devam etmek istedi. Ama eğitimini yarıda bırakarak bir emlak şirketine girdi. Gayrimenkul sattı. Ondan sonra iş bulduğu Lucent Technologies isimli sanayi şirketinin tepe yöneticisi iken, 1999 yılında Hewlett - Packard's (HP) şirketine tepe yönetici olarak getirildi.
HP, dünyanın önde gelen bilgisayar şirketlerinden biri. 1938 yılında Stanford Üniversitesi mezunu iki genç mühendis William Hewlett ve David Packard tarafından kuruldu. Gençlerin radyo üretmek için kurdukları şirket büyüye büyüye devleşti. ABD'de devleşmek önemli ama, devleşince firmanın birinciliğe oynaması şart. Bilgisayar işinde birinci yıllık 90 milyar dolar satışı ile IBM firması.
Fiorine, geçen eylül ayı başında önemli bir açıklamada bulundu: "Biz HP olarak 24 milyon dolara Compaq bilgisayar firmasını satın alacağız. Onunla birleşeceğiz" dedi. Compaq firmasının yıllık satışları 40 milyar dolar. İki şirket birleşince, toplam 87 milyar dolar satış rakamı ile IBM'e eşit hale geliyor. 33 milyar

Yazının Devamı

ABDde paranın yumuşağı da var serti de

17 Nisan 2002

Geçtiğimiz haftalarda ABD Senatosu ülkedeki yumuşak para ile sert para trafiğini düzenlemek için yeni bir kanun çıkarınca konu gündemde ilk sıralara sıçradı.Yumuşak para (Soft Money) ABDde kişilerin, kuruluşların siyasi partilere yaptıkları bağışa verilen isim. Sert para (Hard Money) ise politikacıların kişilerden, kuruluşlardan aldıkları bağışın ismi.Yeni mevzuata göre partiler kişilerden, şirketlerden, sendikalardan sınırsız bağış alamayacak. Kişi, şirket veya sendikanın bir partiye bir yıl içinde yapabileceği bağışın sınırı 10 bin dolar. Bu bağışa yumuşak para deniliyor.Politikacılar ise iki yıllık seçim dönemleri için kişilerden, şirketlerden, sendikalardan bir defada 2 bin dolardan fazla bağış kabul edemeyecekler. Bizler kriz nedeniyle paranın sıcağını, soğuğunu belledik de bugüne kadar paranın yumuşağını, sertini hiç duymamıştık. Bağış 95 bin doları geçemez Kişiler, şirketler, sendikalar, kar amacı gütmeyen gruplar, dernekler adaylar için paralı ilan veremeyecek. Bu tür ilan harcamaları adaylara verilen Sert Para kabul edilecek.Ancak bu sınırlamalar önümüzdeki kasım ayında yapılacak seçimlerden sonra uygulanacak.Politikacılara ve partilere yapılacak bağışlarla ilgili yeni

Yazının Devamı