ABD’de de işler kötü

6 Aralık 2001


<#comment>ABD’de tekstil ve giyim sanayii kötü durumda. ABD’de piyasa, Anadolu deyimi ile "kan ağlıyor"... Christmas öncesi bir aylık dönemi kapsayan "Tatil Mevsimi" (Holiday Season) diye adlandırılan alışveriş döneminde satışların düşüklüğü birçok firmanın güç duruma düşmesine neden oldu. Son otuz yılın en kötü piyasa şartlarından söz ediliyor.
ABD’de piyasanın kötü gitmesi, hele hele tekstil ve giyim sanayiinde talebin düşmesi bizi çok ilgilendirir. (1) ABD bizim için Almanya’dan sonra ikinci büyük ihracat pazarı. (2) Tekstil ve giyim sanayicilerimiz için ABD pazarı en önemli pazar.
İhracatımızın yüzde 16, yüzde 17’sini ABD’ye yapıyoruz. Bu ihracatın yarısı da tekstil ve giyim sanayii ürünleri.
Şimdi ise ABD pazarı genelde küçülüyor, küçülürken de en fazla tekstil ve giyim sanayii zarar görüyor.
ABD’nin en "baba" tekstil kuruluşu "Burlington", ucuz ithal ürünlerinin rekabeti ve daralan pazar nedeniyle iflas ediyor. "Burlington" markasını bizim varlıklı gençlerimiz ekose çoraplarından bilir. Bu firma çok yaygın pazara sahiptir.

Yazının Devamı

Özel uçağı olan bakkal ve kasap yandı (!)

5 Aralık 2001

Bakkal Recep Efendi de yandı. Evindeki mürebbiye, aşçı, hizmetçi, bahçıvanın her biri için 1 milyar 370 bin lira yıllık gelir beyan etmek ve her biri için yılda 275 milyon lira "Hayat Standartı Vergisi" ödemek zorunda.Gelelim kasap Rüştü Efendinin feci durumuna... Bizim mahalle kasabı Rüştü Efendinin Tarabya Koyunda demirli yatı için 7 milyar lira, kaptanı için 7 milyar lira, Veliefendi Hipodromunda koşan iki atının her biri için 1 milyar 800 milyon lira, çocuğuna bakması için Fransadan getirttiği mürebbiye için 1 milyar 370 milyon lira gelir beyan etmesi ve bunlar için yılda 5 milyar lira, ayda yaklaşık 420 milyon lira "Hayat Standartı Vergisi" ödemesi gerekiyor.Şimdi sizler diyeceksiniz ki, "Bu ne gayri ciddi yazı!.." Gayri ciddi olan yazı değil, Maliyemizin "Hayat Standartı Vergisi".Konuyu baştan anlatayım. Türkiyede insanlar vergi ödemiyor. Yatı, katı, uçağı, lüks Mercedesi olanların ismi vergi listelerinde yer almıyor. Vergiciler, "bir uçak satın alabilenin, bu uçak için bir kaptan pilota maaş ödeyenin yılda en az 14 milyar lira, ayda en az 1 milyar 170 milyon lira geliri olmalı. En az bu kadar gelirin vergisini ödemeli" diyerek "Hayat Standartı Vergisi" adı ile bir vergi

Yazının Devamı

Özel uçağı olan bakkal ve kasap yandı (!)

5 Aralık 2001


<#comment>Bizim mahallenin bakkalı, kasabı ve de kundura tamircisi yandı! Kundura tamircimiz Ali Efendi, önümüzdeki yıl özel uçağı için 7 milyar lira gelir beyan etmek ve bunun üzerinden 1 milyar 700 milyon lira "Hayat Standartı Vergisi" ödemek zorunda. Uçağını kullanmak için İngiltere’den getirdiği o iki kaptan pilot var ya... Onların her biri için de 7 milyar lira gelir beyan edecek. Yani, kundura tamircimiz Ali Efendi, özel uçağı ve iki İngiliz pilotu için ayda 425 milyon lira "Hayat Standartı Vergisi" ödeyecek!
Bakkal Recep Efendi de yandı. Evindeki mürebbiye, aşçı, hizmetçi, bahçıvanın her biri için 1 milyar 370 bin lira yıllık gelir beyan etmek ve her biri için yılda 275 milyon lira "Hayat Standartı Vergisi" ödemek zorunda.
Gelelim kasap Rüştü Efendi’nin feci durumuna... Bizim mahalle kasabı Rüştü Efendi’nin Tarabya Koyu’nda demirli yatı için 7 milyar lira, kaptanı için 7 milyar lira, Veliefendi Hipodromu’nda koşan iki atının her biri için 1 milyar 800 milyon lira, çocuğuna bakması için Fransa’dan getirttiği mürebbiye için 1 milyar 370 milyon lira gelir beyan etmesi ve bunlar için yılda 5 milyar lira, ayda yaklaşık 420 milyon lira "Hayat Standartı Vergisi" ödemesi

Yazının Devamı

Banka boşaltmaya izin veren de suçlu

4 Aralık 2001

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)na göre, Halis Ağa bankanın içini boşalttı. Halkın bankaya mevduat olarak yatırdığı paralarla banka Halis Ağaya kredi verdi. Halis Ağa bunlarla fabrika kurdu. Yurtdışında bina, arsa aldı. Bankadan çektiği 698 trilyon lirayı ödemeyince banka battı. Toprakbankın neden battığı hakkında "rivayet" muhtelif. n Halis Ağaya göre, devletten alacağı var. Devlet teşvik için söz verdiği paraları ödemedi. Ağa güç duruma düştü. Öyle battı, böyle battı. Bu bankanın faturasını da Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam, simit alırken ceplerinden çıkacak yüzde 18 KDV ile, maydonoz alırken ceplerinden çıkacak yüzde 8 KDV ile yavaş yavaş ödeyecekler. Şimdi Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcamın öğrenmek istedikleri şunlar: Hani, artık batacak bankaların tamamı batmıştı. Bundan sonra hiçbir banka batmayacaktı? Hani, Bankacılık Üst Kurumu (BDDK) diye bir kurul kurulmuştu. Bankaları denetliyor, hata yapmalarını, bankaların içinin boşaltılmasını önlüyordu. Hani, iç borçların artması pahasına Hazine kesenin ağzını açmış BDDKya oluk gibi para akıtmıştı. Bu paralarla bankacılık reformu tamamlanmıştı. Özel sektör bankaları "taş gibi" olmuştu.

Yazının Devamı

Banka boşaltmaya izin veren de suçlu

4 Aralık 2001


<#comment>Toprakbank’ın neden battığı hakkında "rivayet" muhtelif. n Halis Ağa’ya göre, devletten alacağı var. Devlet teşvik için söz verdiği paraları ödemedi. Ağa güç duruma düştü.
• Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’na göre, Halis Ağa bankanın içini boşalttı. Halkın bankaya mevduat olarak yatırdığı paralarla banka Halis Ağa’ya kredi verdi. Halis Ağa bunlarla fabrika kurdu. Yurtdışında bina, arsa aldı. Bankadan çektiği 698 trilyon lirayı ödemeyince banka battı.
Öyle battı, böyle battı. Bu bankanın faturasını da Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam, simit alırken ceplerinden çıkacak yüzde 18 KDV ile, maydonoz alırken ceplerinden çıkacak yüzde 8 KDV ile yavaş yavaş ödeyecekler. Şimdi Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcam’ın öğrenmek istedikleri şunlar:
• Hani, artık batacak bankaların tamamı batmıştı. Bundan sonra hiçbir banka batmayacaktı?
• Hani, Bankacılık Üst Kurumu (BDDK) diye bir kurul kurulmuştu. Bankaları denetliyor, hata yapmalarını, bankaların içinin boşaltılmasını önlüyordu.
• Hani, iç borçların artması pahasına Hazine kesenin ağzını açmış BDDK’ya oluk gibi para akıtmıştı. Bu paralarla bankacılık reformu

Yazının Devamı

İstanbul Ticaret Üniversitesi

3 Aralık 2001

İstanbuldaki diğer on dört vakıf üniversitesini kuran ve yaşatan vakıflar gerçek kişi veya aile vakıflarıdır. İstanbul Ticaret Üniversitesini kuran vakıf ise İstanbul Ticaret Odasının Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı.1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresinde ticaret odalarına eğitimi destekleme görevi verilmişti. Anayasal bir kuruluş olan İstanbul Ticaret Odasının Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı, üniversiteden önce Dış Ticaret Enstitüsünü kururak eğitim faaliyetine başlamıştı. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Ticaret Odasının Eminönünde Haliçin kenarındaki öğretim binasında öğretim yapacak. 8 bin metrekare kapalı alana sahip bu bina üniversite eğitimi için yenilendi. Kütüphanesi, laboratuvarları, iki konferans salonu, 42 ile 100 öğrenci için düzenlenen 21 dersliği ile çağdaş bir okul haline getirildi.Vakfın mütevelli heyeti başkanı Prof. Dr. İsmail Özaslan, üniversitenin rektörü ise Prof. Dr. A. Sait Sevgener. Üniversite 49 öğretim üyesiyle eğitime başlıyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi, on beşince vakıf üniversitesi olarak bugün İstanbulda öğretime başlıyor. 73 öğrencisi var İstanbul Ticaret Üniversitesinin eğitim yılı, yoğun yabancı dil (İngilizce) destekli Türkçe. Yabancı

Yazının Devamı

İstanbul Ticaret Üniversitesi

3 Aralık 2001


<#comment>İstanbul Ticaret Üniversitesi, on beşince vakıf üniversitesi olarak bugün İstanbul’da öğretime başlıyor.
İstanbul’daki diğer on dört vakıf üniversitesini kuran ve yaşatan vakıflar gerçek kişi veya aile vakıflarıdır. İstanbul Ticaret Üniversitesini kuran vakıf ise İstanbul Ticaret Odası’nın ‘Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı’.
1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde ticaret odalarına eğitimi destekleme görevi verilmişti. Anayasal bir kuruluş olan İstanbul Ticaret Odası’nın ‘Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı’, üniversiteden önce ‘Dış Ticaret Enstitüsü’nü’ kururak eğitim faaliyetine başlamıştı. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Ticaret Odası’nın Eminönü’nde Haliç’in kenarındaki öğretim binasında öğretim yapacak. 8 bin metrekare kapalı alana sahip bu bina üniversite eğitimi için yenilendi. Kütüphanesi, laboratuvarları, iki konferans salonu, 42 ile 100 öğrenci için düzenlenen 21 dersliği ile çağdaş bir okul haline getirildi.
Vakfın mütevelli heyeti başkanı Prof. Dr. İsmail Özaslan, üniversitenin rektörü ise Prof. Dr. A. Sait Sevgener. Üniversite 49 öğretim üyesiyle eğitime başlıyor.

YÖK’ün bu yıl üniversiteye tanıdığı kontenjan çerçevesinde 160

Yazının Devamı

Güher ve Süher Pekinel Viyanada

2 Aralık 2001

"Türk ikizler Güher ve Süher Pekinel, uluslararası üne sahip bir piyano ikilisidir. Bu nedenle de Mozartın İki Piyano İçin Konçertosunun icrası için ideal bir ekip oluşturuyor. Viyanadaki konserlerinde piyanolar karşılıklı değil, arka arkaya yerleştirilmişti. Bu iki güzel kadının biri gümüş, diğeri altın rengindeki giysileri içinde göz teması olmadan, birbirleri ile aynı duyguları paylaşarak en küçük ayrıntıya kadar birlikte piyano çaldılar. Ustalık ateşi ve yaratıcılıkları ile olağanüstü parlaklık sergiliyorlar. Pekinellerin program dışı çaldıkları ve ustalıklarını sergiledikleri parça (Lutoskawskynin Paganini Varyasyonları) Pekinelleri iki piyano ile icrada doruğa taşıdı."Bu ayın başında Pekinellerin Viyananın 2200 dinleyicinin oturarak müzik dinlediği konser salonunda, Viyana Senfoni Orkestrası refakatinde Mozart çaldığını ve konserin dört gün üst üste tekrarlandığını duyunca merak ettim. Bana anlatıldığına göre, Viyanada "Meister Konzerte" adı ile yıllık konser programları yapılıyor. Mevsim başı müzikseverler biletlerini ayırtıyor. Geçen yıl Viyanada "Rathaus Platz"da, Zubin Mehta yönetimindeki Viyano Filarmoni Orkestrası refakatinde iki piyano ile konser veren Pekineller o

Yazının Devamı