Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Alev, Avusturya parlamentosunda Yeşiller Grubu'nu oluşturan milletvekillerine danışmanlık yapıyor. Öyle "gönüllü - amatör danışman" değil. Bayağı, "profesyonel - kadrolu" danışman. Alev, "insan hakları" konusunun uzmanı. İnsan hakları konusundaki gelişmeleri izliyor. Halkın dilek ve şikayetlerini topluyor, parlamentoya intikal ettirmek için Yeşiller Grubu'nda ilgili milletvekillerini bilgilendiriyor. Kanun tasarıları üzerinde çalışıyor.
Sayın okuyucularıma Alev'in hikayesini anlatacağım. Alev'in hikayesi benim iki konuda gözümü açtı: (1) Avusturya gibi bir Avrupa ülkesinde milletvekilleri nasıl çalışıyor? Nasıl danışman kullanıyor? (2) Günümüzde Türk gençleri Avusturya gibi bir Avrupa ülkesinde ne gibi işler yapıyor? Bu gençlere nasıl "değer" veriliyor?
Alev, İstanbul'da Avusturya Lisesi'ni bitirdikten sonra Viyana'da devlet üniversitesine girdi. Siyasal bilimler diploması aldı. Üniversite öğrencisi iken, önce dersleri, sonra kişisel ilgisi nedeniyle "Yeşiller Grubu" ile ilişki kurdu. Üniversite eğitimini bitirince Yeşiller için çalışmaya başladı. Bu arada Avusturya vatandaşlığı hakkını kazandı. Şimdi çifte vatandaşlık statüsünde. Yeşiller'in parlamentoda 14 temsilcileri var. Bunların 7'si kadın, 7'si erkek. Alev, Yeşiller'in 40 yaşındaki kadın parlamenteri Terezija Stoisits ile çalışıyor.
Avusturya parlamentosunda iki büyük parti var: Sosyal Demokratlar ve Hıristiyan Muhafazakarlar. Bunlar oyların yüzde 33 ve yüzde 27'sini topluyor. Yeşiller toplam oyların yüzde 7'si ile 14 milletvekili çıkardı. Son seçimde "Özgürlük Partisi" de yüzde 27 oy aldı. Özgürlük Partisi, Nazi bir anne babanın çocuğu olan ve Nazi sempatizanı söylemleri ile tepki gören Jörg Haider'in (bizim Türklerin taktığı isim ile Yörük Haydar'ın) partisi. Bu parti koalisyon ortağı oldu. "Yörük Haydar" bakanlık kabul etmediği halde, tepki devam ediyor. Çünkü Avrupalılar kendilerinden emin değil. Yüreklerinde küllenmiş olan Nazi ruhunun alevlenmesinden, orta sağın desteği ile Avrupa'nın başka ülkelerindeki aşırı partilerin de hükümete girmesinden korkuluyor.
Dönelim Yeşiller'e. Yeşiller'in 14 milletvekili parlamento grubunun yirmi danışmanı var. İnsan hakları, azınlık sorunları, göç, atom enerjisi, çevre kirlenmesi, iç politika, dış politika, kadın hakları, anayasa gibi önemli konularda her bir danışman ihtisas sahibi. Danışmanlar ücret karşılığı tam gün çalışıyor. Her biri bir milletvekiline bağlı ama, grup için, parti için çalışıyor.
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Yeşiller'in oyları yüzde 13 veya yüzde 15 dolayına yükselmiş.
Alev Hanım yaptıklarını anlatınca, "- Neden Türkiye'ye gelmiyorsun? Neden Avusturya'da başkaları için çalışıyorsun?" diye sordum. "- Gelmesine geleceğim de gelince ne yapacağım?.. Bana söylesenize" dedi...
Ben Alev Hanım'a bir cevap veremedim. Anladığım kadarı ile "politika" yapmaktan hoşlanıyor... Anladığım kadarı ile Avusturya'da Yeşiller Grubu içinde öne çıkma şansı var... Hatta ve hatta milletvekili seçilerek Avusturya parlamentosuna girecek durumda...
"Neden Türkiye'ye gelmiyorsun" diye sorduğum için kendi kendimden utanmaya başladım.
Bizim milletvekillerimizin Alev Hanım gibi danışmanlara değil, sekretere ihtiyacı var. Bizim partilerimiz her şeyi bilir. Kimden ne öğrenecekler ki!.. Hele hele insan hakları konularıyla bizim ne ilgimiz var ki?
Hani utanmasam "- Kızım sen Avusturya'da kalmaya devam et" diyeceğim. Diyeceğim de... Biz bu çocukları başkaları için mi yetiştiriyoruz? Biz en değerli varlığımız olan yetişmiş insan kaynağımızı ne zaman kullanıp silkineceğiz?


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr