Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Avrupa’da nüfus yaşlanıyor. Yaşlanan nüfus üretime katılamıyor. Yaşlanan nüfus tüketmiyor. Üretim tüketim olmayınca ekonomiler büyümüyor. Devlet gelirleri artmıyor. Buna karşılık devletin sosyal güvenlik harcamaları, emeklilik ödemeleri büyüyor. Devlet bu ödemeleri karşılayamaz hale geliyor. Devletin sosyal güvenlik sistemine alternatif olarak geliştirilen "özel emeklilik sistemi" ise, özel emeklilik fonlarının kriz içindeki borsalarda batıp gitmesi ve de düşen faizler nedeniyle fonların getirilerinin yok olması karşısında çökmüş durumda.
Nüfusun yaşlanması Avrupa ülkelerinin en büyük sorunu. Avrupa’daki ekonomik durgunluğun ardındaki temel neden bu. Sadece yaşlanan nüfusun üretimden çekilmesi ile iş bitmiyor. Genç nüfus da üretimin yükünden kaçıyor.
Fransa’da şimdilerde en fazla tartışılan bunlar... Fransa’da insan açığı, şimdilik Kuzey Afrika’dan gelen göçmenlerle karşılanıyor. Ama birçok hizmet sektöründe insan açığı var.

Emeklilik yaşı 70’e doğru
Avrupa ülkelerinde "tam emeklilik yaşı" 65. Ama daha önce emekli olma imkanı var. Erken emekli olanlar emekli maaşının belli bölümünü alabiliyor. Tam maaş ödemesi 65 yaşında başlıyor. Tartışılan "tam emeklilik yaşının 70’e" yükseltilmesi. Emekli maaşının azaltılması. Sağlık yardımlarının kısılması. Bunlar tartışılıyor ama uygulanması çok güç.
Devletin emeklilik ve sosyal yardım yükünü hafifletmek amacıyla geliştirilen ve teşvik edilen "özel emeklilik sistemi"nin borsalardaki sarsıntı ve daha sonra da faiz oranlarının düşmesi sonucu çöker duruma gelmesi kafaları karıştırmış durumda. Devletin emeklilere ödeme yapabilmesi ve sosyal güvenlik sistemini ayakta tutabilmesi için daha çok vergi toplaması gerekiyor. Daha çok vergi için ekonominin büyümesi şart. Halbuki Avrupa ülkelerinin ekonomisi büyümüyor. Yaşlı nüfus daha az tükettiğinden iç talep geriliyor. Talep olsa da üretimde çalışacak insan yok.

Çok umut bağlandı
Bu tabloda; (1) Bizim almamız gereken bir ders var. (2) Bizim için bir şans var.
(1) Almamız gereken ders şu: Biz emeklilik yaşını devamlı aşağıya çekiyor, erken emeklilere tam ödeme yapıyoruz. Nüfusun çok azı, SSK, Bağ - Kur, Emekli Sandığı kapsamında iken bile bütçe bu kurumların yükünü taşıyamaz hale geldi. Sistemi şimdiden gözden geçirmek gerekir.
Bizde "özel emeklilik sistemi"ne çok fazla ümit bağlandı. Şili örneği, Avrupa örneği diyerek sistem cilalandı. Şili’de de, Avrupa ülkelerinde de özel emeklilik sistemi çökmüş durumda. Çünkü bu sistem borsaların ve de faizin coşmasına ve koşmasına bağlı bir sistem. Borsalarda ve faizde eski günlerdeki yüksek getiriler artık hayal oldu.
(2) Bizim için şans şu: Bizim nüfusumuz genç nüfus. Genç nüfusumuz iş peşinde. Çalışmak, üretmek, kazanmak, kazandığı para ile daha iyi yaşamak için tüketmek istiyor. Avrupa ülkeleri artık sadece bilek gücüne sahip, eğitimsiz göçmen istemiyor. Çünkü bu tür göçmen üretime tam katkı sağlamıyor. Getirisi götürüsünü karşılamıyor. Bizim insanımız eğitimi ile, yaratıcılığı ile, uyum kabiliyeti ile farklı insan. (Yeni kuşağın, 1960’lı yılların uyumda zorlanan göçmen işçi kuşağı ile ilgisi yok.) Şimdilerde işçi akımından korktuklarını söyleyerek Türkiye’yi Avrupa’dan uzak tutmak isteyenler çok yakın zamanda insan gücüne muhtaç oldukları için Türkleri Avrupa’ya davet edecek.
Ama bütün bunlar bizim tartışma gündemimize giremeyen konular. Halbuki bizim geleceğimizi ilgilendiren gelişmeler bunlar...