Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Balıkesir kolonyası nasıl ünlendi? Kolonyayla Balıkesir'in ilgisi nedir diyerek meraklandım. Çünkü Balıkesir'de kolonyanın girdisi olan esası üretimi yok. Etil alkol üretimi yok. İki girdi de şimdilerde ithal ediliyor.(Bilgi için: Gülyağı/gül esansı dışında bizde esans üretimi yok. Her tür esansı ithal ediyoruz. Tekel organik etil alkol üretimine son verdiğinden bu yana, kolonya üretiminde kullanılan etil alkol yurtdışından, özellikle Brezilya'dan ithal ediliyor.) Şimdilerde birçok şehrin unvanıyla bütünleşmiş bir ürünü var. Örneğin Ordu'ya giden fındık, Rize'ye giden çay, Kayseri'ye giden pastırma, Afyon'a giden sucuk alıyor. Balıkesir'in ismiyle bütünleşen ürünü ise kolonya. Girdisi yerli değil. Acaba kolonyanın kendisi yerli mi? Balıkesir'in İklim Kolonyaları'nın sitesinde kolonyanın geçmişi bakınız nasıl anlatılıyor:" Kolonyayı ilk defa kimin yaptığı kesin olarak bilinmemektedir. Eski verilere göre, ilk defa 1690'da Almanya'nın Köln şehrinde yaşayan Jean Paul Feminis adlı bir seyyar satıcı yapmıştır. Daha sonra kendi ilkel reçetesini Giovanni Antonio Farina isimli bir arkadaşına bırakmış, o da yeğeni Giovanni Maria Farina'ya vermiştir. Giovanni Maria Farina kolonya yapımı üzerinde çalışmış ve "hoş lavanta suyu" adıyla kolonyayı pazarlamaya başlamıştır. Kolonya yapımı işi Köln (Kolonya) şehrinde gelişmiştir. XIX. yüzyıl başlarında Fransa'da üretilen ve "Eau de Cologna (Kolonya Suyu)" adı verilen kolonya dünyada tanınır olmuştur."Gelelim Balıkesir'in kolonyayla ilgisine ilişkisine... 1930'lu yılların başında Balıkesir'in ünlü berberi olan Cevat Karaoğlan'ın esans ve alkolü karıştırarak yaptığı ve "Beyaz Zambak" adıyla şişelediği kolonyalar büyük ilgi görmüş. Cevat Karaoğlan berberliği bırakarak akaryakıt bayiliği yapmaya başlayınca, kolonya işini 1940'lı yıllarda arkadaşı Bahattin Serpen'e bırakmış. Bahattin Serpen "Serpen" kolonyalarını üretmiş. Bir şehirde bir iş tutunca, ilgi görünce o işe ilgi duyanlar çoğalır. Balıkesir'de de böyle bir gelişme olmuş. Çok kişi kolonya işine girmiş. 1960'lı yılların başında kolonya üretimi işine giren tuhafiyeci Kadri Albayrak Esmen markasını dağa taşa yazdırarak ünlendirmiş. Daha sonra oğlu Tamer, torunu Serdar Albayrak bu işi genişletmiş. Gene 1960'ların başında bir subay çocuğu olan Mete Oben, lise öğrencisi iken kolonya işine girmiş. Üniversite tahsilini tamamladıktan sonra kolonya üretim işini genişletmiş. Şimdilerde AB kriterlerine uyumlu, şişesi tescilli Oben marka kolonyaları üretiyor. 1930'dan bu yana kolonya üretiliyor Balıkesir'de beş yıl önce kayıtlı 30 kolonya üreticisi varken, yanıcı ve patlayıcı özelliği nedeniyle şehir içindeki imalathanelerin kapatılmasıyla üretici sayısı 11'e, aylık üretim 300 tondan 60 tona düşmüş.Bu pazar yazısını kolonya konusunda çocukluğumun bir hatırasını aktararak bitireceğim. Benim çocukluğumda her evde limon kolonyası bulunurdu. Her vesileyle kolonya kullanılırdı. Yaşlılar " Ay kalbim çarpıyor... Ay içim fena oldu..." dediklerinde, bir bardak suya üç beş damla limon kolonyası damlatılır, bunu içenler ferahladıklarını, rahatladıklarını sanırdı.Halbuki kolonyonun tadı acı mı acı olurdu. Üç beş damla acı kolonyanın insanları nasıl rahatlattığını bir türlü anlayazdım.Balıkesir'in ünlü kolonyacısı Mete Oben'e "Kolonya neden acıdır? diye sordum. "Kolonya yapımında kullanılan etil alkol kolonyacılara verilirken, içki olarak kullanılmaması için içine acılaştırıcı bir madde eklenir. Bu renksiz madde kolonyanın kokusunu değiştirmez ama, tadını acılaştırır" dedi. guras@milliyet.com.tr 11 üretici kaldı