Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Daha önceki seçim dönemlerinde ülkeyi ağır bir "Seçim Havası" kaplardı. Hem kamuda hem de özel kesimde işler duraklar, her şey seçim sonuna ertelenirdi. "Hele şu seçim sonuçları belli olsun" diyenler uzun süre "ipe un sererdi". Bu seçimler öncesi kamuda işler pek aksamadı. Özel kesimde üretim gerilemedi. Hatta, ihracata dönük üretim arttı. Özel kesimde sadece konut, otomotiv ürünleri, beyaz ve kahverengi eşya ile lüks tüketim maddeleri satışlarında yavaşlama görüldü.Piyasalar denilen, faiz, döviz ve borsa kesimi ile halkın çoğunun doğrudan ilgisi yok ama, ilgisi olsun olmasın halk sabahtan akşama (futbol maçlarının sonuçlarını izler gibi) piyasa göstergelerini izliyor. Bu seçim "iyi havada" yapılıyor. Hava günlük güneşlik (!)... Her ne kadar seçim öncesi parti liderleri "tencere dibin kara, seninki benden kara" diyerek miting meydanlarında "bağırdı çağırdı", tansiyonu yükseltmeye çalıştıysa da liderlerin "hırçınlığı ve meydan kavgası" halka yansımadı. Halk sadece izledi, dinledi. Bugün sandığa giderek "gönlündeki aslanın isminin üzerine mührü basacak". Herkes saat başı dolar fiyatını soruyor. Sanırsınız ki herkes, gün boyu dolar alıp satıyor. Herkesin kulağı borsada... Hisse fiyatları artmış mı? Faizler ne olmuş?Şimdilerde insanlar enflasyonu devletin açıkladığı rakamlardan değil, dolar fiyatından izler hale geldi. Bu nedenle ucuz döviz, dövizle işi olsun olmasın, halkımız için ucuzluk göstergesi.İşte bunun içindir ki, seçim öncesinde ülkeye döviz girişinin devam etmesi, döviz fiyatının ucuzlaması, borsanın tırmanışa geçmesi, iyimserlerin iyimserliğini artırdı.Cari açıktan (döviz açığından), işsizlikten, yüksek faizin vergi gelirlerini yutmasından, kamunun ve özel sektörün varının yoğunun yabancılara satılmasından, ucuz dövizin üretim yapısını bozmasından söz edenler (genelde) karamsar, şom ağızlı muhalifler olarak kabul edildiğinden, o cepheden gelen seslere kulaklar tıkandı. Piyasalar canlı Dış piyasa oyuncuları, ABD'nin ve AB ülkelerinin yetkilileri, etkilileri seçim öncesi Türkiye'ye yönelik politikalarını "yumuşattılar"... Çok olasıdır ki, seçim sonuçlarının bekleyişleri doğrultusunda gerçekleşmesine destek vermek için veya gerçekleşeceği inancıyla para musluğunu açtılar.Seçim öncesi herkes işine gücüne baktı. Milletvekili adayları bile ortalıkta görünmedi. Ortalıkta koşuşturanlar sadece parti liderleri oldu. Ve de liderlerin tamamı "gerçek anlamda perişan" oldu. Çok yoruldu. Meydan meydan dolaşmak, her meydanda, rakipleri karşılarındaymışçasına kavgayı sürdürmek, bağırmak çağırmak kolay iş değil.Bugün sandığa gideceklerin, verecekleri oyların sonucunda ekonomide büyük değişimler olmasını beklemeleri söz konusu değil. Her seçmenin "daha iyi bir ekonomi özlemi" var ama, partiler ekonomik konularda ufuk açacak şeyler ortaya koyamadı. Bu nedenle eski iyimserler iyimserliklerini, eski kötümserler kötümserliklerini sürdürüyor.Önemli olan seçim sonunda TBMM'de, kavgayla vakit geçirerek ülkeyi gergin havaya sokacak yerde, hizmet yarışına girecek bir yapının ortaya çıkması. Seçileceklerin kavga için değil, halka hizmet için Ankara'ya gitmesi. guras@milliyet.com.tr Yabancılar heyecanlı