Olayların içinden R. T. Erdoğan, kısa sürede vaktini yeni dönemin politik yapılanması için kullanacak. Ekonomi, R. T. Erdoğan'ın ve dolayısıyla AKP tepe yönetiminin gündeminin başında yer almayacak.Kaldı ki, R. T. Erdoğan (seçim öncesi tereddütleri olsa da) seçim sonuçlarına bakarak, "Bugüne kadar uygulanan ekonomi politikalarında neden değişiklik yapalım? Bu politikalardan halk memnun ki, AKP'nin oyları arttı" diye düşünecek.AKP'nin alternatif bir programı olmadığına göre, ufak tefek değişikliklerle, bugüne kadar uygulanan programı devam ettirme durumunda.Ufak tefek de olsa değişiklikler konusunda da AKP aceleci davranmayacak. Çünkü yeni hükümetin oluşumu, yeni hükümetin bürokraside gerçekleştireceği yeni yapılanma, yeni hükümetin iç ve dış ekonomi çevreleriyle ilişki tazeleme döneminde, sonucu ne olacağı belirsiz radikal politika değişimleri gereksiz görülecek. Bu genel çerçevede ekonominin dış ve iç aktörleri, AKP'nin ikinci iktidar dönemine destek verecek. AKP tek başına hükümeti kuracağına göre, kısa sürede ekonomide değişiklik beklemeyelim. Dış aktörler, zaten bu seçimde AKP'ye oynamışlardı. AKP'nin ikinci dönem iktidarda olmasını, uygulanan politikaların sürekliliğinin (devamının) garantisi olarak görecekler. AKP dış çevrelere daha önce "güven" verdi.Küresel piyasalarda para bolluğu devam ettiği sürece AKP iktidarı için döviz (açık anlatımıyla sıcak para akımının sürdürülebilirliği) sorun teşkil etmeyecek.İç aktörler (açık anlatımıyla içerideki büyük finans çevreleri) AKP iktidarından zaten memnundu. Zaten AKP iktidarının destekçisiydi. AKP'nin tek başına beş yıl daha iktidarda kalacak olması onları rahatlatacak. AKP'nin önceki iktidar döneminde, tarafsız gözlemcilerin sorun olarak gündeme getirdikleri, konular nelerdi? İşsizliğin halkı üzdüğü söyleniyordu.İşçilerin, memurların, emeklilerin geçim sıkıntısı içinde oldukları iddia ediliyordu.Köylünün emeğini alamadığı, perişan durumda olduğu, topraklarını bırakarak şehre göç ettiği belirtiliyordu.Esnafın siftah edemediği, Anadolu'da piyasanın "geberik olduğu" anlatılıyordu.Ucuz dövizin sanayide ve tarımda işletmeleri çökerttiği, üretimi engellediği ileri sürülüyordu. Yabancılar AKP'den memnun Ama seçim sonuçları gösteriyor ki, bütün bunlar doğru değilmiş. Doğru olsaydı AKP'nin oyu düşerdi. Tersine oyu arttı.İyi de... AKP ekonomide hiçbir şey mi yapmayacak? Belki dolaylı baskı ile Merkez Bankası faiz oranını yarım puan aşağıya çeker. Ekonomiden sorumlu bakanlar bir şeyler söylemek için belki yeni teşvik tedbirlerinden söz eder. İşte o kadar.Önümüzdeki günlerde: Yüksek faiz ve ucuz döviz politikası devam eder. Döviz girişi sürer. Döviz fiyatı bugünkü rakamlarda dolanır.Borsada fiyatlar iner çıkar, ama tırmanışı sürdürür.Özelleştirmeye hız verilir. Kamunun eldeki varlıkları satışa çıkarılır.Orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışıyla ilgili yasal düzenleme kısa sürede sonuçlandırılarak bu satış yoluyla Hazine'ye ciddi bir kaynak girişi sağlanır.IMF ile ilişkilerin bozulmamasına özen gösterilir. Ve de... Ümit edilir ki, AB ile ilişkilerin kesilmemesinin, tersine yumuşatılmasının, Rusya ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önemi anlaşılır. guras@milliyet.com.tr Halkımız da memnunmuş