Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Enflasyonda memur kaybeder, işçi kaybeder, köylü kaybeder... Enflasyon dar ve sabit gelirlileri ezer. Enflasyon dar ve sabit gelirlilerin olmayan parasını da emer. Gelir dağılımını bozar. Enflasyon paraya para kazandırır.
Dar ve sabit gelirlileri korumak için enflasyonu frenlemediğini söyleyenler yalan söyler. Enflasyon başını alıp giderken, dar ve sabit gelirliye, memura, emekliye, çiftçiye yapılan hiçbir zam, onun kaybını önleyemez.
İşte bunun içindir ki, başka ülkelerde hükümetler enflasyonu dizginler. Bizde işbaşına gelenler bunu anlayamadıkları veya anlasalar da beceremedikleri içindir ki enflasyonu körükler.
Memura zam yapacağız, çiftçiye para dağıtacağız bunun için enflasyonu aşağıya çekemiyoruz. Enflasyonu aşağıya çekersek zam yapamayız. İyisi mi enflasyon biraz daha devam etsin diyenler halkı kandırmaktadır. Halka kötülük yapmakta, dar ve sabit gelirlilerin (memurun, işçinin, köylünün, emeklinin) soyulmasına aracılık etmektedir. Dar ve sabit gelirliler devamlı kaybederken, enflasyon tacirlerinin enseleri her yıl biraz daha kalınlaşmakta, cepleri dolmakta, paraları yurt içindeki kasalara sığmadığından yurt dışındaki bankalara akmaktadır.
Türkiye acayip bir ülkedir. Partilerin sosyalist, sosyal demokrat, halkçı, milliyetçi falan olmaları, parti liderlerinin halktan yana görünmeleri hikayedir. Partiler ve liderleri yıllardır bu soygun düzenine bekçilik etmektedir. Bu düzenin sürmesi için de savaş vermektedir. Düzen denilen şey, başka ülkelerde "eşitlik"tir. Bizde ise "ayrıcalıktır". Bizde düzeni koruyanlar "ayrıcalığı" savunanlardır. Bizde ayrıcalığın sürmesi ve daha keskin hale gelmesi için enflasyonun sürmesi şarttır.
Hazine Müsteşarlığı'nda çalışan değerli gençlerin ciddi araştırmalarının yayımlandığı "Hazine Dergisi"nin son sayısında Levent Veziroğlu, Türkiye'de enflasyon beklentisinin, kırılmasının nasıl başarılabileceğini tartışmış. Levent Veziroğlu'nun çalışmasında yer alan bir tabloyu yazının altında bulacaksınız. Türkiye'de enflasyon 1981 yılından bu yana yirmi yıldır sürüyor. Sürmekle kalmıyor. Basamak basamak tırmanıyor. İlk beş yılda ortalama yüzde 38.4, sonraki beş yılda yüzde 54.1, sonraki beş yılda yüzde 79.3, içinde bulunduğumuz dönemde ortalama yüzde 82.8 oranında dolandı. Aldı başını gidiyor. Biz şimdi "enflasyon ile bu yıl uğraşmayalım da, gelecek yıl bir şeyler yaparız" diyoruz.
The Economist dergisinde dünya enflasyon ligi şampiyonası ile ilgili tablo yayımlandı. Tablonun kaynağı IMF. IMF, Türkiye'nin 1999 yılı enflasyonunu yüzde 60.4 olarak tahmin ediyor. Bu oran ile Türkiye 1999 yılında Rusya'nın peşinden dünya ikincisi.
IMF uzmanları Türkiye'nin 2000 yılında enflasyonla mücadele edeceğine kanıp, hükümetin verdiği söze inanıp, 2000 yılı enflasyon tahminini yüzde 38.2 olarak belirtmişler. Türkiye IMF'ye verdiği sözü yerine getirse bile (Rusya 2000 yılında enflasyonu yüzde 23 oranına çekeceği için) 2000 yılında biz enflasyonda dünya şampiyonu (dünya birincisi) oluyoruz. Yirmi yıl enflasyonu indiremeyip, 2000 yılında "dünyanın en rezil ekonomisi" durumunda ortalıkta dolaşmanın ayıbı da bize yeter... Yeter de artar.