Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Washington'da "IMF ile anlaşmaya mecburuz" diyor.
Devlet Bakanı'nın başkanlığındaki heyet Washington'a, Türkiye'de tarafların anlaştığı şartlara dayalı bir anlaşmaya imza koymak için gitti.
Üzerinde anlaşılan şartlara göre Türkiye 2000 yılında enflasyonu yüzde 25'e çekmek için ne gerekiyorsa yapacak. Kemerleri sıkacak. Kamu finansman açığını küçültecek
Bakan ve onunla birlikte Washington'a giden bürokratlardan oluşan kadro, "yüzde 25 enflasyon hedefini gerçekştireceğiz" derken, "eski" bürokratlar bunun mümkün olamayacağını söylüyor. "2000 yılı da böyle geçsin, 2001 yılında enflasyonu yüzde 25'e indirelim" şeklinde bir ertelemeyi öneriyor.
Eski bürokratlar yabana atılacak kişiler değil. Yıllarla devlet deneyimi olan, yakın zamana kadar IMF ve benzeri kuruluşlara muhatap olmuş, sonra devletten ayrılıp özel sektöre geçmiş teknisyenler. Bu nedenle söyledikleri yankı buluyor.
Fakat unutulan bir şey var: Türkiye 2000 yılı için IMF ile görüş birliğine varılan tedbirleri erteler, yüzde 25'lik enflasyon hedefini gerçekleştiremeyeceğini söyler ise, IMF ile ilişkiler kesilecek. IMF ile stand - by anlaşmasının imzalanması suya düşecek.
Eski bürokratların Washington'daki farklı görüş ve söylemleri etkili olmuş ki, IMF ayak sürçmeye başladı. IMF anlaşmayı imzalamak için bütçeyi bekleyecek... Açık anlatımıyla Türkiye'nin yüzde 25'lik enflasyon hedefinden vazgeçip, geçmeyeceğini görecek.
IMF'nin bütçeyi beklemesi demek, stand - by anlaşmasının imzasının yıl sonuna kadar tamamlanamaması demektir. Bu ise, kredi musluklarının 2000 yılı başında açılmasını geciktirerek, Türkiye'nin durumunu daha da zorlaştıracaktır.
Eski bürokratlar diyor ki, "Eğer gerçekleşmesi imkansız bir enflasyon hedefi ve kamu finansman açığı hedefi ile anlaşma imzalanır ise, Türkiye kötü duruma düşer. Mahçup olur. İyisi mi, daha başlangıçta özür dileyelim. 2000 yılı da böyle geçsin. Enflasyonu düşürmek için ciddi tedbirleri 2001 yılında uygulayalım."
Ankara'nın yeni kadroları ise diyor ki, "2000 yılında yüzde 25 enflasyon hedefini ertelemeyi istemek demek, IMF ile anlaşmayı da ertelemek demektir. IMF ile anlaşamaz isek 2000 yılında döviz bulamayız. Enflasyon çığırından çıkar. Tekrar IMF ile masaya oturmak için çok ağır şartlar kabul etmemiz gerekir. Bir noktada başlamak lazım. Bir yıl sonra yerine şimdi başlayalım. Zorlayalım kendimizi..."
Yeni bürokratların görüşlerini benimseyen yeni Devlet Bakanı, Washington'da Zülfikar Doğan'a "durumu" açık şekilde özetliyor: "IMF ile anlaşmaya mecburuz!" Mecburiyet, bizi "zorlayacak"...