İsrail ile Türkiye ilişkilerinin düzelmesinin İsrail’e ne yararı var bilemem ama bize çok yararı var. İsrail ile Türkiye arasındaki kapı üç yıldır kapalı idi. Derken bir günde bir telefon ile açıldı. Açıldı da, nasıl açıldı? Tabii ki iki ülke arasında hükümetler düzeyindeki diyalog ve müzakereler önemli. Ama biliniyor ki günümüzde önemli siyasi anlaşmazlıklarda sivil toplum kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarında sorumluk üstlenen kişilerin de rolü-etkisi oluyor.
Türkiye’de 500 yıllık geçmişi olan bir Musevi cemaati var. Bu cemaatin önde gelen üyeleri var. Cemaat içinde uluslararası alanda isim yapmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Museviler var.
Bunlardan birini, Jak Kamhi’yi 1974 yılından beri tanıyorum. 1974 yılından beri Türkiye Cumhuriyeti’nin dış ilişkilerinde karşılaşılan sorunların çözümü için gösterdiği çabaları uluslararası ve Türk Musevi cemaatlerinin desteğini sağlamak için yaptıklarını biliyorum.
İsrail’den yeni döndü
Önceki gün telefon ile konuştum. İsrail’den İstanbul’a yeni dönmüştü. Mutlu idi. ”Çok zor oldu ama, oldu...” dedi. Anlattı: “İsrail’deki dostlarımıza başından beri şunu söylüyorum. İsrail Hükümeti 1 vatandaşının öldürülmesinde haklı olarak kıyameti koparır. 9 Türk öldürülmüş. Türkiye’nin özür ve tazminat beklemesini neden normal karşılamıyorsunuz? Diye sordum. Aslında siviller daha önceden özür ve tazminatı kabul ettiler ama, askerler direndi. Ne var ki, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin iyi niyeti ve Türk Musevi cemaatinin de desteği ile sorun tatlıya bağlandı” diye konuştu.
Jak Kamhi (1925), bundan 500 yıl önce İstanbul’a göç eden ve 500 yıldır Türkiye’de yaşayan bir Musevi ailenin çocuğu. Türkiye’yi birçoğumuzdan fazla seven bir Musevi. İstanbul’da St. Michel Lisesi’nde ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okudu. Babası tüccardı. Babasının verdiği 5 bin dolar ile bir atölye kiralayarak demir profil işine soyundu. Daha sonra Profilo adını verdiği firma, Frigolux markası ile 1954’te ilk Türk buzdolabını, ilk otomatik çamaşır makinesini, 1972’de Telra markası ile ilk Türk TV’sini üretti. Profilo zamanla büyüdü. 1991 yılında Çerkezköy’deki tesislere taşındı. 6 bin çalışanı ile 1 milyar dolar ciroya ulaştı. Daha sonra finansman sorunları nedeniyle tesisleri Alman BSH grubu devraldı. Uzun süredir hukuki itilaf mahkemede.
Sorunların çözümü için çalıştı
Jak Kamhi, TÜSİAD, İSO, İKV ve DEİK kurucularından ve üyelerindendir. 1975 yılında Kıbrıs müdahalesi nedeniyle ABD Türkiye’ye ambargo uygulamaya başladı. TÜSİAD üyelerinden oluşan bir heyet, o yıllardaki hükümetlerin isteği ile ABD’ye 2 seyahat yaptı. Feyyaz Berker başkanlığındaki heyetlerde Jak Kamhi ile birlikte ben de vardım. Jak Kamhi’nin kişisel çabaları ve ABD’deki Musevi cemaatlerinden aldığı destekle başkanlık ofisleri ve Kongre’de ne kadar olumlu temaslar yaptığını ve bu temaslardan da olumlu sonuçlar çıktığını gördüm.
Jak Kamhi daha sonra, AB ile, Fransa ile olan ilişkilerdeki sorunların çözümü, askeri malzeme alımlarındaki kısıtlamaların kaldırılması, ABD Kongresi’nde Ermeni soykırım tasarılarının karara bağlanmaması konularında hiçbir menfaati olmadan çaba gösterdi, katkıda bulundu.
Devletimiz onun çabalarını ödüllendirmeyi bildi. 1991 ve 2007’de devlet üstün hizmet madalyası verdi.