Türkiye’ye döneceğimiz günden önceki gece Paris’in ‘Place de Maubert Mutualite’ denilen bölgesinde Rue de Monge isimli sokak üzerinde bulunan ‘Kayser’in fırınının önünde sıraya girdik. Parisli Füsun’a göre ‘Kayser’in fırını Paris’in en babayiğit ekmek fırını. Önemli lokantalar ekmeklerini buradan alırmış. Soğuk havada, fırının önündeki kaldırımda uzunan kuyruğa bakılırsa Parisliler de ekmeğin iyisinden anlıyor!... Yazması ayıp olacak ama, ben köy ekmeğine bayılırım... Mis gibi kokan kepekli undan yapılmış, sert ekmek özlemi ile yaşarım. Paris’te ‘Pain Polaine’ adı ile satılan, üç kiloluk yuvarlak somun ekmek, bizim eski köy ekmeklerine benzer. Herkes Paris’ten bir şeyler getirir. Ben ise bavuluma iki somun ekmek koyar dönerim. Ekmekleri buzdolabında saklar, gıdım gıdım bir buçuk ay yerim.
Ben harp kuşağındanım. 1944 yılında Bartın’da karne elimde, mısır koçanından yapılmış ekmeği almak için fırın önünde saatlerce sıra bekledim. Bir çuval kaçak un bulunduğunda, annemin evin arka bahçesindeki çamur fırında pişirdiği ekmeği yiyince bayram ederdim.
Günümüzün kuşağı ne mısır koçanı ekmeğinin ne olduğunu ve ne de köy ekmeğinin tadını biliyor. Günümüzde köy ekmeği diye satılan ekmekler bile kimyevi maddelerle süngerleştirilmiş, mayasız, tatsız tutsuz ekmekler. Şu ülkede doğru dürüst ekmek yapan en büyük hayırı yapmış olacak.
Fransızlar korktu
Dönelim Paris’e... Ekmek sırası beklerken Parisli Füsun ile konuşmalarımıza kulak kabartan önümüzdeki yaşlı Parisli, "Hangi dili konuşuyorsunuz?" diye sordu. Türk’üz deyince başladı anlatmaya...’ Ben ve karım Türkiye’yi çok merak ediyoruz. Önceki yıl biletlerimizi aldık... Yola çıkıyorduk... Abdullah isminde bir terörist yakalandı... Türkiye karışacak dediler. Korktuk, seyahati iptal ettik. Önümüzdeki yaz Türkiye’ye seyahati düşünüyorduk. Şimdi de Irak harbi nedeniyle vazgeçtik... Şu Türkiye’yi görmek bize nasip olmayacak... Sahi Türkiye’yi acaba neden Avrupa Birliği’ne kabul etmiyorlar?’ Sohbet devam etti. Sıramız geldi. Tanesine 7.5 euro vererek iki somun ekmek aldım.
Ekmek sırasındaki konuşma da gösteriyor ki, Irak harbi nedeniyle maalesef bu yıl Avrupa’dan turist gelmeyecek. Gelemeyecek. Bunu bilelim. Hazırlıklı olalım.
Şu Irak sorunu olmasa imiş, Avrupa Birliği’ne tam üyelik tartışmaları nedeniyle Türkiye Fransa’da bayağı gündeme oturan bir ülke haline gelmişmiş.
Türkiye AB’li
Türkiye Avrupa’nın içinde mi, dışında mı tartışmalarının alevlendiği dönemde bir Fransız politikacısının söylemini naklettiler. Politikacı demiş ki: ‘Neyi tartışıyorsunuz?.. Türkiye yıllardır... Taaa Osmanlı döneminden bu yana Avrupa’nın parçası değil mi? 1900’lü yılların başında biz onlara Avrupa’nın hasta adamı demiyor mu idik? Adamlar hasta masta... Yıllardır Avrupa’nın içinde!..’
Fransa’nın önde gelen yayın organlarında örneğin Le Monde gazetesinde Irak krizi ile ilgili haberlerde, Avrupa ülkelerinin davranışlarını, politikalarını sergileyen haritalarda Türkiye 22 Avrupa ülkesinden biri olarak yer alıyor.
Fransızların çoğu Türkiye’yi Avrupa Birliği üyesi ülkelerden biri sanıyor.
Mağazalarda Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerin vatandaşlarına vergisiz satış yapılıyor. Bana anlatıldığına göre bu bayramda vergisiz satıştan yararlanmak isteyen Türklerin çoğuna satıcılar "Türkiye artık Avrupa Birliği üyesi. Vergisiz satış imkanından yararlanamazsınız" demiş. "Vallahi de billahi de tam üye olamadık... Bizi kabul etmediler.." diyerek satıcıları inandırıp vergi iadesi fişi alıncaya kadar bizimkilerin göbekleri çatlamış.
İşte Paris’ten son haberler de bunlar...