Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Eğer insanların yıllık net geliri yıllık ortalama fiyat artışı oranında artmamış ise, onlar için enflasyon "pahalılık" demektir. Onlar bir yılda kendilerinin fakirleştiğini hissederler.Aylık fiyat hareketleri tabii ki önemlidir. Ama halkın geliri her ay değişmez. Halk gelir değişimini genelde daha uzun dönemlerde ölçer. Gelirindeki değişim ile harcamalardaki değişimi karşılaştırarak durumunun iyiye mi kötüye mi gittiğine karar verir.Geçen yıl (2006 yılında) eylül ayından geriye yıllık (12 aylık) dönemde ortalama tüketici fiyatlarındaki artış yüzde 9.05 idi.TÜİK, bu yılın eylül ayından geriye 12 aylık dönemde (yıllık) tüketici fiyatlardaki artışın yüzde 9.17 olduğunu açıkladı.Görülüyor ki, yıllık ortalama fiyat artış oranında geçen yılın üzerinde. Merkez Bankası enflasyon için belirlediği hedeften çok uzak. Enflasyon denilince halkı ilgilendiren, tüketici fiyatlarındaki yıllık ortalama fiyat artışıdır. Halbuki Merkez Bankası, enflasyonu aşağıya çekme konusunda pek iddialı. Bu uğurda "yüksek faiz-ucuz döviz" politikasını ısrarla (acımasızca) sürdürüyor.Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası Başkanı ekonomi yazarlarını topladı. (Bu toplantılarına, banka politikalarını eleştiren benim gibi yazarlar çağrılmıyor!) Katılanların anlattıklarına göre, Başkanı "Enflasyonun belini kırdık... Önümüzdeki 18 ay içinde, belki 12 ay içinde, yüzde 4'ün de altına inecek... Enflasyon faizin fonksiyonudur. Faizi yüksek tuttukça enflasyon iner. Biz de bunu yaptık... Başarılı olduk... Devlet maaş ve ücretleri artırmıyor. Devlet artırmayınca özel sektör de ücretleri artırmıyor. Döviz fiyatı artmıyor, kiralar artmıyor. Bu iş bitmiştir" demiş.MB Başkanı'nın anlatımına göre (halkımız henüz farkında değil ama!), enflasyonun beli kırılmış. Her ne kadar "yüksek faiz ve düşük döviz fiyatına rağmen" son bir yılda enflasyon için belirlenen hedeflere ulaşılamadı ise de, önümüzdeki 18 ay içinde, veya 12 ay içinde sorun çözülecek. Ne demişler, "Bekleyen derviş, muradına ermiş (!)" MB yüksek faizde ısrarcı Merkez Bankası Başkanı iyimser konuşuyor, ümit pompalıyor ama, halkımız cebinden çıkan paraya bakıyor. Halkımızın toplam tüketim harcamalarını 100 kabul edersek bunun 56.69'u 3 kalemdeki harcamadan oluşur. (1) Gıda harcamalarının payı yüzde 28.47'dir. (2) Konut-kira harcamalarının payı yüzde 16.62'dir. (3) Ulaştırma harcamalarının payı yüzde 11.60'tır.Bu 3 önemli harcama grubunda, eylül ayından geriye 12 aylık (yıllık) fiyat artışları halkımız için önem taşır. (1) Eylül ayından geriye gıda harcamaları 12 ayda yüzde 11.86 oranında arttı. (2) Konut-kira harcamaları yüzde 12.06 oranında, (3) ulaştırma harcamaları yüzde 6.81 oranında arttı.Halkımız bu fiyat artışlarına bakıyor, gelirindeki artışın bu fiyat artışlarının gerisinde kaldığını görüyor. Mutsuz oluyor. İşte enflasyon denilen sorunun aslı da budur. guras@milliyet.com.tr Halk cebinden çıkana bakıyor