Müjde: Gelecek yıl memur maaşları yüzde 25 yerine yüzde 35 artacak. Tüpgaza, dolmuşa, peynire, ekmeğe yüzde 100 zam gelecek. Yıl sonunda 1 Amerikan doları 1 milyon Törkiş lira olacak...
Müjde: Hükümet "Yumuşatma Komitesi" kurdu. IMF hedefleri hükümetten geri döndü. Artık enflasyonla mücadele tehlikesi falan kalmadı. Enflasyon alır başını gidebilir.
Enflasyonu düşürmek gibi bir yanlış yola giren önceki yöneticiler IMF ile izleme anlaşması imzalayıp, frene basmıştı. Bu yüzden ekonomi bir yıldır yavaşlamış, piyasa geberik hale gelmişti... Şimdiye kadar ödenen bu fatura n'olacak diye sormayınız... Olacak o kadar...
Bir şey daha var... Onu da büyütmemek lazım... IMF bizim enflasyonla mücadele niyetimizi ciddiye alarak, ekonomiyi dengelemek için bir defalık bir "varlık vergisi" (bazıları bunu "deprem vergisi" adı ile halka yutturmayı denedi) almamızı önermişti. Biz de bu öneri üzerine atlamıştık ya... Yola çıkmışken ondan da dönülmeyecek... Gelecek yılın başında hükümet bir kanun çıkararak "varlık vergisi" "salar"ak rahatlayacak. "Zevk ü sefa meyhanesi" harcamalarında daha cömert olma şansına kavuşacak. Efendim tüccarımız, memurumuz, çiftçimiz, işçimiz, sanayicimiz, bankacımız alışmış enflasyona... Yirmi yıldır enflasyon içinde yaşıyor. Şimdi paaaattt diye enflasyonu aşağıya çekmenin ne gereği var?.. Milleti sıkıntıya sokmak kimin haddine!..
Bırakınız halkımız 3 bin dolarlık kişi başı milli gelir ile fakirler liginde oynamaya devam etsin... Bırakınız kişi başı milli geliri 17 bin dolara çıkaran Kıbrıs Rum Kesimi, yıllık enflasyonu yüzde 2'nin altına indiren Yunanlı dostlarımız Avrupa Birliği'nde zenginlerle kol kola gezsin. Bir gün belki Yunanistan vetosunu kaldırırlar da bize de 300 - 500 milyon dolar yardım akar.
Sayın okuyucularım... Büyük Türk büyükleri işin ciddiyetinin farkında değil ama, durum çok ciddi...
Türkiye'nin artık enflasyonu sürdürebilme gücü kalmadı... Durum geçmiş yıllardan, aylardan hatta günlerden farklı.
- Enflasyonu aşağıya çekmek için bir yıldır uygulanan istikrar tedbirlerine dayalı olarak 2000 yılı bütçesi, IMF'ye verilen sözler doğrultusunda bağlanmaz ise, hiçbir şeyin değişmeyeceğini, enflasyonun eski çizgisinde sürüp gideceğini sananlar, döviz rezervine güvenenler yanılıyor.
- Enflasyonu aşağıya çekmek için uygulanan tedbirlerden geri dönülür, 2000 yılı bütçesi IMF'ye verilen sözler doğrultusunda bağlanamaz ise, 2000 yılında enflasyon yüzde 60'larda kalamaz. Çünkü, önce döviz kıtlığı başlayacak. Türk lirasından dövize hücum olacak. İçerideki döviz dışarı akacak. Bunu önlemek için faizler artırılacak. Faiz artınca hükümetin parası tükenecek. Parası tükenen hükümet iç borca saldıracak. İç borç ana para ve faiz stoku ödenemeyecek rakamlara sıçrayacak.
- Türkiye'nin 2000 yılında kısa vadeli dış borcu döndürmek için dışarıya 28 milyar dolar ödemesi, tekrar o kadar borçlanması gerekiyor. Orta vadeli dış borç için 15 milyar dolar ödenecek, o kadar da yeni kredi bulunacak. Toplam olarak ödenecek dış borç (sadece 2000 yılında, sadece 12 ayda, kısa ve orta vade borç olarak ödenecek rakam) 43 milyar dolar. Türkiye tekrar kredi bulamadan bu parayı ödeyemez.
Enflasyon ile mücadeleden vazgeçip IMF ile ilişkisini kesen Türkiye'ye 2000 yılında kısa ve orta vadeli kredi olarak kimse 43 milyar dolar veremez.
Memur zammını yüzde 25'ten yüzde 35'e çıkarmanın karşılığı ödenecek fatura işte budur... Bu durumda 2000 yılı içinde peynire, tüpgaza, dolmuşa, ekmeğe yapılacak zam yüzde 100'de kalır, 1 ABD doları 1 milyon Törkiş liraya satılır ise, halinize şükredin... Beterin beteri var.