Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İstanbul'da Beşiktaş kıyısında Kenan Evren zamanında Devlet Konukevi olarak yaptırılmaya başlayan ve Atik Ali Paşa Konağı diye isimlendirilen binaların ve arsanın irtifak hakkı (kullanım hakkı) turistik yatırım amacı ile Özelleştirme İdaresi tarafından ihaleye çıkarıldı.
Burayı bir otele dönüştürmek için 100 milyar liralık yatırım projesi hazırlayan bir uluslararası yatırımcı, ihaleyi kazandı.
Yabancı yatırımcı 9 aydır imza bekliyordu. Geçen hafta bu sütunda Sayın Hüsamettin Özkan'ın dosyayı 9 aydır imzalamaması nedeniyle işin sürüncemede kaldığını yazdım.
Özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Yüksel Yalova açıklama yaptı. Sayın Hüsamettin Özkan'ın günahına girildiğini, gecikmeden onun sorumlu olmadığını, gecikmenin fiyat konusundaki tereddütten kaynaklandığını, tereddüt nedeniyle 9 ay sonra ihalenin iptaline karar verildiğini, yeni bir ihale açılmasının düşünüldüğünü belirtti.
Atik Ali Paşa'nın 9 ay imzada bekledikten sonra kararnamesinin iptali, özelleştirme uygulamalarındaki "al gülüm - ver gülüm" usulü uygulamanın çarpıklığını bir defa daha gündeme getirdi.
Al gülüm - ver gülüm uygulamasının ne olduğunu sayın okuyucularıma anlatmakta yarar görüyorum.
(1) Bir zamanlar benim de aralarında bulunduğum plancılar, hayvancılığı geliştirmeye çalışmıştı. Bu nedenle Et ve Balık Kurumu güçlendirilmişti. Kesim için gelecek ve yolda kilo kaybedecek hayvanların beslenmesi, hem üretici hem ülke ekonomisi bakımından et kaybının önlenmesi için kesimhanelerin yanında geniş araziler satın alınmıştı. Özelleştirme kapsamında Et Balık Kurumu tesisleri haraç mezat satıldı. Bunları satın alanlar kullanım amacı ile değil, arsaları için satın aldı. Ankara'daki Et Balık Kurumu arsası 22 milyon dolara "burayı kesimhane olarak işleteceğini söyleyen" toptancılara hediye edildi. Toptancılar kesimhaneyi kapayıp arsayı parselledi. Arsanın yarısını bir büyük sermaye grubuna sattı. O grup arsada Ankara'nın en büyük alışveriş merkezini yaptı. Özelleştirmeden arasayı kapanlar arsanın yarısından ayda 10.5 milyon dolar kira alıyor. Şimdi bu büyük alışveriş merkezindeki dükkanlar dolar ile kiralanıyor. Satılıyor. Arsanın diğer yarısının da rantı artıyor.
Allah rızası için bu yapılan özelleştirme midir? Yoksa al gülüm - ver gülüm işi midir?
(2) Bir zamanlar benim de aralarında bulunduğum plancılar Eminönü - Bakırköy sahil şeridini, İstanbul'un yataklı turizm gelişme alanı olarak belirlemiş, bu amaçla yabancılara master planlar hazırlatılmıştı. Bu kıyı şeridinde bulunan Sümerbank'ın 60 dönümlük tesisleri de konumu ve büyüklüğü bakımından ciddi turizm yatırımları için çok değerli arsalardı. Özelleştirme İdaresi'ne devredilen ve turizm geliştirme projesi çerçevesinde özelleştirilmesi beklenen 60 dönümlük bu kıyı arsası Galatasaray Üniversitesi'ne devrediliyor. Beykoz'daki Kundura Fabrikası'nın 183 dönümlük kıyı arsası da İstanbul Teknik Üniversitesi'ne devredilecek. Galatasaray Üniversitesi daha önce ilkokul için geçici olarak tahsis edilen Kabataş'taki Feriye Sarayı binasında öğretimini sürdürüyor. Bu alışkanlık ile şimdi İstanbul'un deniz kıyılarında üniversitelere arsa tahsis ediliyor. Bu yanlıştır. Özelleştirmenin ruhuna aykırıdır. Devlet özelleştirilecek arsaları ekonomiye en yararlı amaçlara yöneltir. Buradan sağlanan kaynaklarla öğretimin en iyi yapılabileceği bölgelerde, öğretim amaçlı binalar yaptırılır. "Yalı üniversitesi" modasını başlatmayalım.
(3) Bakan Sayın Yüksel Yalova, Beşiktaş'taki Atik Ali Paşa arsasının turistik yatırım amacıyla yeniden ihaleye çıkarılabileceğini söylüyor ama, Ankara'da sürüp giden "al gülüm - ver gülüm" hesabı buna imkan vermeyecek. Politikacıların çabası bu arsayı yakınlarına yönlendirmek. Arsada "içinde turistik bir lokanta da bulunan alışveriş merkezi kurulmak isteniliyor". Böyle bir amaç için arsa tahsis edilir ise, müteşebbisine otelin getirisinin yüz katı gelir sağlar. Bu müteşebbis de bu arsa için otel yatırımcısının ödeyeceği paranın üç katı fazla ödeme yapar... Ama bir başka "al gülüm - ver gülüm" hesabı daha var. Dışişleri Bakanlığı da bu arsaya "Ankara'daki büyük Türk büyükleri ile Türkiye'ye gelecek yabancı büyüklere otel yapmak için göz koymuş durumda... Düşünebiliyor musunuz, bir yanda parası olmadığı için devlet arsa satmaya kalkıyor, öte yanda aynı devlet arsanın üzerine misafirhane inşa ettirip işletmeye niyetleniyor.
İşte size "al gülüm - ver gülüm" modeli özelleştirmenin özeti.