Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden AKP, MHP, DP ve CHP'nin KOBİ'ler konusunda özel vaatleri var. CHP, "Esnaf ve KOBİ Bakanlığı" kuracak. DP "1 milyon yeni KOBİ'nin kuruluşunu sağlayarak 5 milyon insana iş imkânı yaratacak". AKP "KOBİ'lere 1.5 milyar YTL girişim sermayesi" verecek. MHP, "Temel direğini KOBİ'lerin oluşturduğu bir ekonomi programı izleyerek tekelciliği KOBİ'lerle önleyecek."KOBİ (küçük ve orta ölçekli işletme) konusunda bizde pek çok tanım var. Klasik tanım, çalışan işçi sayısına dayanıyor. Çalıştırdığı işçi 1-49 arasındaki işletmeler küçük, 50-199 arasındakiler orta ve 200'den fazla olanlar büyük işletme sayılıyor. Siyasi partilerin seçim dönemindeki açıklamalarına bakılırsa, hemen her parti KOBİ'leri destekleyecek. Çünkü hemen her parti ülke ekonomisinin kaderini KOBİ'lere bağlı görüyor. Partilere göre, KOBİ sayısı arttıkça, KOBİ'ler geliştikçe hem istihdam sorunu çözülecek, hem de ekonomi büyüyecek. Bu tanıma göre Türkiye'deki işletmelerin yüzde 98'i KOBİ ama KOBİ'ler toplam katma değerin sadece yüzde 18 dolayındaki kısmını yaratabiliyor.Toplam katma değerde büyük işletmelerin payı yüzde 82 olarak hesaplanıyor.Avrupa'da bankaların kredileme kriterlerinin dayanağı olan Basel II Sözleşmesi'ndeki tanım ciro esasını ortaya çıkarıyor. Yıllık cirosu 50 milyon euro'nun (87.5 milyon YTL'nin) altındaki işletmeler KOBİ sayılıyor.Merkez Bankası'nın sektör bilançoları araştırması kapsamına giren 7.500 büyük şirketin sadece 700'ü KOBİ tanımı dışında kalan büyük işletme.İSO önceki gün 2006 yılı faaliyet sonuçlarına göre, Türkiye'nin 500 büyük firmasını yayımladı.500 büyüğün sadece 478'i Basel II tanımı çerçevesinde gerçek anlamda büyük. İyi de acaba büyüklerimiz ne kadar büyük? 2006 yılındaki 500 büyüğün satış hasılatı toplamı 156 milyar dolar. (225 milyar YTL) ABD'de yayımlanan Fortune dergisinin dünyadaki 500 büyük firma sıralamasının başında yer alan Wal-Mart market zincirinin satış hasılatı 351 milyar dolar. İşletmelerin çoğu küçük Demek ki bizim 500 büyüğümüzün toplam cirosu, liste başında yer alan bir firmanın cirosunun yarısı kadar bile değil.Küçük güzeldir, sevimlidir ama... Küçük küçüktür. Ege Cansen'in bir deyimi vardır. "Takayla Atlantik geçilmez." Takayla denize çıkmak öğrenilir. Takayla kıyı kıyı dolaşılır. Ama takayla Atlantik aşılamaz. Atlantik'i aşmak için dalgalara dayanacak, büyük yükleri ve çok sayıda insanı taşıyacak kocaman teknelere, transatlantiklere ihtiyaç vardır.Biz ihracata dayalı üretim artışıyla büyümek zorundayız. İhracat demek, küresel pazarda dev rakiplerle rekabet demektir. Rekabetin temelinde ekonomik büyüklük yatar. Ekonomik büyüklüğe ulaşamayan, teknoloji geliştiremez, birim maliyeti ucuzlatamaz, pazarlama harcamaları yapamaz, marka oluşturamaz, markayı tanıtmanın gereği olan reklam harcamalarını yapamaz. Açık anlatımıyla, KOBİ'lerle küresel pazara çıkamayız.Tabii ki KOBİ'lerin büyüme, gelişme imkânı var. Tabii ki KOBİ'siz olmaz. Tabii ki KOBİ'ler de yaşayacak... Ama ekonominin sürücü gücü olan ekonomik büyüklükteki işletme sayısını artırmaya mecburuz. guras@milliyet.com.tr Büyük olmadan olmaz