Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


2002 yılında biz petrol ihtiyacımızı, variline ortalama 22.0 - 23.0 dolar, bir tonuna 170.0 dolar dolayında bir ödeme ile gerçekleştirdik. 24.5 milyon ton petrol ithal ettik. Bunun için de toplam 4.2 milyar dolar ödeme yaptık. Savaş olasılığı petrol fiyatlarını yükseltmeye başladı. Şimdilerde petrolün varili 33.5 dolara çıktı. Savaş olması halinde, petrolün varil fiyatının 50 dolara kadar yükselebileceği söyleniyor.
Varil fiyatındaki her 10 dolarlık artış, bizim yıllık petrol ihtiyacımızın büyüklüğüne göre, faturamızı yaklaşık 2.2 milyar dolar artırmaktadır. Açık anlatımıyla, variline 22.0 - 23.0 dolar yerine 2002’de 32.7 dolar ödeseydik, petrol faturamız 4.2 milyar dolar yerine 6.4 milyar dolara yükselecekti.
Bu kaba hesaba göre, yıllık 24.5 milyon ton tüketimde petrolün varil fiyatının 50 dolara çıkması halinde, Türkiye’nin petrol faturası 9 milyar dolara yükselecek demektir. Bu ise, 2003 yılı faturasına göre yaklaşık 5 milyar dolarlık bir ek yüktür.
Petrol fiyatındaki artış sadece ülkenin döviz faturasını yükseltmez. Petrol ekonominin temel girdilerinden biri olduğu için, her türlü mal ve hizmetin de fiyatını artırır.
Halkımızın ana gıdası olan ekmekte, ekmek yapılan unda, buğdayda petrolün yükü var. Tarlayı sürmek için gerekli mazot, kullanılan ilaç, değirmencinin, nakliyecinin, fırıncının tükettiği akaryakıt, ekmeğin fiyatını belirliyor. Evlerde kaynayan tencerede petrolün yükü var. Tencereyi ısıtan gazda, tencerenin içine giren sebzede, bakliyatta, soğanda, patateste, petrolün yükü var.
Petrol fiyatındaki artış çok kısa sürede halkın cebini etkiliyor. Fiyatların bir bütün olarak yukarıya tırmanmasına yol açıyor.
Her ne kadar petrol ve petrol ürünlerinin satış fiyatlarının büyük bölümü vergiden oluşuyorsa da, günümüzde bu vergi oranını düşürerek petrol fiyatlarındaki maliyet artışının tüketiciye yansımasını engellemek imkansız. Çünkü, petrolden alınan vergi, Hazine’nin en önemli gelir kaynağını teşkil ediyor. Hazine, bu kaynaktan fedakarlık edemeyecek kadar kötü durumda.
1998’de ortalama varili 12.0 dolardan petrol satın aldık. Yıllık faturamız 2.0 milyar dolardı. Petrolün ortalama varil fiyatı 1999 yılında 16.5 dolar, 2000 yılında 27.0 dolar oldu. 2001 yılında 22.7 dolar oldu. 2002 yılının Ocak ayında varili 18.6 dolardan petrol aldık. Eylül ayında varil fiyatı 26.0 dolara yükseldi. Ama yılın bütününü 22.0 - 23.0 dolar ortalama fiyatla tamamladık.
Petrol fiyatları tamamen bizim dışımızda oluşuyor. İthalat miktarını sınırlama şansımız olmadığı için, dünya fiyatında oluşacak faturayı ödemeye mecbur kalıyoruz. Petrol fiyatları inşallah artmaz da, mevcut sorunlara bir de bu sorun eklenmez.


* Geçici rakamlar.